Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan İbn-i Haldun Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen “VII. Uluslararası Maneviyat Psikolojisi Sempozyumu”na konuşmacı olarak katıldı. “Günümüz İnsanı ve Varoluş Bunalımı” başlığında dikkat çekici değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Dünya büyük bir bunalımda, çare Anadolu irfanında. Bunun kaynağı bizde. Önemli bir manevi zenginliğin üzerinde oturuyoruz ancak bunun farkında değiliz.” ifadelerini kullandı. Manevi danışmanlığın kişiye değer verdiğinin hissettirilmesi olduğunu vurgulayan Tarhan “İnsanlar şu anda yalnızlık sorunu yaşıyor. Değerli olduklarını hissetmeye ihtiyaçları var.” dedi.
“İnsanın manevi yönü bilimsel olarak kabul edilmeye başlandı”
İbn-i Haldun Üniversitesi Başakşehir Kampüsü’nde iki gün boyunca devam eden sempozyuma, alanında uzman psikolog, psikiyatr ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi.
İnsanın varlığı ile ilgili tanımlamalarda büyük bir değişimin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanoğlunun manevi yönünün bilimsel kategoride kabul edilmeye başlandığını aktardı. Tarhan; “Bugüne kadar insan modelini tanımlarken biyopsikososyal model olarak tanımlıyorduk. Yani biyolojik, psikolojik ve sosyolojik varlık olarak insan. Fakat şu anda insanı biyopsikososyal spiritüel model olarak tanımlıyoruz. Bununla ilgili 2014’te Arizona ve Columbia Üniversitesi ortak olarak ‘Post Materyalist Manifesto’ yayımlandı. Bu çalışmaya göre artık materyalizmin çöktüğü duyuruldu. Materyalizm artık dünyayı açıklamaya yetmiyor. Ortaya konan yeni bakış açısına göre bilimlerin bütünlüğü felsefesine göre diğer hayatın anlamını sorgulayan yeni bakış açılarına ihtiyaç var. Bu diğer hayat görüşü ciddi şekilde bilimsel kategori olarak ele alınmaya başlandı. İnsanın sadece psikobireysel ve psiko-sosyal varlık olmadığı, bir de psiko-spiritüel yönü olduğu kabul edilmeye başlandı. Pandemi nedeniyle fiziksel temasın kalkması sonucunda aslında sosyal mesafe diyorlar ama aslında fiziksel mesafe ortaya çıktı. Burada dünya ciddi bir şekilde yeni bir döneme, psikolojik kaosa doğru gidiyor. İnsanlık özellikle Batı dünyası bu durumdan kurtulmak için bir çözüm arayışı içinde. Bunun ilacı bizde ama biz üretip sunmayı bilmiyoruz. Şu anda manevi bir hazinenin üzerindeyiz. Mevlana’mız, Yunus’umuz var ama biz bunları kullanmayı bilmiyoruz. Batılılar bu değerlerimizi keşfetti ve sunmaya başladı. İyi ki de keşfettiler.” dedi.
“Evrim ve kapitalist yaklaşım çöktü, tüm soruların cevabı ise tevhit anlayışı”
Kapitalist yaklaşım ve evrim anlayışının çöktüğünü ifade eden Tarhan, evrenin dışarıdan bir güç tarafından yönetildiğinin anlaşıldığını vurguladı. Tarhan; “Kapitalist ahlak insan homoekonomicus yani ekonomik varlıktır diyor. Rasyonel ahlakın akıl olduğunu savunuyorlar başka bir değere ihtiyacımız yok diyorlardı. Fakat bu düzen, her şey akıldır tezi iflas etti. Modern dünya üç kritik değişken üzerine kuruldu. Bunlar; sekülerizm, narsisizm ve materyalizm. Sekülerizm her şey dünyadadır diyor. Einstein’a sorulduğunda Spinoza’nın tanrısına inandığını söylüyor. Spinoza ise doğayı tanrı gibi görüyor. Bu bakış açısından yola çıkarak ‘Bilgelik Psikolojisi 1-2’ isimli kitapları yazdım. Eserde bunun bir yanılgı olduğunu ve çözümün tevhit inancında olduğunu anlatmaya çalıştım. Kanıt olarak ise Higgs bozonunu sundum. Higgs bozonu, kuantum dinamiği ve kuantum felsefesi bize, evrenin evren dışından bir güç tarafından yönetilmesi gerektiğini gösteriyor. ‘Evrimin Evrimi’ başlıklı bölümde ise evrim kavramının her şeyi tabiat olarak gördüğünü ve yeniden yazılması gerektiğini ifade ettim. Zaten bu, tamamlanmamış bir teori. ABD’de mahkeme kararıyla artık liselerde evrim teorisi dersine alternatif olarak akıllı tasarım teorisi öğretiliyor. Akıllı tasarım bir evren tasarımdır. Evren ise bir simülasyondur. Şu anda biz metaversete yaşıyoruz. Gerçek hayat ahiret, dünya hatayı ise bir metaverse’tür. Benzetme olsun diye söylemiyorum. Bu dünyada dünyaya ait değiliz, dünyanın bir parçası değiliz.” şeklinde konuştu.
“Manevi danışmanlık vaaz etmek değil, kişiye değerli olduğunu hissettirebilmektir”
Modern dünyanın insanı indirgediği kavramlar hakkında paylaşımlarda bulunan Tarhan, manevi danışmanlığın önemi hakkında açıklamalarda bulundu. Tarhan; “İnsan dünyanın ürünü değil, sonradan dünyaya gelmiş ve yalnızca dünyanın bir parçası. Onun için sekülerizm yani dünyacılık insanın psikolojik doğasına aykırı. Hayatı yalnızca dünyadan ibaret gören birinin mutlu olması mümkün değil. Hastalık, musibet veya bir şeylerin yolunda gitmediği zamanlarda birdenbire o sahte dünyadan çıkıp gerçeklerle yüzleşince insanlar varoluş bunalımları yaşıyor, intiharlar meydana geliyor. Varoluş bunalımı yaşayanlarla ilgili olarak manevi danışmanlık konusundaki çalışmalar çok önemli. Hatta böyle bir durumda vaiz gibi de olmamak gerekiyor. Bu alanda çalışanlar danışanlara vaaz vermeyin, aktif dinleyici olun, yarım saat dinleyin hiçbir şey olmasa bile o kendine değer verildiğini, yalnız olmadığını hisseder. Onun ruhuna dokunmuş olursunuz, hayata tutunur. Onun için manevi danışmanlık aslında kişiye değer verdiğini hissettirebilmektir. İnsanlar şu anda yalnızlık sorunu yaşıyor. Değerli olduklarını hissetmeye ihtiyaçları var.” ifadelerini kaydetti.
“İnsanlar tevekkül duygusunu doğru yaşayamadıkları için mutlu değiller”
Çağımızda insan psikolojisinde meydana gelen değişimler hakkında açıklamalarda bulunan Tarhan; “Modernizmin en büyük zararı insanlarda bağlanma duygularına zarar verdi. Biz Allah’a inanıyoruz ama Allah’a güvenmiyoruz. Güvendiğin zaman inanmak, var olduğunu kabul etmektir. Bu dünya gemisini yaratıcısına inanıyor ama güvenmiyoruz, teslim olmuyoruz. Teslim olmak da şudur; yani tamamen boş vermek demek değil. Tevekkül etmek demek Allah’ın planına güvenmek demektir. İnsanın elinden gelen kontrol edebileceği şeyler ve edemeyeceği şeyler de var. Gücümün yettiği şey var, yetmediği şey var. Böyle durumlarda her şeyi bilen her şeyi kontrol eden yüksek bir irade var, güç var. Buna ben teslim olup güvenirsem o yapar diyor. Bu mananın verdiği iç huzur çok büyüktür. Bu zamandaki müminim diyen insanlar bu huzuru yakalayamadığı için mutlu değiller. Yani Allah’ın gemisine teslim olamadıkları için mutlu değiller.” dedi.
“Narsisizm dünyada salgın gibi yayılıyor”
Modernizmin insan psikolojisine etkileri hakkında konuşan Tarhan, narsisizmin bir salgın gibi tüm dünyaya yayıldığına dikkat çekti. Tarhan; “Dünyadaki sekülerizmin verdiği kafes içerisinde kendimizi mutlu hissedemeyiz. Sahte bir kafes içindeyiz, kafesin dışını göremiyoruz. O kafesin dışına çıkmak gerekiyor. Modernizmin verdiği zararlardan bir diğeri olan narsisizm, bencilliğin kişilik haline gelmesi olarak görülüyor. Kişiyi kendi önemli üstün görüyor kendini menfaatini kutsallaştırmış, övgüyle besleniyor. En büyük korkusu da sıradan olma korkusu. Onun için her şeyim özel olsun ister. Bunlar ya başaracağım ya öleceğim duygusuyla hareket ediyor. Başarı odaklı. Akıllı ve yetenekli dedirterek kendini mutlu ediyor ve kapital sistem bunu besliyor. Bununla ilgili Narsisizm Epidemisi diye bir kitap var. Narsisizm dünyada bir epidemi, salgın haline geldi.” ifadelerini kullandı.
“Modernizm medeniyet krizi yaşıyor”
Modernizmin kriz yaşadığını aktaran Tarhan, bu krizin yalnızca manevi değerlerle aşılabileceğini ifade etti. Tarhan; “Osmanlı Devleti’nin son dönemi ve Cumhuriyet döneminden kalan medeniyet krizleri var. Bu krizleri bizim aşmamız gerekiyor. Modernizm şu anda aciz kaldı, manevi değerlere şiddetle ihtiyaç var. Bizim statükoculuktan kurtulup, bu zamanın ihtiyacına göre anlatmamız gerekiyor. Medeniyet krizi, hedonizm, hazcılık, narsisim ve sonunda yalnızlık ve mutsuzluk halleri insanları etkisi altında aldı. Mutsuzluk, depresyon ve intihar olayları arttı. Modernizm medeniyet krizi yaşıyor. 2018 Manchester ve BBC’nin birlikte yaptığı yalnızlık çalışmasında kendimi yalnız hissediyorum diyen yaşlı oranı %27 iken 16-24 yaş arasında oran %40 çıkıyor. Genç nesil daha yaşlı. Bu istatistikler dünyanın bunalımda olduğunu gösteriyor. Çare bizde, bizim harekete geçirmemiz lazım.” dedi.
“Maneviyat daha çok gündeme gelecek, kaynağı ise kültürümüzde”
Modernizm krizlerinden kurtulmada spiritüalizm ve maneviyatın daha çok gündeme geleceğini ifade eden Tarhan, bu sorunun Anadolu irfanını tüm dünyaya aktararak çözülebileceğini vurguladı. Tarhan; “Post-materyalist bilim demek aslında spiritüel bilimlerdir. İnsan homo economicus diyen kapitalist öğreti şu anda diyor ki, insan homo psikolojicustur. İnsanlar yatırım yaparken, satın alma davranışına karar verirken sadece kâr zarar analize göre, temel ihtiyaca göre karar vermiyor sevdiği şeye daha çok yatırım yapıyor. Takdir ve övgü ile güvendiği yerde daha çok yatırım yaptırıyor. Rasyonel aktör olarak burada sadece akıl değil, duygular da bilimsel bir kategoridir. Beklenti teorisi diye teori geliştirildi. Bilim değişiyor, maneviyat insanlığın daha çok gündeminde, spiritüel psikoloji daha çok konuşulacak. Bunun kaynağı ise Anadolu irfanıdır. Bunu bizim hayata geçirmek gibi bir sorumluluğumuz var.” şeklinde konuştu.
Okunma : 1897
ÜHA