Prof. Dr. Nevzat Tarhan
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda ilk kez vatani görevlerini yaparken disiplin koğuşlarında (disko) işkence ve kötü muameleye maruz kalan askerlerin durumunu görüştü. TBMM’de yapılan toplantıda son 10 yılda terörle mücadelede 818 şehit verildiği, aynı süre içinde kışlada 934 askerin intihar ettiği belirtildi. Aynı toplantıda kışlada 6 bin kişinin akıl sağlığını yitirdiği de ileri sürüldü. TSK’da intihar vakalarının neden bu kadar arttığını aynı zamanda eski bir subay olan Prof. Dr. Nevzat Tarhan’la konuştuk.
TSK’NIN DİSİPLİN AYAĞI ÇALIŞIYOR, MORAL AYAĞI ÇALIŞMIYOR
Asker intiharları neden bu kadar artmış durumda? Yani askerde yaşanan birtakım darp, taciz olaylarının bu intihar vakalarına bir etkisi var mı?
Askerdeki intihar olayları daha önceki yıllara göre genel bir artış gösteriyor, bu eğilim var. Şehit olan asker sayısından daha çok sayı. Burada oranın yüksekliği dünyadaki diğer silahlı kuvvetlerle karşılaştırıldığı zaman TSK’da daha yüksek olduğuyla ilgili bilgiler var, ama istatistik şu anda elimde değil. Bu da çok anlamlı… Silahlı Kuvvetler’in disiplin ve moral şubesi vardır. Disiplin ve moral şubesinin sadece disiplin ayağı çalışır, moral ayağı çok fazla çalışmıyor. Silahlı Kuvvetler’de özellikle tabur seviyesinde psikolog, psikolojik danışmanlık kadroları açılmıştı. Bu kadroların psikolojik danışmanlık hizmetlerini yeterli miktarda verip vermediğinin sorgulanması gerekir. Bunun için olayların kök analizi yapılır. Şimdi 900 küsur intihar vakası var, her vakayı tek tek ele alarak, neden olmuş, komutan ihmali var mı, doktor ihmali var mı, hastane ihmali var mı bunlar araştırılır. Buna göre bir rapor hazırlanması gerekiyor. Ona göre sebepler ortaya çıkabilir ama Silahlı Kuvvetler’deki intihar oranının artışı demek onun 10 misli kadar insanın mutsuz olması demektir. intihar yaşanan bir ortamda grup stresi vardır. Grup stresinin olduğu bir yerde, bir intihar vakası varsa 10 kişi depresyonda demektir. Bunlardan bir tanesi intihar eder. Yüzde 15’tir oran, bu demektir ki o birlikte 15 kişi daha depresyondadır. Bu nedenle bu olaylar, silahlı yapının mutsuz olması, depresif olması iyiye işaret değil, bunun için çalışmalar yapılması gerekiyor.
İntihar vakaları neden kaynaklanıyor? 1990’lı yıllardan sonra kendisini yenilemeyen tek ordu bizim ordumuz oldu. Aynen Soğuk Savaş döneminin çatısı ve yapısı ile devam ediyor. Hiç kendini yenilemedi, bu nedenle insan odaklı ordu durumundayız. Halbuki şimdiki ordular teknoloji odaklı ordu oldular. İnsana fazla yükleniliyor. İnsan sayısı olması gerekenden çok daha fazla. Bu nedenle silahlı kuvvetlerin kendini yeniden yapılandırmasının işaretidir bu durum. İnsan sermayesi, insan kaynağı açısından da kendini yapılandırması, zorunlu askerliği sorgulaması gerekiyor. Zorunlu askerliğin olduğu yerde; insanlar eskiye göre, 20 sene önceki gençle, 20 sene sonraki genç aynı sosyal talepte değil, aynı vatan sevgisi muhabbetiyle hareket etmiyor. Bu nedenle bu insanları alırken zorunlu askerlik isteyenleri alıp, bunun karşısında olanların da kimisi parasıyla, kimisi bedeniyle, kimisi başka imkanlarıyla devlete hizmet eder. Bütün bunların tartışılması gerekiyor. Zorunlu askerlik olur ya da olmaz, artıları eskileri nedir bilemiyoruz. Ama bence tartışılması gerekiyor. İntihar olaylarının artması, insanların eskiye göre çok daha heves ve arzuyla askere gitmediklerini gösteriyor. Bu durumda Silahlı Kuvvetler’in öz eleştiri yapması gerekiyor. Kendini sorgulaması lazım. Basit bir olay diye geçiştiremeyiz bunu.
İNTİHARLARIN ÇOĞUNDA KURUMSAL İHMAL VAR
Bu intiharları gruplarsak disiplin uygulamaları mı, terör bölgesinde görev yapan askerlerin o bölgede görev yapmayı kaldıramayacak psikolojik yapıda olmaları mı temel sebeplerdir acaba? Nelerdir bu anlamda insanların psikolojilerini bozan?
Bu askerler Silahlı Kuvvetler’e girerken, “ruh sağlığı yerinde” yani “sağlam raporu” ile giriyorlar. Akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayanlar askere alınmıyorlar. O nedenle sağlam biri intihar etme noktasına geliyor. Burada bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Sınıflandırma yaparsak şöyle; benim kendi çalıştığım dönemde intihar düşüncesiyle gelen kişilerde çoğunda kurumsal ihmal vardı. Yönetici durumundaki komutan, amir durumundaki kişilerin mobbing’i vardı, kötü uygulaması vardı, ihmal vardı. Bu ihmal nedeniyle vakaların yarıdan fazlası duygusal ihmal yaşayan, psikolojik ihmal yaşayanlardan oluşuyordu. Askerlik hizmeti zor bir hizmet, bu hizmeti veren kişiler buna hazır olmayabilir. Buraya uyum sağlayamayan kişiler için de, psikolojik danışma birimleri bu kişileri alıp rehabilite etmeye çalışır. Uyum sağlamaya çalışması lazım. İntihar eden kişilerin tek tek incelenmesi; kurumda komutan ihmali var mı, bir mobbing’e maruz kalmış mı yahut da bir doktor görmüş mü, hastanede yatması gereken bir hasta ihmal mi edilmiş, bütün bunların incelenmesi ve vaka bazında ele alınması gerekir. Eğer kök analiz yapmadan olaylar üzerinde yorum yaparsak yüzeysel kalır. Bu 900 küsur vakanın hepsi tek tek incelenip buna göre kişilerin, Silahlı Kuvvetler’in genel olarak ruh sağlığını belirlemek mümkün olur. Bunlar yapılmazsa intihar olayları artacak demektir. Bir müddet sonra aileler de çocuğunu askere göndermekten imtina etmeye başlar. “Oraya gidince bunalıma giriyor, intihar artıyor, elinde silah var” tarzında şikayetlerle aileler tedirgin olurlar. Orta ve uzun vadeli kötü sonuçları olur. Silahlı Kuvvetler’in gençlerin ruh sağlığını önemsediklerini ön plana çıkarması, sadece disiplin değil morali de ön planda tutması önemli. Morali yüksek olmayan hiçbir asker savaşamaz. Hiçbir subay ya da astsubay hayatını riske atacak şekilde askeri eğitimini alamaz. İnsanın önemsenmediği, ikinci plana atıldığı bir ortamda mutsuz, depresif insanlar ortaya çıkar. Bu durum da Silahlı Kuvvetler’in genel ruhunun zayıflamasına neden olur.
TSK İNSAN SERMAYESİNİ İYİ KULLANAMIYOR
Bu haberler genellikle erler üzerinden yapılıyor ama rütbeli personelde, subaylarda da intihar vakaları yaygın mı?
Tabi ki, daha ayrıntılı istatistik görmek lazım ama büyük ölçüde er rakamı bunlar. Subay, astsubay intiharları da var. Geçen biliyorsunuz Eskişehir’de yaşandı. Tard edilmiş bayan subay, ertesi gün intihar etti. Bir subay bu kadar kolay harcanmamalı. Askeri okula alıyorsun, askeri liseye alıyorsun, ondan sonra harp okuluna alıyorsun bu kadar emek veriyorsun ve sonra bir kalemde siliyorsun. Bu Silahlı Kuvvetler’in insan sermayesini iyi kullanamadığının işaretidir. Kayseri’deki görevli havacı bayan üsteğmenin intiharında bence yönetici ihmali var. Bunlar Silahlı Kuvvetler’in psikolojik profilinin sorgulanması gerektiğini gösteriyor. Silahlı Kuvvetler ruhsal yönden iyi yere gitmiyor.
TSK’NIN SAĞLIK İŞLERİNİ DENETLEMEK LAZIM
Az önce askerlerin askere alınırken psikolojik testten geçirildiğinden bahsettiniz. Acaba bu psikolojik testler yeterli mi? Birçok insan belki askere gelmeden önce psikolojik sorunlarıyla geliyor. Bu anlamda TSK’da gerçekten yeterli düzeyde bir test uygulanıyor mu?
Tabi bunu askeri hastaneler yapıyor, heyetler veriyor kararını. Denetlenmeyen her işte muhakkak risk vardır. Silahlı Kuvvetler’in sağlık işlerinin iyi işleyip işlemediğini denetlemek lazım. Verilen raporlardan eğer sağlam raporu almış bir kişi askere gidiyor, askerde intihar ediyorsa bütün geçmişte sağlam raporu verenleri sorgulamak gerekiyor. Bunun İngiltere’de örneği var mesela… İngiltere’de bırakalım askeriyeyi kasabada biri intihar etse o kişiden sorumlu aile hekimi, “bu kişi intihardan önce size geldi mi, gerekli tedaviyi yaptın mı, ilacı verdin mi” diye sorgulanıyor, hesap soruluyor. Şimdi Silahlı Kuvvetler’de böyle bir hesap sorma mekanizmasının işlediğini ben bilmiyorum. İntihar eden bir kimsenin komutanı onun babası gibidir, hesap sorulması, hesap vermesi lazım. Ona yeterli psikolojik destek verildi mi, askeri hastaneye gidince yeterli bir şekilde ilgilenildi mi? Askerler üzerinde muhakkak anket çalışmaları yapılmalı, insanların psikolojileriyle ilgili çalışmalar yapılmalı. İnsanlar eskisi gibi değil, sosyal medya var. Dünyadaki bütün standartları görüyorlar, askerlik standartlarını da görüyorlar. Kendilerinin değersizleştirildiği bir askerlik ortamında bulunmak istememelerinde haklılar. Beklenti eskiye göre yüksek. Onun için, Silahlı Kuvvetler 20-30 sene önceki akılla yönetilirse bu olaylar artar. O nedenle eski sorulara yeni cevaplar verilmesi lazım. Silahlı Kuvvetler’in kendini yenileme ihtiyacı var.
Aslında intiharlardan çok daha fazla yaralamalı vakalar oluyor. Bir asker arkadaşını ya da kendini yaralayabiliyor. Bu manada da çok fazla olay var aslında, bunlar gözden kaçıyor sanırım…
Bunların hepsinin gözden kaçması mümkün. Bunların hepsinin istatistiklerinin çıkarılması gerekiyor. Eğer bu çıkarılmazsa, olaylar neden, niçin diye araştırılmazsa sebebini bulup, kendini düzeltmek gibi bir imkan kullanılamaz. Bu nedenle burada muhakkak sebebini bulup, olayların kök, neden analizini yapıp çözüm üretmek gerekiyor.
TSK YENİDEN YAPILANDIRILMALI
Sizin bu sorunlara temel çözüm olarak önerebileceğiniz formüller nelerdir?
Kısa vadeli olarak şunu söyleyebiliriz. Silahlı Kuvvetlerin içindeki intihar vakaları ile ilgili, bu intihar vakaları neden olmuş, bununla ilgili incelemeler yapılmalı. Psikolojik danışmanlık sisteminin sağlıklı bir şekilde oturtulması gerekiyor. Özellikle eğitim birliklerinde psikolojik danışmanlık hizmeti uygulanmalı, psikolojik testten geçirilerek insanların eline silah verilmeli. Bunların yapılması kısa vadede gerekiyor. Orta ve uzun vade de Silahlı Kuvvetler’in yeniden yapılandırılmasının ve Silahlı Kuvvetler’deki insanların istemeden, sevmeden askerlik yaptıkları bir ortamda 1,5 sene kalmalarının, zorla tutmalarının sorgulanması gerekiyor. Zorunlu askerliğin sorgulanması gerekiyor. Profesyonel orduya geçmek için bir fırsattır bu. Bence taşıma suyla değirmen dönmüyor Silahlı Kuvvetler’de, profesyonel orduya geçilecek artık. Profesyonel orduya geçilmesine de direniliyor.
TSK AİDİYET DUYGUSUNU GELİŞTİRMELİ
Moral değerlerden bahsetmiştiniz. Orduda ne tür moral değerler yaygınlaştırılmalı?
Savaşın bir ideolojisi vardır, şehitlik duygusu gibi, vatan sevgisi gibi. Bir insanın vatan sevgisinin, inanç olarak aidiyet duygusunun geliştirmesi lazım. Silahlı Kuvvetler’de aidiyet duygusunu geliştirmemiş bir asker kolayca depresyona girer. Silahlı Kuvvetler’in, aidiyet duygusunu geliştirmesi için toplumun değerleriyle barışık olması gerekiyor. Şu anda bizim Silahlı Kuvvetlerimiz toplumun değerleriyle barışık değil. Toplumda birçok değeri reddeden, dışlayan bir yapı var. İnsanın psikolojik sağlığını koruyan koruyucu ruh sağlığı değerleri vardır. Mesela inanç sistemleri bunlardır. Silahlı Kuvvetler’de bütün inanç sistemlerini, dindar insanı tehdit olarak gören bir yapı ve yasalar aynen devam ediyor. Askere alırken, harp okullarına öğrenci alırken yönetmelikte “irticai görüşleri olmayan” diye bir seçim var. Ne demek bu? Yani dindar insanlar alınmaz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bunların hepsi insanların Silahlı Kuvvetler’e olan sevgisini, güvenini zayıflatıcı etki yapıyor. Toplumun değerleriyle silahlı kuvvetlerin değerlerinin paralel olması lazım. Toplum, anne, baba çocuğun arkasında olursa, çocuk orada savaşmaya, ölmeye hazır hisseder. Çanakkale ruhu var Silahlı Kuvvetler’de, Malazgirt ruhu var. Bu ruhun zayıfladığı yerde depresyon artar, intiharlar artar.
Engin Dinç'in röportajı
on5yirmi5.com
Okunma : 6701