TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

'Vatandaşlık verilirse örgüt kurbanı olmazlar'

'Vatandaşlık verilirse örgüt kurbanı olmazlar'Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sığınmacılara vatandaşlık verilmesini desteklediğini belirterek, "Sığınmacılara vatandaşlık, mültecilik gibi sosyal statü verilmezse içlerinden El Kaide, DAEŞ veya Boko Haram gibi bir terör örgütü çıkabilir. Vatandaşlık veyahut tanımlanmış mültecilik gibi haklar verilirse bu kişiler sosyal statü kazandığı için örgüt kurbanı olmazlar." dedi.

Prof. Dr. Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitelerinin, bir vakıfla iş birliği yaparak Suriyeli çocuklar üzerinde çalıştığını anlattı.

Çalışma sonucunda Suriyeli çocukların yüzde 50'sinde "posttravmatik stres bozukluğu" ve "depresyon" belirlediklerini aktaran Tarhan, şu bilgileri verdi:

"Afganistan olayı olduğu zaman Afganistan'dan Pakistan'a göç edenler arasında travma, travma sonrası stres bozukluğu ve depresyon yaygın görülüyordu. Bu, orada El Kaide'nin çıkmasına sebep oldu. Afrika'daki sosyal travmalar da Boko Haram'ı, Ortadoğu'da DAEŞ'i ortaya çıkardı. Türkiye'deki göçmenler arasındaki bu travmalar sonucunda bir terör örgütünün ortaya çıkma potansiyeli var. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Bunlara vatandaşlık hakkı vereceğiz' tarzındaki çıkışı yerinde oldu. Bunun içinin doldurulması gerekiyor. Çünkü sosyal statüleri belli olmazsa bu kişiler, travma kurbanı oluyor. Sosyal statüleri belli olursa, mesela okula gidebilirlerse, sabah kalktıkları zaman geleceklerini planlayabilirlerse, vatandaşlık veyahut tanımlanmış mültecilik hakkı gibi haklar verilirse bu kişiler sosyal statü kazandığı için bir örgüt kurbanı olmazlar. Şu an örgüt propagandasına müthiş açıklar. Bu açıdan vatandaşlık hakkı verilmesini destekliyorum."

Devletin sığınmacılara sosyal statü vermesinin önemini vurgulayan Tarhan, özellikle gençlere ve çocuklara yönelik çalışma yapılması gerektiğine işaret etti.

- "Devletin güven duygusunu oluşturması gerekiyor"

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle Atatürk Havalimanındaki terör saldırısının ardından toplumda "posttravmatik stres bozukluğu" gözlemlendiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Bu hastalığın ana belirtileri var. Biri, devamlı 'flash back' tarzında bu zihinde yaşatılıyor. Film şeridi gibi devamlı aklında 'canlı bomba olacak mı' düşüncesi oluyor. İkincisi aşırı uyarılmışlık hali. Yani birisi canlı bombayla ilgili şaka yapsa, normalde sakin bakacakken birden aşırı şekilde yerinden hopluyor. Bir irkilme, reaksiyon ortaya çıkıyor. Canlı bombayla ilgili uyarılmışlık halini ve bunu zihninden atamamayı takıntı haline getirenlerde travma, travma sonrası stres bozukluğu oluşuyor. Bu tedavi gerektiren bir durum. Bu depremden sonra da oldu. Ufacık bir sarsıntı olsa hoplayıp kapıya kaçan kişiler oldu. Canlı bomba olayından sonra sosyal travma yaşanıyor. Sosyal travmalar da psikolojik travmalar gibi bulaşıcıdır. Bir kişide varsa evdeki diğer kişileri de etkiler. Metrolarda, kapalı ortamlarda, alışveriş merkezlerinde duyarlı kişiler etkilenmeye başladı. Bunun için yapılacak şey; devletin güven duygusu oluşturması gerekiyor. Bu olayla ilgili yanlışlar varsa açıklanması ve itiraf edilmesi gerekiyor. Çünkü itiraf travma çözücüdür. Orada bir yetkili ya da havaalanının korunmasından sorumlu kişilerin 'Biz hata yaptık bunun için ilave tedbirler daha güçlü, yüksek güvenlikli önlemler aldık' demesi bile travma çözücüdür."

TIME TURK

Okunma : 7285

 

İlgili

Haberler

Foto Galeri