Canbolat'ın Yazete.com'daki yazısı;
Ey koca Yunus,
Ey Türkmen Kocası,
Ey sözü bal eyleyen yücel gönül,
Ey ete kemiğe bürünüp Yunus diye görünen Hak ereni,
Ey bizleri Hak Çalabına götüren gürül gürül sevda akan oluk,
Ey dâvâsı kavga değil, sevgi olan aşk pınarı,
Ey insanları ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, bir gören, birlik gören, bunu başaramayanı hakikatte âsi diye paylayan büyük empati ustası,
Ey dünyayı hiçe sayan, ey sırat köprüsünde evler kuran, ey huriye aldanmayan, köşk ile sarayı elinin tersiyle iten, ey Hak didarın dileyen mukaddes yolcu,
Ey bir serçenin bir kartalı sallayıp yere vurduğunu gören, ey bu vuruştan çıkan tozu gözleriyle gören ulu tanık,
Ey ‘Şol cennetin ırmaklarını’ görür gibi anlatan, görüp de anlatan haberci,
Ey tasavvufu biz gedaların anlayacağı sadelikte anlatabilen Türkçe ustası
Selam sena…
Bir değil, bin selam, binler selam…
Bizi bize anlatan, ‘Bir ben vardır bende, benden içerü’ diyerek iç sesimizi kalp kulağımıza duyuran hakikat avcısı,
Hürmet sana!..
Ey dilimizden şiirleri düşmeyen büyük şair,
Ey terennümleri gönlümüze nakşeden bestekar,
Ey iç kulağımızı gerçeklere agah eden yüce duyucu,
Minnet sana!..
Ey her bunaldığımda dizelerinde can bulduğum gönül neşem
Ey doğruluğun, düzgün iş yapmanın, tevazunun, hizmetin, edebin, mürşide ‘Bende’ olmanın büyük temsilcisi…
Ey Taptuk Emre Sultanın ‘Bizim Yunus’ diye ünlediği,
Benim de Yunus’umsun…
Bizim de Yunus’umuzsun…
İyi ki, öylesin!
Şükür ki, öylesin!
…
Seni anlamaya çalıştım hep!
Seni duymaya, iç kulağımı fısıldayan dudağına tuttuğum gönül sultanım
Senin dizelerinde hayatın şifrelerini, hakikatin sırlarını, sözün gücünü aradım…
‘Hızır kokan’nefesini ruhuma üfleye çalıştım…
Kimi zaman Derviş Yunus’un peşine takıldım elinde asa olmak için.
Kimi zaman Yoksul Yunus’un gönül sofrasında mânâ zenginliğinin zirvesini yaşadım.
Kimi zaman Âşık Yunus’un sevda kokan ve alev alev yakan kelimelerin ile yüreğimi korlara attım.
Kimi zaman irfan meclislerinde aşkı meşk edip âşık sazende ve hanendelerin avazlarında coşup taştım. Gözyaşlarıyla yıkandım…
Hepsi sana varmak içindi… Seninle Hakka varmak için…
Seni anlamak için…
Mustafa Özdamar’ın ‘Yunus Deryası’ kitabında kendimi sele verip deryalara gark oluşum bunun içindi.
Mustafa Tatçı’nın şerhleriyle gece gündüz yorulmam, karanlığımı sabahın aydınlığına iliştirmem senin ‘İşitin Ey Yârenler’ çağrına uymak içindi.
Meğer ben kendimi senin söz iksirinle onarmışım.
Senin dizelerinde dize gelmiş, diz çökmüşüm…
Yaralarımı senin merheminle sarmışım…
Senin hayat tüten şiirlerinle terapi olmuşum.
…
Nereden mi anladım?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yeni kitabından: Yunus Terapi
Psikiyatri uzmanı Nevzat Hoca ‘Mesnevi Terapi’ kitabından sonra yine ruhumuza dokunan zarif bir kitapla çıkageldi.
Şimdiye kadar duyup söylediğimiz Yunus Emre şiirlerinin travmalarımızı nasıl tedavi ettiğini, yaralarımızı nasıl sardığını büyük bir vukufiyetle anlatmış.
Elden düşmeyecek bir kitap…
Hatta başka ellere de tutuşturulacak, hediye ederken de ‘Yaralarını sarman için cancağızım’ cümleciğini de rahatlıkla iliştirebileceğiniz bir kitap.
Kitabın içeriğinden fazla bahsederek sırrını ifşa etmek istemem elbette ama bazı başlıkları vermeden de edemem.
-Psikolojik hafızanın onarılması
-Manevi değerlere sığınarak iyileşmek
- Travma tedavisinde cennet inancı
- Travma tedavisinde objektif bağışlayıcılık
- Şefkat duygusunu yeniden kazanmak
- Sosyal yaraların tedavisinde duygu yönetimi
- Sosyal psikolog olarak Yunus Emre
- Duygulara akılla şekil vermek
- Güzele hicret
- Gönül kırmamak ibadeti
- Mutluluk geçici huzur kalıcı
- Aşk ve akıl dengesi
- Duygusal okuryazarlık
- Ego körlüğü ve büyüklük hastalığı…
Ey koca Yunus,
Ey Türkmen Kocası,
Ey aşkın öğretici, Hızır nefesli bilge,
Artık seni daha iyi anlayacağım, daha derin anlayacağız.
Artık ruh dünyamızın mâhir hekimi Nevzat Tarhan hocanın izahları ile bize daha yakınsın.
Aklımıza daha yakın.
Gönlümüze daha yakın!..
Yazete
Okunma : 7422