Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi’nde hayata geçirdikleri telepsikiyatrinin on-line olarak bilgisayar ekranında danışanın ve terapistin bulunması ve ekranda yüz yüze görüşme yapması anlamına geldiğini söyledi. Uygulamanın yazılı veya görüntülü olarak yapıldığına değinen Tarhan, "En önemli durum, kişi ile mutlaka önceden yüz yüze görüşülmüş ve terapisinin bir müddet karşılıklı olarak devam etmiş olmasının gerekliliğidir' dedi.
Tarhan, danışanın herhangi bir nedenden (sağlık sorunu, yurtdışında bulunma vb.) ötürü gelememesi durumunda ve daha önceden devam eden terapinin aksaması için kendisini takip eden terapist ile terapiye bazı dönemlerde bu şekilde devam edebileceğini belirtti. Telepsikiyatrinin depresyon ve kaygı bozuklukları başta olmak üzere psikiyatrik birçok hastalığın tedavisinde faydalı olduğuna işaret eden Tarhan, beyin kimyasındaki düzelme sağlandığında terapinin daha çok işe yaradığını öne sürdü.
Bu tedavi şeklinde bilginin mahremiyeti ve güvenliğini çok önemsediklerini vurgulayan Tarhan, bunun için bilgi güvenliği standartları oluşturduklarını kaydetti. Tarhan, bilgilerin başkasının eline geçmemesi için sistemde güvenliği üst seviyede tuttuklarının altını çizerek. "Sadece 3 yıl bunun altyapısı planlandı. Bankalardaki sistem gibi bir güvenlik şifresi oluşturuldu. Üniversite, hastane olarak geniş fiber optik bant üzerinde gerçekleştirildiği için canlı gibi oluyor görüşme" şeklinde konuştu. Tarhan, sorularımızı şöyle yanıtladı:
-Üsküdar Üniversitesi tarafından başlatılan bir uygulama ile psikiyatride e-terapi dönemi başladı. Uygulama hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Teleterapi, on-line olarak bilgisayar ekranında danışanın ve terapistin bulunması ve ekranda yüz yüze görüşme yapması anlamındadır. Yazılı ve/veya görüntülü yapılır. En önemli durum kişi ile mutlaka önceden yüz yüze görüşülmüş ve terapisinin bir müddet karşılıklı olarak devam etmiş olmasının gerekliliğidir. Danışanın herhangi bir nedenden ötürü gelememe durumunda (sağlık sorunu, yurtdışında bulunma vb. ve daha önceden devam eden terapinin aksaması ya da tamamlanmamış olması doğru olmadığından, kendisini takip eden terapist ile terapiye bazı dönemlerde bu şekilde devam edilir.
-Uygulamanın yaygınlaştırılması söz konusu olur mu?
-Telepsikiyatri depresyon ve kaygı bozuklukları başta olmak üzere psikiyatrik birçok hastalığın tedavisinde faydalı oluyor. Beyin kimyasındaki düzelme sağlandığında terapi çok işe yarıyor. Yapılandırılmış psikoterapiler yapılıyor. Bu anlamda onlarca çeşit var. Kişinin ihtiyacı hangi yöndeyse o tür bir tedavi terapi tekniği seçiliyor. Yapılandırılmış psikoterapi bu noktada çok önemli. Psikoterapi dendiğinde konuşma tedavisi, sohbet anlaşılıyor ama bu artık eskidi şimdi yapılandırılmış psikoterapiler var. Yol haritası belli. Hedefler doğrultusunda danışan ve terapist ilişkisi sürdürülüyor. Bu tekniği Türkiye'de ilk uygulayan kuruluş NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi. Zaman içerisinde ihtiyaçlara göre uygulamanın çeşitleneceği ve yaygınlaşacağı kanaatindeyim.
-Uygulama başka ülkelerde de kullanılıyor mu?
-Uygulama Amerika'da yaygın olarak kullanılıyor. Hatta ABD'de hasta muayenesi bile zaman zaman bu yöntemle yapılabiliyor.
-Uygulamanın avantajları ya da dezavantajları neler?
-Bu uygulama birçok avantajı beraberinde getirdi. Kişi uzakta olduğu, gelemediği için tedavisini bırakıyordu. Dolayısıyla uzaktaki kişilerin ulaşılabildiğini artırdı. Kişi başladığı terapiyi bu yöntemle bırakmıyor. Uygulamayla şehir dışında olan danışanların terapist değiştirmesinin de önüne geçildi. Mesafe, uzaklık ortadan kalktı. Canlı olarak yapıldığından zaman ve enerji kaybının da önüne geçildi. Yapılan bir kaç görüşme ardından, yurt dışında veya şehir dışında olup uzun zaman sonra geleceklerinde aradaki süreç açılmasın diye genellikle kullanıyoruz bu yöntemi. Veya kişi hamile ayağa kalkması uygun değil, yol yapması uygun değil o zamanda kullanabiliyoruz, ayrıca herhangi bir hastalık nedeniyle kişinin uzun süre evinden çıkmaması gerektiğinde de takip ettiğimiz danışanlarımızda kullanabiliyoruz. Etkin bir şekilde kullandığımız uygulama tedaviyi kolaylaştırdı. Sürdürülebilirliği artırdı.
-Bilginin mahremiyeti ve güvenliği nasıl sağlanır? Uygulama ne kadar etik?
-Bilginin mahremiyeti ve güvenliğini çok önemsiyoruz. Bilgi güvenliği standartları oluşturuldu. Başkasının eline bilgilerin geçmemesi için sistemde güvenliği üst seviyede tutuyoruz. Sadece 3yıl bunun alt yapısı planlandı. Bankalardaki sistem gibi bir güvenlik şifresi oluşturuldu. Üniversite, hastane olarak geniş fiber optik bant üzerinde gerçekleştirildiği için canlı gibi oluyor görüşme.
Görüşmeler sadece kişinin daha önce açılmış olan dosyasına yazılıp, bilgisayar ortamında kendine ait şahsi dosyasına kaydedilmektedir. Onun dışında bir kayıt alınmamaktadır. Dolayısıyla aynı şekilde önceden gelen kişinin görüşme esnasında tutulan dosyasına kayıt şekli gibidir ve o dosyaya konuşmanın devamı terapist tarafından kaydedilir Dışarıdan hiç kimse bu dosyaya ulaşamaz. Kişi kliniğimize başvurduğunda farklı disiplinlerde multidisipliner anlayışla danışanın önce muayenesi yapılıyor, teşhis koyuluyor ve tedavi planı çıkarılıyor. Eğer psikoterapi, psikiyatrik görüşme söz konusu ise hekimi ya da psikologu danışan ile randevulaşarak sistemden görüşme yapabiliyor. Kişi isterse görüşmesi kayıt altına alınıyor istemezse alınmıyor. Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde ideal olan nörolojik muayene, sonrasında başlanılan psikiyatrik tedavi. Vücut sinir sistemi nasıl çalışıyor bunu görmek için bir check updan geçiriliyor kişiler. Hastaya fiziki muayene yapılmalı. Tansiyon, kalp gibi sorun yoksa eğer telepsikiyatri danışmanlık hizmetinden faydalanabiliyor danışan. Psikoterapide fizik muayene gerekmiyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
-Bu yöntemde de duygusal paylaşım, jest ve mimik, karşı tarafı algılayacak şekilde olur mu?
-Elbette ki göz teması ve mimikler çok önemlidir. Bu yüzden ilk andan itibaren teleterapinin kullanılması doğru olmaz. Terapist ile danışan birbirini anladıklarından sonra bir aşama süreci ardından kullanılması daha uygun. Görsel olarak da olsa ekranda birbirlerini görmeleri sağlandığından mimikler ve konuşma şekli dikkati çeker ve terapist danışanını daha önceden iyi tanıdığından bu farkı rahatlıkla fark eder. Telepsikiyatrinin, klasik psikoterapi hizmetiyle kıyaslandığında aralarında fark yok aynısı gibi. Duygusal paylaşım, jest. mimik, karşı tarafı algılayacak şekilde. Terapi dinamikleri açısında bir sakınca söz konusu değil.
-Telepsikiyatri ile tedavi ne kadar etkili? Uygulama bir tartışma yarattı. Siz eleştirileri nasıl karşılıyor musunuz?
-Klasik psikoterapi ile arasında fark yoktur, 6adece uygun zamanda uygun terapotik yaklaşımın kullanılması gereklidir. Önemli olan kişinin terapiye açık olmasıdır. Dediğim gibi gelinemeyen zamanlarda, mesafe olduğunda ya da kişinin ayağı kırık vb. olduğu durumlarda terapistiyle telefon ile değil de daha yakın olarak bilgisayar ortamında dahi olsa görüşebilmesini sağlar.
Psikoterapiyi kişinin kendini tanıması ve çözümsüz olarak düşündüğü ya da çıkmazda olduğu durumların çözümüne yönelik bir yol haritasını doğru nitelikte kullanmasını sağlamak için bir süreçtir diye niteleyebiliriz. Kimi zaman kişi yanlış inanışlar, hatalı tutumlarda bulunabilir. Zihni karışır, kararsızlıklar, çözümsüzlükler içine sıkışabilir. Bu durumda bir yeniden yapılanma sürecine gidilmesi gerekir. Ancak tabii ki teleterapiden önce özellikle vurguluyorum terapist ve danışan süreci mutlaka başlamış olmalıdır. Kişinin farkındalığı, hatalı algıları, düşünce biçimi, kişilik özellikleri birbiriyle ilişkili olarak bir araya getirilir ve her kişi için farklı bir yapılandırmadan söz edebiliriz. Kimsenin süreci bir diğerinin tıpatıp aynısı değildir. Terapinin uygun aşamasında danışan ile teleterapi bağlamında görüşmeye devam edilebilir ancak aralıklarla kişiyi mutlaka karşı karşıya da getirmek gereklidir.
Bilişim Dergisi/Kasım 2013
Okunma : 3989