Karşılıklı saygı ve sevgi ile yürütülecek ilişkilerde taraflar kaybetmiyor, her daim kazanıyor. Aileyi güçlendirmek, bireylerin birbirlerini tamamlamaları, eksiklerini gidermeleri gerekiyor.
İyiliği öğretmeliyiz
Çocuklarını iyi birer insan olarak görebilmek her anne babanın arzusudur. İyilik yapmak aslında herkeste olması gereken, insanların mutlu olmasını sağlayan özelliklerden birisidir. İyilik, hem iyiliği yapanı, hem de bu iyilikten nasiplenenleri mutlu eder. Suya atılan taşın etrafında oluşan halkalar misali yayıla yayıla genişler ve yeni iyiliklere ortam hazırlar. Mutlu olabilmek için gizli yaşam kanunları vardır. Bu kanunlardan birisi de verme yasasıdır. Verebilen ve bundan zevk alan, bunu isteyerek yapan insan mutlu olur.
Boşanmaların arttığı, aile yapısının zayıfladığı günümüzde, aslında mutluluğun formülü çok basit. Karşılıklı saygı ve sevgiyle yürütülecek ilişkilerde taraflar kaybetmiyor, her daim kazanıyor. Aileyi güçlendirmek için, bireylerin birbirlerini tamamlayarak, eksikliklerini giderici davranmaları gerekiyor. "Aile Okulu" kitabının yazarı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, balon mutlu ailenin formülünü nasıl veriyor:
"Bir ailede mutluluk için başta eşler arasında olmak üzere bir fedakârlık olmalıdır. Fedakârlık bütün ilişkilerde özellikle de aile içi ilişkilerde yapı taşı sayılabilecek önemli bir kavramdır. 'Hayat mücadeledir" diye bir söz vardır. Aslında bu söz hayatın yüzde 5-10'luk kısmı için geçerli. Hayat, yüzde 90-95'lik kısmı yardımlaşmadır; öyle de olmalıdır." Ahenk bozulunca boşanma artıyor. Boşanmaların artışındaki en büyük neden, aile kurumunun zayıflamasıdır. Ailedeki ahenk bozulunca insanlar mutlu olamıyor ve mutluluğu başka şeylerde arıyorlar. Orada da mutlu olamayınca intiharlar, uyuşturucu kullanımı vs. artıyor. ABD'de boşanmanın hızlı artışı aileyi güçlendirme politikasını gündeme getirdi ABD'de neredeyse her şehirde aile araştırma merkezleri kuruluyor ve aileyi güçlendirme çabalarına hız veriliyor. Çünkü ailenin iyi olması toplumun iyi olması demektir.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan aileyi canlı bir organizmaya benzeterek, "Aile aynı bu canlı organizma gibi uyum ve ritim içinde olmalı. Organizmayı buluşturan unsurlar birbirlerinin ihtiyaçlarım tamamlamazsa; kalp beynin yardımına, el diğer elin yardımına koşmazsa vücut solumaz, insan vücudunda uyum ve yardımlaşma aileye de örnek olmalı. Aile bireyleri birbirlerini tamamlayıcı, birbirlerinin eksiğini giderici olmalı, birbirlerinin yerine düşünmelidir" diyor.
Fedakarlık eden kaybetmez, kazanır "Nasıl bir organizmada çeşitli rahatsızlıklar olursa bu ailenin hayatında da bunalımlı dönemler var" diyen Tarhan değerlendirmelerine şöyle devam ediyor:
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
"İnsanın bir yeri ağrıdığı zaman bütün vücut onunla ilgilenir, bütün organlar önceliği ona verir. Ailede de böyle olması gerekir. Yapılan şey fedakârlık gibi görünebilir ama aslında bunlar ailenin hayatını devam ettirmesi için gerekli şeylerdir. Fedakârlık yapan kişiler bir şeyler verirler ama bu ilişkide veren kaybetmez; kazanır. Mühim olan kaybedeni olmayan bir ilişki kurmak ve onu yaşatmaktır. Bu başarıldığı takdirde uzun vadede herkes kazanır."
Önce Ben mi. Önce Biz mi?
İdeal insan kendisi kadar karşısındakini de düşünmeli. Aile öyle bir kurumdur ki "Önce can, sonra canan" sözü geçerli değil "Önce ben" diyen kişi benmerkezcidir ve bu kişilik yapısı bin evliliği sağlıklı bir biçimde yürütme becerisinden yoksundur. Aslında ailede öncelik sadece karşı tarafta da değil, ailenin kendisinde, "biz" de olmalıdır. Aile içinde yapılan fedakârlık uzun vadede çok güzel bir şekilde bütün aile fertlerine geri döner. Bu aslında fedakârlık değil geri dönüşü olan büyük bir yatırımdır. Ailede herkesin birbirinin eksiğini tamamlamasıyla, birbirine yardımcı olmasıyla uzun vadede herkes kazanacaktır. "Önce ben" değil "önce biz", "önce ailenin mutluluğu" diyebilmek ve bunu uygulayabilmek önemlidir. Aile içinden bir kişi birine bunu söylemezse dengeler bozulur. Oysa ailede ahengin olması, uyumun olması sonuçta herkesin mutlu olmasıdır.
Tutarlı Davranış Şart
Çocuk eğitiminde iki temel unsurdan biri sevgi ise diğeri de disiplindir. Çocuk doğru bir disiplin uygulamasının içerisinde kendi kişiliğinin sınırlarını, sosyal sınırları ve sosyalleşme süreci içinde de bazı değer yargılarını öğrenir. Bütün bunlar çocuğa hayat becerileri kazandırır ve bu öğrenme sürecinde anne baba onun rol modelidir.
Anne babanın birbirinden farklı mesajlar vermesi, çocuk eğitiminde farkında olmadan yapılan bir eğitim ve tutum hatasıdır. Bir olay karşısında anne ve baba farklı mesaj verirse çocuk neyin iyi, neyin kötü olduğunu anlayamaz. Çocuk doğası gereği benmerkezcidir. Anne baba çocuğa farklı mesajlar verirse, çocuk bunlardan kenefine uygun olanı seçer. Farklı mesajlar vermek, davranış ve tutumları konusunda anne babanın çocuğu yönlendirmesi yerine, çocuğa anne babayı yönlendirme imkânı vermektir.
Çocuk anne babasının kendisine hakkaniyetli davrandığını hissederse kendisini güvende hisseder. Bunun için tutarlı davranan; yani dün, bugün söylediğinin aksini söylemeyen, sabah "evet" dediğine, akşam "hayır" demeyen ailelerin çocuklarında kontrol duygusu gelişir. Kontrol duygusu olmayan çocuk iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarını tam olarak oturtamaz ve karar vermekte zorluk çeken bir birey ortaya çıkar. Farkında olmadan çocuğun beyninin yanlış şekillenmesine sebep olmak-tan kaçınmak gerekir Aksi halde mutlu aile olabilmenin önüne geçilmiş olur.
HÜRRİYET
Okunma : 7637