Üsküdar Üniversitesi tarafından her yıl toplumsal değerlerin gelişmesi amacıyla topluma örnek olan, iyiliğe teşvik edecek davranış, olay ve kişilerin ödüllendirilmesi hedefiyle düzenlenen Yüksek İnsani Değerler Ödülleri, dördüncü kez sahiplerini buldu. Bu yıl merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin adına eşi Ursula Sezgin, Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci ve Çini Sanatçısı Mehmet Gürsoy, üniversite jürisi tarafından ödüle layık görüldü. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir toplumu ayakta tutan bağın ortak ideal ve hedefler, ortak tarihi değerler ve ortak kültürel değerler olduğunu belirterek “Bu üç alanda ortak değerleri olursa o toplum bir ve beraber olabilir. Bu değerler ortak görünmeyen bağlardır” dedi.
Üsküdar Üniversitesi tarafından toplumsal değerlerin gelişmesi amacıyla, topluma örnek olacak, insanları iyiliğe teşvik edecek, davranış, olay ve kişilerin ödüllendirilmesi hedefiyle geleneksel hale gelen yüksek insani değerler ödülleri dördüncü kez takdim edildi.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen törende ödüller takdim edildi. Bu yıl, merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin adına eşi Ursula Sezgin, Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci ve Çini Sanatçısı Mehmet Gürsoy, bu yıl Yüksek İnsani Değerler Ödüllerine layık görüldü. Törene İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Şemseddin Yalçın, Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek ve Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın katıldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: İnsanlık ciddi bir medeniyet krizi yaşıyor
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında toplum ve insanlığın ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşandığını, özellikle Batı toplumunda ciddi bir medeniyet krizi yaşandığını bu krizin bize de bulaştığını söyledi. Manchester Üniversitesi’nde 55 bin kişiyle yapılan yalnızlık çalışmasının toplumun geniş kesimlerindeki yalnızlık sorununu gözler önüne serdiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İngiltere’de biliyorsunuz Yalnızlık Bakanlığı kuruldu. 8,5 milyon kişi yalnız yaşıyor ve ciddi intihar vakaları yaşanıyor.
Bu konuyla ilgili önlemler alınmaya çalışılıyor. Manchester Üniversitesi tarafından yapılan çalışma ileri yaşlardaki yalnızlığı ortaya çıkarmayı amaçlıyordu ancak 16-24 yaş arasındaki gençler arasında tuhaf bir yalnızlığı da gözler önüne serdi. Kalabalık içerisinde yalnız bir genç var. Bu gençler kalabalık içerisindeler fakat dijital bağımlılık nedeniyle sosyal izolasyon ve psikolojik izolasyon içerisindeler. Öz bakım becerileri eksik, sıcak yemek yemiyorlar. Sadece dijital dünya ile ilgileniyorlar. Bu nesilde birkaç özellik daha tespit edilmiş; dini, milli ve ideolojik aidiyeti zayıf. Yeşil için daha çok değer veriyorlar. Aile değerlerine önem vermiyorlar, evlilik kurumuna karşılar. Bu sadece bizim toplumumuzda değil, dünyada da böyle bir gelişme var” dedi.
Medeniyeti ayakta tutan üç şey sarsıldı
Bu durumun yaşanmasına üç nedenin etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bir medeniyeti ayakta tutan üç şeyin sarsılmasının bu sonuçlara yol açtığını söyledi. Tarhan, “Birincisi ailenin ve aile bağlarının sarsılması. Çünkü değerlerin ilkokulu evdir, yuvadır, ailedir. Boşanmaların oranı %50’nin üzerinde, Türkiye’de bile ilk 5 yılda boşanma oranı %39. 2017 TÜİK verilerine göre. Bu oran dünyanın pek çok yerinde yüksek. İnsanlık bir medeniyet krizi yaşıyor. Bu krizin neden ortaya çıktığına baktığımızda üç önemli neden var. Birincisi sosyal anomi yani sosyal normların ortadan kalkması. Ortak iletişim alanı dediğimiz o alanda ölçüsüzlük ve standartsızlık var. Neyin iyi ya da doğru olduğu konusunda özgürlük adı altında bir karmaşa ve belirsizlik ortaya çıktı.
İnsanlar bir arada tutan değerleri zayıflattılar, bir diğer neden; insanlık ciddi bir Sekülarizm içerisinde. Vicdani duyguları önemsemiyorlar. Benmerkezci insanlar, sadece kendileri için yaşıyorlar. İnsanın yüksek duygularının zayıflaması, hayatın anlamı ile ilgili kavramların değişmesinin önemli bir rolü var. Değerler aşınmasındaki bir diğer etken de benmerkezcilik ile bireyciliğin karıştırılması. Bireyselleşme modernizmin getirdiği insanların yeteneklerinin ortaya çıkması için güzel bir hareketti fakat bireyselleşmek insanın sosyal bağlarının zayıflaması demek değil. Bu nedenle insan sadece kendisi için yaşayan bir insan değil. Yaşadığı toplum ve insanlık için de hayallerinin olması gerekirken sadece kendisi için hayalleri olan bir insan tipi ortaya çıktı. Birey bozulunca toplum da bozulmaya başlıyor” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Değerler değersizleşti”
Üniversite olarak güçlendirmeye çalıştıkları 24 değerin günümüzde toplumda küçümsendiğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Değerler değersizleşti, bunun sonucunda da en çok yaşlılar, zayıflar, güçsüzler, hastalar, engelliler zarar görüyor. Dezavantajlı insanları yok sayarak yaşayan insanların bir süre sonra yalnızlık sorunu ortaya çıkıyor. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi zengin olması değil dezavantajlı insanlara verdiği değerle ilgili” dedi.
“Değerlerin değerini artık antikacılar biliyor”
Bir şeyin kıymetinin ancak o işin ustası tarafından anlaşılabileceğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, baba-oğul arasında geçen bir hikâyeyi de anlattı:
“Hayatı sorgulayan bir çocuk, babasına hayatın anlamını soruyor: Neden insan değerlidir diye soruyor. Babası da sahip olduğu kıymetli taşı oğluna veriyor. Bunu önce bir esnafa götürmesini ve eliyle sadece iki sayısını göstermesini ancak satmamasını söylüyor. Çocuk bir dükkâna gidiyor ve babasının yapmasını istediği 2 işaretini yapıyor. Esnaf 2 dolar vereceğini söylüyor. Çocuk babasına gidip 2 dolar önerdiklerini söylüyor. Baba bu sefer çocuğu bir müzeye gönderiyor. ‘Yine aynı hareketi yap ama taşı satma’ diyor. Çocuk babasının dediğini yapıyor. Müzedeki görevli 200 dolar vermeyi öneriyor. Çocuk babasına geliyor ve 200 dolar önerdiklerini söylüyor. Bu kez baba çocuğunu bir antika dükkânına gönderiyor. Antikacı taşı gördüğünde bunun çok değerli olduğunu söyleyip 200 bin dolar önerip almak istiyor.
Çocuğun bu durumu babasına anlaması sonrasında Baba çocuğuna şöyle diyor; ‘Bak oğlum. Taş, aynı taş. Taşı değerli yapan aslında bulunduğu yer. Değerini ve kıymetini bilenler değer biçebiliyor. Bu nedenle doğruları anlayan kişilerle birlikte yaşamak gerekir.’ Ve çocuğuna böyle bir ders veriyor. Değer aynı değer, günümüzde bu 24 altın değerin değerini antikacılar çarşısında bulabiliyorsunuz. Şu anda Modern yaşamın çarşıları değerleri değersizleştirdi. Bunun için değerleri yeniden inşa etmemiz gerekiyor. Bu değerlere katkı sağlayan insanlar ve kurumlar ortak dil oluşturması gerekiyor. Biz bunu hedefliyoruz.”
Ortak değerler, toplumu bir arada tutan gizli bağdır
Toplumun örnek alması gereken rol modellerin ortaya çıkarılması gerektiğinden yola çıkarak Yüksek İnsani Değerler Ödüllerini verdiklerini belirten Tarhan, toplumu ayakta tutan değerlere katkı sağlayan insanları ve kurumları ortaya çıkarmayı istediklerini söyledi. 19 bin öğrencilerinin bulunduğunu, binin üzerinde çalışanlarının olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bütün bu kişilerin ortak bir dil oluşturması gerekiyor. Bir toplumu ayakta tutan ortak ideal ve hedeflerin olmasıdır. Benmerkezci insanlarla iyi bir toplum ortaya çıkmaz.
Ortak idealler, ortak tarihi değerleri ve ortak kültürel değerleri olacak. Bu üç alanda ortak değerleri olursa o toplum bir ve beraber olabilir. Bu değerler ortak görünmeyen bağlardır. Bu bağlar çözüldüğünde kendiliğinden dağılır. Bu nedenle bu değerler çözülmesinin önüne geçmek, gençlere iyi örnekleri göstermek amacıyla çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
İlk ödül, Prof. Dr. Fuat Sezgin’e
Törende ilk ödül, İslam Bilim Tarihine katkıları dolayısıyla 30 Haziran 2018’de hayatını kaybeden bilim insanı merhum Prof. Dr. Fuat Sezgin için, Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı Başkanı Mecit Çetinkaya’ya takdim edildi. Çetinkaya’ya ödülü Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka takdim etti. Prof. Dr. Fuat Sezgin’in 60 yıl boyunca yaşadığı Almanya’da Alman vatandaşlığına geçmeyi hiçbir zaman düşünmediğini ve çok mütevazı bir hayatı olduğunu belirten Çetinkaya, İslam Bilim Tarihini ortaya çıkarmak için maddi ve manevi hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığını dile getirdi. Çetinkaya, “Hocam gençlere şunu öğütlüyordu: Müslümanlar bilimler tarihindeki muazzam yerlerini bilmedikleri için veya yanlış bildikleri için Avrupalılar karşısında büyük bir aşağılık duygusu içindeler. Benim amacım onlara atalarının bilimler tarihindeki muazzam yerlerini göstermek ve öğretmektir” dedi. Sağlık sorunları nedeniyle törene katılamayan Ursula Sezgin’in selamlarını ileten Mecit Çetinkaya, ödül için Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür etti.
Darülaceze Başkanlığı’na ödül
İkinci ödül, kurulduğu 1895 yılından bu yana gerçekleştirdiği üstün çalışmalarından dolayı Darülaceze Başkanlığı’na sunuldu. Ödül Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci’ye takdim edildi. Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür eden Hamza Cebeci, “Biz yaşlısına bakmayı ibadet sayan, mazluma el uzatan sadece ülkesinde değil dünyadaki garip insanlara el uzatan bir milletiz. Böyle bir tarihe sahibiz” dedi.
Çini sanatçısı Mehmet Gürsoy’a “sanata katkı” ödülü
Törende bir diğer ödül, sanata katkılarından dolayı çini sanatçısı Mehmet Gürsoy’a sunuldu. 700 yıllık çini sanatını günümüze taşıyan en büyük ustalardan biri olarak kabul edilen Mehmet Gürsoy’a ödülünü Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy verdi. Çini sanatı ile ilgili kısa bir bilgi veren kültürümüzdeki önemine işaret eden Mehmet Gürsoy da Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür etti. Gürsoy, yaptığı bir çini tabağı da Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a takdim etti.
Ferit Şahenk’e “sosyal sorumluluk” ödülü
Törendeki son ödül ise sosyal sorumluluk yaklaşımı çerçevesinde insanlığın ortak mirası, ülkemiz için bir hazine olan Göbeklitepe’ye gösterdiği hassasiyet, Göbeklitepe’yi dünyaya tanıtmak amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalar ve katkılarından dolayı Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’e takdim edildi. Törene katılamayan Ferit Şahenk’in ödülünü, Doğuş Holding CEO’su Hüsnü Akhan aldı. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Ferit Şahenk’in ödülünü Hüsnü Akhan’a takdim etti. Ferit Şahenk’in yurt dışındaki programı nedeniyle törene katılamadığını belirten Hüsnü Akhan da ödül için Üsküdar Üniversitesi’ne teşekkür etti. Cumhurbaşkanlığı tarafından bu yılın Göbeklitepe Yılı ilan edildiğini belirten Hüsnü Akhan, 8 Mart’ta Göbeklitepe’nin resmi açılışının yapılacağını duyurdu.
24 Altın Değerin yaşatılması amaçlanıyor
Üsküdar Üniversitesi, özünde 24 Altın Değer kategorisinde “Yüksek İnsanî Değerler Ödülleri” ni topluma kazandırıyor. “Adalet, Şefkat ve Merhamet, Dürüstlük, Şeffaflık, Cesaret, Empati ve Sorumluluk, Güven ve Sadakat, Utanma, Alçakgönüllülük, Yardımlaşma, Helalleşme, Selamlaşma, İçtenlik, Bağışlama, Cömertlik, Fedakârlık, Minnettarlık, Çoğulculuk, Katılımcılık, Özgürlükçülük, Hesap Verebilirlik, Uzlaşmacılık, Yenilikçilik, Vefa” gibi 24 altın değeri yaşatmak amacıyla her sene verilen ödüllerin bu yıl dördüncüsü takdim edildi. Üsküdar Üniversitesi 4. Yüksek İnsani Değerler Ödülleri kapsamında ödül alan kişi ve kurumlar için üniversitenin Şile Otobanı Kömürlük mevkiinde oluşturduğu İyilik Ormanı’nda fidan dikilecek. Ayrıca 2019 – 2020 eğitim-öğretim yılında bir öğrencinin bursu, yine ödül alan kişi ve kurumlar adına verilecek.
Okunma : 3938
ÜHA