Üsküdar Üniversitesinde düzenlenen “Darbelerle Yıkılan Değerler” başlıklı panelde konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, demokrasisi gelişmiş, çok seslilik içinde ve farklı düşüncelerin bir arada yaşadığı öz güveni gelişmiş bir toplumda darbe yapılamayacağını söyledi. Gazeteci yazar Mehmet Barlas, günümüz Türkiye'sinde darbe ihtimalinin çok zayıf olduğunu belirterek “Türkiye geri dönülmez yola girdi, çok kararlı bir sürece girdi çünkü Türkiye’de çok kararlı bir lider var: Tayyip Erdoğan, şu andaki darbecilerden çok daha güçlü” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Öğrenci Konseyi tarafından düzenlenen “Darbelerle Yıkılan Değerler’’ başlıklı panelde Türk siyasi hayatına yön veren darbeler, demokrasi ve toplum üzerindeki etkileri konuşuldu.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Darbelerle Yıkılan Değerler” başlıklı panelin moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi Postkolonyal Çalışmalar Araştırma ve Uygulama Merkezi (PAMER) Müdürü Doç. Dr. Merve Kavakçı yaptı.
Panelde konuşmacı olarak yer alan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas ve Yeni Birlik Gazetesi yazarı Avni Özgürel, Türk siyasi hayatında etkileri bulunan darbeleri değerlendirdi.
Beni ben yapan ögeler içinde 80 ihtilali var
Türkiye siyasetinin şekillenmesinde darbe dönemlerinin önemli bir yeri olduğunu belirten Doç. Dr. Merve Kavakçı, gelecekte benzer olayların yaşanmaması için geçmişe bakmak gerektiğini söyledi. 1980 darbesine Erzurum’da yaşayan bir çocuk olarak tanıklık ettiğini belirten Kavakçı, Atatürk Üniversitesi’nde o dönemde akademisyen olarak görev yapan anne ve babasının yaşadıklarını aktararak “Siyasi kafam orada gelişti. Onların orada yaşadıklarını gördüğüm için bugün beni ben yapan öğeler içinde 80 ihtilalinin önemini vurgulamak isterim. Bugün burada geçmişte yaşanan bu darbeleri, bunların psikolojisini ve geleceğini, neden darbeleri üzerimize çekiyoruz, Türkiye darbelere mahkum mu? Bunları konuşacağız” dedi.
Darbe Osmanlı’dan gelen bir gelenek
Gazeteci yazar Mehmet Barlas, pekçok darbeye tanıklık ettiğini belirterek eğitim sistemimizde tarihimizin 1923’ten itibaren başlıyormuş gibi öğretildiğini belirterek “Osmanlı tarihini yok sayarak baktığımız zaman Türk siyasi hayatında yaşanan darbelerin sadece Cumhuriyet döneminde olduğu sanılıyor. Oysa Osmanlı’da da benzer ayaklanmalar yaşanmıştır, Lale Devri’nde Patrona Halil İsyanı yaşanmıştır. Osmanlı kapıkullarına toprak vermiş, maaş vermiş ve onlara her istedikleri fazlasıyla verilmiş, Kanuni Sultan Süleyman yeniçeri ordusunu bir Ramazan günü ziyaret eder, çok susamıştır. Kendine şerbet ikram ederler, Kanuni bunun karşılığında kendilerine çanak içinde altın sunar, bu zamanla gelenek haline gelmiştir. Sonraki dönemde bu yapılmadığında isyan ederler, kazan kaldırırlar. Cumhuriyet döneminde de buna benzer kapıkulları vardı. Rahmetli Özal bunlara cumhuriyet muhafızları derdi. Bunlar durmadan bir şey isterler, halkı küçük görürler. Zaten devletin yönetimi de kapital de onların elindedir” dedi.
Mehmet Barlas, darbelerin dış konjonktür ve ekonomi gibi pekçok nedenlerle ortaya çıktığını belirterek siyaset tarihimizin her döneminde ortaya çıkan “cumhuriyet muhafızlarının” gücü ele geçirmeye çalıştıklarını belirterek “Cumhuriyet muhafızları, cumhuriyetin yarattığı hakim sınıflar tatmin olmadığı zaman mutlaka bunların devletten alacaklarını ele geçirme gayretleri oluyor” dedi.
Erdoğan darbecilerden çok daha güçlü
Mehmet Barlas, günümüz Türkiye'sinde darbe ihtimalinin çok zayıf bir ihtimal olduğuna inandığını belirterek “Türkiye geri dönülmez yola girdi, çok kararlı bir sürece girdi çünkü Türkiye’de çok kararlı bir lider var: Tayyip Erdoğan, sanıyorum o şu andaki darbecilerden çok daha güçlü” dedi. Barlas, en büyük eksikliğimizin az okumak olduğunu belirterek Türkiye’de demokratikleşme, farklı düşüncelere saygı, bir arada yaşam kültürünün yerleşmesiyle beraber darbelerin de önleneceğini söyledi.
Bizde vatandaşlık bilinci gelişmemiştir
Gazeteci yazar Avni Özgürel de Türk siyasi hayatının darbeler tarihiyle dolu olduğunu belirterek kendisinin de darbe dönemlerine tanıklık ettiğini anlattı. Özgürel, “Türk tarihinin en önemli figürlerinden Bilge Kağan da tarih sahnesine babasına darbe yaparak çıkmış. Sonrasında Osmanlı’da yaşanan olaylar var, saray darbeleri var. Bizde asıl olan vatandaşlık bilinci gelişmemiştir. Hakimiyet tanzimatla bürokrasinin eline geçmiştir. Darbelerin asıl odağı asker ve sivil bürokrasisidir. Bunlar daima iktidar talep etmiştir” dedi.
Laikliğe kutsiyet yüklüyoruz
Özgürel, bir soru üzerine de laiklik kavramına yönetim tekniği olmanın ötesinde bir anlam yüklendiğini belirterek “Laikliğe bir kutsiyet yüklüyoruz, Problem de burada” dedi. Özgürel, toplumda son günlerde yaşanan gerilimin önlenmesi ve bizi birleştiren kavramın da “adalet” olduğunu söyledi.
Özgüveni yüksek bir toplumda darbe yapılamaz
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, demokrasisi gelişmiş, çok seslilik içinde ve farklı düşüncelerin bir arada yaşadığı, özgüveni gelişmiş toplumda darbe yapılamayacağını söyledi.
28 Şubat sürecinde kendisinin de mağdur olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Ancak yaşadığımız o tecrübeden sonra devlete küsmedik. Bu olaylarda mağdur olanların yanında olmaya, onların yaralarını sarmaya çalıştık” dedi.
Darbeler hâkimiyet ve alan kavgasıdır!
Darbe yapan kişilerin geçmiş yaşantılarına bakılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tarhan “Bürokratik yapı içinde biz özeliz derler. Kendilerini ayrıcalıklı görürler, halkı ötekileştirirler.” dedi. Her darbenin bir buz dağı olduğunun altını çizen Tarhan, darbelerin ardında birçok sebebin bulunduğunu, darbelerin hâkimiyet ve alan kavgası olduğunu vurguladı.
Büyük ilgi gören panel, Üsküdar Üniversitesi Televizyonundan da canlı olarak yayınlandı.
Okunma : 4737
ÜHA