‘Sağlıkta Yenilikler’ platformunun ınstagram canlı yayınının konuğu olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Pandemi psikolojimizi nasıl etkiliyor” başlığında, salgının toplum üzerindeki psikolojik etkilerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
‘Sağlıkta Yenilikler’ platformunun ınstagram canlı yayınının konuğu olan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Pandemi psikolojimizi nasıl etkiliyor” başlığında, salgının toplum üzerindeki psikolojik etkilerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
“Önlem alınmazsa psikolojik pandemi yaşayacağız gibi gözüküyor”
Ayşe Engez moderatörlüğünde gerçekleştirilen yayında önlem alınmadığı takdirde psikolojik pandemi rahatsızlığının yaşanacağını dile getiren Tarhan şunları söyledi: “Şuanda psikolojik pandemi yaşıyoruz demek için erken ama ön belirtileri var. Önlem alınmazsa yaşayacağız gibi gözüküyor. Dünya Sağlık Örgütünün sözcüsü de psikolojik hastalıklar pandemisi ile ilgili uyardı. Şuanda bütün dünyada o risk var. İlk başlangıçta 3-4 ay sürüp yazın azalacak ve bitecek diye düşünürken ikinci ve üçüncü pikler yaşandı. Bunun üzerine insanlar ciddi kayıplar yaşadı. Sosyal, ekonomik, psikolojik kayıplar… Gelecekle ilgili bir belirsizlik var, yapılan aşının sonuç verip vermeyeceği ile ilgili endişeler var. Bütün bunların hepsi insanda yüksek kaygıyı oluşturuyor.”
“Toplumun yüzde 50’sinden fazlasının pandemi ile ilgili korkuları yüksek çıktı”
Pandemi ile ilgili toplumun korkularının olduğu belirten Tarhan; “Bizim bir araştırma grubumuz var, onlar bir çalışma yaptı. Pandemi döneminin Nisan ayında 6 bin 318 kişiyle yapılan çalışmada toplumun yüzde 50’sinden fazlası, yüzde 40 ile 70’i arasında korku, kaygı, süreçlerle ilgili kaygılar, pandemi ile ilgili korkular yüksek çıktı. Şuanda bunu Aralık ayında tekrarlamayı düşünüyoruz. Kaygı kısa süreli olursa vücut bunu tolere edebiliyor ama uzun sürerse ve kayıplarda bazı durumlarda kalıcı olmaya başlarsa insanda kontrol kaybı gibi panik hissi başlıyor. Panik duygusu da kaygının, kontrol kaybı duygusunun eklenmesiyle birlikte oluyor yani kişi kendi hayatı üzerinde, kendi ruh sağlığı üzerinde denetimini kaybediyor gibi bir his yaşıyor. “Hasta olacağım”, “aklımı kaybedeceğim”, “kalbim duracak”, “yoğun bakıma düşeceğim” tarzında ciddi korkular oluyor insanlarda.”
“Yüksek değerleri, inançları ve idealleri olan bireyler panik yapmıyor daha soğukkanlı kalabiliyor”
Pandemi döneminde korku ve kaygıya değinen Tarhan bunları nasıl yönetebileceğimize ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu. Tarhan; “Burada uzmanları dinleyeceğiz, günde 15 dakikamızı, yarım saatimizi bu konuya ayıracağız, sonra rutin işlerimize döneceğiz. Kişi 60 dakikanın 50 dakikasını pandemiyi düşünerek geçirirse strese girmeme ihtimali yoktur. Bu nedenle bütün önlemler alınıp, bilimin kurallarına uyulmalı. İnsan gücünün kontrol edemeyeceği şeyler vardır. Böyle durumlarda kişinin yüksek değerleri, yüksek idealleri ve inançları olursa panik yapmıyor daha soğukkanlı kalabiliyor.” Şeklinde konuştu.
“Fazla korku bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyor”
Fazla korkunun hayatı çekilmez hale getireceğine değinen Tarhan korkunun ve stresin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerine de değindi. Tarhan, “Fazla korku hayatımızı daha çekilmez bir hale getiriyor. Birde korkunun şöyle bir etkisi var. İmmün sistemi (bağışıklık sistemi) baskılar. Stres hormonları bağışıklık hücrelerimizi baskılıyor. Tehlikeye odaklandığı için stres durumunda vücut büyümeyi durduruyor o anda bütün enerjisini tehdide yöneltiyor. Göz bebekleri büyüyor, savaş-kaç tepkisi veriyor, omuz, boyun sırt kasları kasılıyor, mide-bağırsak spazmı yaşıyor, sindirimi yavaşlıyor, bütün enerji kaynaklarını kana pompalıyor, şeker yükseliyor eğer bu birkaç saat sürerse vücut telafi ediyor ama günlerce sürerse bağışıklık sistemi çöküyor bu sefer başka hastalıklar başlıyor. Bağışıklık sistemimizin dostu ‘Psikolojik iyi oluş hali’ bunu yakalayabilirse bir insan tedbirini alıp, olumsuza karşı kendini hazırlayıp, olumluyu hedefleyerek hayatını sürdürecektir.” dedi.
Okunma : 2091
ÜHA