Bizim kültürümüzde “diğerkâmlık” olarak geçen empatide karşı tarafın duygularını anlarken kendi duygularını korumak gerektiğini belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Böyle bir ilişki yapabiliyorsan, bunun adı empatik ilişkidir. Bu ilişki insanı hata yapmaktan korur, ilişkilerde doğru kararlar vermeyi sağlar.” diye konuştu. Z kuşağı olarak ifade edilen kuşağın aslında yanlış empati eğitimi almış kuşak olduğunu kaydeden Tarhan, çocukların mutlaka sorumluluk verilerek büyütülmesi gerektiğini, böylece hayata daha sağlıklı hazırlanabileceklerini söyledi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Akra FM’de yayınlanan Evlilik Okulu programında empati konusuna ilişkin değerlendirmede bulundu.
Empati kavramının bizim kültürümüzde “diğerkâmlık” olarak adlandırıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Diğerkâmlık, başkaları diğerleri hakkında gam hissetmek, Farsça kökenli bir kelime. Empati, başkalarının duygularını dikkate almak şeklinde de özetlenebilir. Yakın ama aynı değil. Empatinin psikolojide tanımlanmasının da 100 yıllık bir geçmişi var. Empati kavramı insana özgü en önemli özellik.” dedi.
Empati, karşı tarafın duygularını anlayabilmektir
Empati kavramının öneminin ileri derecede otistik bireylerin incelendikten sonra ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İleri düzeyde otizmli bireylerde empati yeteneği yok, bu kişiler empati yapamıyorlar. Empati nedir? Karşı tarafın duygularını, isteklerini, ihtiyaçlarını anlayabilmektir. Otistik kişi sadece yemek, içmek, üremek, barınmak gibi temel ihtiyaçlarına odaklı yaşar.” dedi.
İnsanın sosyalleşmesindeki en önemli duygu: Empati
Empatinin insanın sosyalleşmesindeki en önemli duygu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Empati aynı zamanda insanın sosyal varlık olmasını sağlayan duygudur. Kötülüklerin kaynağında empati yoksunluğu vardır. Simon Baron-Cohen’in kaleme aldığı “Kötülüğün Anatomisi” isimli kitapta empati yoksunluğu ele alınıyor. Suç işleyen kişiler, empati yoksunluğu nedeniyle karşı tarafın duygularını, acılarını, ihtiyaçlarını görmüyor, onlara eziyet ediyor, sadece kendi için yaşıyor.” dedi.
Empati yoksunluğu, duygusal körlüktür
Empati halindeki iki kişinin beynindeki yolların birbirine çok benzediğini, bu durumun Mikelanj Fenomeni olarak adlandırıldığını kaydeden Tarhan, “Çekilen tomografilerde beyindeki yolların birbirine çok benzediği tespit edilmiş. Benzer durumlar anne-çocuk ilişkisinde de gözlemlenebilir. Anne çocuğun hareketinden acıktığını ya da tuvalet ihtiyacını anlayabilir. Duygusal ayna nöronlar hemen okuyor. Empati, duygusal okuryazarlıktır. Empati yoksunluğuna, duygusal körlük veya duygu sağırlığı da denir. Duygusal okuryazarlığı olan bir kimse empatisi gelişmiş kişidir. 1 yaşındaki çocuklar bir odaya dolduruluyor. Biri ağladığı zaman, bütün çocuklar ağlamaya başlar. Birinin canı acıdığı için ağlar. Diğerleri ise onun duygusunu ayırt edemediği için onun acısını kendi acısı sanır. Bu empati değil sempatidir. Duyguların sınırları karışmıştır. Bir kimse eş zamanlı olarak diğer kişiyle oturup ağlıyorsa bunun adı empati değil, sempatidir. Senkronize olarak ağlıyorsan bu sağlıklı değildir.” dedi.
Empatik ilişki hata yapmaktan korur
Empatide karşı tarafın duygularını anlarken kendi duygularını korumak gerektiğini belirten Tarhan, “Böyle bir ilişki yapabiliyorsan, bunun adı empatik ilişkidir. Bu ilişki insanı hata yapmaktan korur, ilişkilerde doğru kararlar vermeyi sağlar. O nedenle duygusal zeka eğitimlerinde empati özel bir eğitimle özel bir seansla öğretiliyor.” dedi.
Empatinin en güzel göstergesi: Tevazu-gurur ilişkisi
Empatinin en güzel göstergesinin, tevazu-gurur ilişkisi olduğunu kaydeden Tarhan, “İslamiyet'te empati, ‘Bütün kötülükleri bir odaya doldursanız kapısını kibir açar. Bütün iyilikleri bir odaya doldursanız kapısını tevazu açar’ şeklinde geçer . Tevazu demek aslında empati sahibi olmak demektir. Başkalarının duygularına göre hareket etmek ona değer verdiğini hissettirmektir.” dedi.
Empati yatay ilişki kurmak demektir
İnsan ilişkilerinde yatay ilişkinin önemine işaret eden Tarhan, “İnsan kendini üstün de görmeyecek, aşağıda da görmeyecek. Empati yatay ilişki kurmak demektir. Tevazu aslında alçakgönüllülüktür. Empati eğilimi yetenektir ama empatiyi geliştirmek beceridir. Empatinin öğrenilmesi ve öğretilmesi gerekiyor.” dedi.
Anadolu irfanında empati var
İslam kültürüne ve İslam ahlakına bakıldığında empati eğitimi gibi kavramların ortaya çıktığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Mesela Anadolu İrfanı dediğimiz, Yunus’u ve Mevlana’yı incelediğimiz zaman hepsinde yoksulu anlamak vardır. Empati duyguların eğitimidir. Beynimizdeki duygusal sermayemizi, duygu kaynaklarımızı nerede, ne zaman, nasıl kullanacağımızı eğitmek, öğretmektir. Duygular bir sermayedir. O sermayeyi doğru yönde kullanmak gibi insana beceri kazandırıyor.” dedi.
Çocuk sorumluluk verilerek yetiştirilmeli
Anadolu irfanının çocuğa sorumluluk verdiğini ve onu hayata hazırladığını belirten Tarhan, “Günümüzde çocuklar korunmak amacıyla sorumluluk verilmeden yetiştiriliyor. ‘Benim çocuğum özeldir, hiçbir zahmete girmesin’ anlayışıyla çocuk özel yetiştiriliyor. Sonra çocuk yükten, sorumluluktan korkuyor. Halbuki küçük yaştan beri sorumlulukla tanıştırılmalı. Mesela bizim çocukluğumuzda yaz tatillerinde hep çalıştırılırdık. Sorumluk alırdık, bir işin ucundan tutardık. Evin bahçesinde karadut vardı. Annem onları bize sattırırdı. Paraya ihtiyacımız olduğu için değil, bize hayatı öğretmek için bunu yaptırırdı. Çocuğu hayata hazırlamak çok önemli. Annelik - babalık demek çocuğu mutlu etmek demek değil, çocuğu hayata hazırlamaktır. Çocuğa iki, üç kişilik sevgi verince çocuk sevgi doyumsuzu oluyor. Bir süre sonra herkesten aynı ilgiyi bekliyor. Yetişkinlikte de çocuk zorlanıyor. Hayata atıldığında güçlüklerle ve hayatın gerçekleriyle karşılaşınca zorlanıp mutsuz oluyor. Anne ve baba bu durumda ‘Benim çocuğum neden böyle oldu?’ diye soruyor. Çünkü yanlış yetiştirirdin.” ifadelerini kullandı.
Z kuşağı yanlış empati eğitimi alan kuşaktır
Şu anda Z kuşağı denilen kuşağın aslında yanlış empati eğitimi almış kuşak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Her şeyi kolay elde etmiş, emek vermeden, yorulmadan elde etmiş aynı şey devam etsin istiyor ama hayat öyle değil ki. Bizim zamanlarımızdaki kuşaklar, yokluk içinde olgunlaşmak zorundaydı. Parayı harcamak en kolay gözükür ama en zor şey para harcamaktır. Kazanmak harcamaktan daha kolaydır çünkü her şeyi harcarsın bir günde bitirirsin ama sonra ne olacak düşünmez ki kaynak yönetimini öğretmek lazım. Eğer yönetmek istiyorsan maksadını belirleyeceksin. Annelik babalık demek aslında duygusal sermayemizi doğru yönetmek demektir. Sosyal sermayemizi doğru yönetmek demektir. Kaynak yönetimidir. Kaynak yönetimi, duygusal sermayemizi doğru yönetebilmek ve empati becerisidir.” diye konuştu.
Okunma : 2717
ÜHA