Başakşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu “Bilinçli Aile İdeal Toplum” söyleşileri kapsamında konuşan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsiyetçilik de ayrımcılığın bir türü. Üstelik ırkçılık kadar da tehlikeli. Bir kimse üretebiliyor, yetebiliyorsa sırf cinsiyeti nedeniyle o şeyi yaptırmamak adalete de aykırıdır, liyakate de. İşi en iyi kim yapıyorsa cinsiyetine bakmadan iş ona verilmelidir. Ama liyakat olmadan kota vermek de adaletli olmaz” dedi.
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşen, moderatörlüğünü Gazeteci Şaban Özdemir’in yaptığı “Aileden Topluma Biz Kimiz?” söyleşide konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 21. yüzyılda kadın-erkek ilişkilerindeki değişikliklerin aile ve toplum hayatını da değiştirdiğini vurguladı. Tarhan, “Fıtrattan kaynaklı farklılıklar olduğunu biliyoruz ancak 1960’larda başlayan kadının özgürleşmesi kavramıyla birlikte, hem aile hem de kadın-erkek ilişkilerinin de bağlamı farklı bir noktadan incelenmelidir” dedi.
“Cinsiyetçilik de ırkçılıkla aynı değerde bir ayrımcılıktır”
“Cinsiyetçilik de ırkçılıkla aynı değerde tehlike arz ediyor” diyerek sözlerine devam eden Tarhan, “Geçtiğimiz yıllarda ABD’den bir psikiyatri hocamız gelmişti. “Üniversitelerde 3 kişiye ayrımcılık yapılmaz 1. Deri, 2. Cinsiyet 3. Yaş. Eğer üretiyorsa üretmeye devam edebiliyorsa hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmaz bu 3 konuyla ilgili” dedi. Asıl önemli olan bir insan bir işi söke söke yapabiliyorsa fırsat verilmeli liyakat uygulanmalıdır. Ama fıtri olan ne varsa o oluyor bir süre sonra. Mesela sağlık, eğitim işlerini kadınlar daha iyi yapıyor. Çünkü fıtratında var” şeklinde konuştu.“Erkekler empatiyi kadınlardan daha geç öğreniyor”
Kadın beyni erkek beyninden daha farklı çalıştığını kaydeden Tarhan, “Erkek beyni biraz daha benmerkezci çalışıyor. Anaokulu çocuklarına yapılan bir gözlemde bir arkadaşları düştüğünde kızlar yardım ediyor, erkek çocuk ise oynamaya devam ediyor. Yani erkek empati yapmayı biraz daha geç öğreniyor. Gerçi kadınların empatiyi daha kolay öğrenmesi sonrasında başlarına bela da olabiliyor” diyerek izleyenleri gülümsetti.
“21. yüzyılda yuvayı artık erkek kuşlar da yapıyor”
“Yuvayı dişi kuş yapar” denir ama bu çağda yuvayı erkek kuş yapıyor” diyen Tarhan, “Erkek var olması gereken hakkı vermese bile kadın almak istiyor. Sonra çatışmalar çıkıyor. Aile içinde sonuç almak cenkleşerek olmuyor. İkna ve inandırma yoluna gitmek gerekiyor. Aksi halde gerilim yaşanıyor. İlişkileri savaş alanına dönüştürmemek gerekiyor. Bu savaşta hiç kimse kazanmaz. Burada evin erkek kuş tarafından da yapılması lazım derken, sadece dişi kuşun emeğiyle bir yere varılamaz demek istiyorum. Erkek kuşun yuvayı ayakta tutma zorunluluğu var. Yani her ikisi, beraber, aynı ölçekte evlilik ve yuva için çabalamalıdır” dedi.
Okunma : 6217
ÜHA