Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan İçişleri Bakanlığı’nın düzenlediği 106. Dönem Kaymakamlık Kursu Vizyon Eğitimi Programı kapsamında Kaymakam adaylarıyla bir araya geldi. “Ailede Yeni Doğrular” başlıklı konferansta 21. Yüzyılda ailenin önemine dikkat çeken Tarhan, “Aileye ait değerleri iyi bilirsek ailemizi iyi yönetiriz. Unutulmamalıdır ki ailenin de kişiliği vardır ve aile canlıdır.” Dedi.
“Değişen dünyada aile de şekil değiştirdi”
Covid-19 pandemisinin bedelinin ödendiği alanlardan birisinin de aile kurumu olduğuna değinen Tarhan; “Bazı toplumlar bu durumdan olumsuz etkilendi, Çin’de boşanmalar arttı. Şu anda aile kurumunda yeni doğrular ortaya çıkmaya başladı. 21. yy dolayısıyla zaten yeni doğrular oluşmaya başlamıştı şimdi bu doğrular daha da ön plana çıktı. Günümüzde artık evler büyük ama aileler küçük, aya gidiyoruz ama kapı komşumuzu tanımıyoruz, yüksek gelir durumu var ama daha az huzur, sayısız ilişkimiz var ama gerçek sevgi sıfır noktasında. Değişen dünyada aile de şekil değiştirdi.” İfadelerini kullandı.
“21. Yüzyıl becerilerinde kuşaklar önemli rol oynuyor”
Tarhan, sözlerinin devamında 21. yüzyıldaki değişikliklerde kuşakların da çok önemli rol oynadığını belirterek; “X,Y ve Z kuşaklarının da unutulmaması gerekiyor. X Kuşağı radyo kuşağı, Y Kuşağı televizyon kuşağı, Z Kuşağı ise sosyal medya kuşağı olarak adlandırılıyor. Teknoloji ile temas Z kuşağında daha yüksekken örgütsel bağlılık X kuşağında daha fazla.
Özgüvenli olma ve konforculuk eğilimine baktığımız zaman bu konuda da yine Z kuşağının oranları daha fazla çıkmakta. Fakat ahlaki normlara bakıldığında X kuşağında daha fazla, Z kuşağında ise çok az olduğunu görmekteyiz.
Dürtü kontrolün Z kuşağında düşük seviyede olması bağımlılığı da arttırmıştır. Z kuşağı öyle bir kuşak ki, evlenmeyi ayak bağı olarak görüyor. Z kuşağındakiler dini, milli ve ideolojik aidiyetlere ne gerek var? Diyor.” Şeklinde konuştu.
“İttihat ve Terakki’nin yüz yıl önceki sloganıyla Z Kuşağının sloganları aynı”
Doğayla, küresel ısınmayla ilgilenmek onlara göre daha önemli diyen Tarhan; “Eğer Z kuşağının sosyolojisini çözemezsek, sosyolojilerine uygun davranmazsak tarihe bize hata yaptıran kuşak olur. Yakın tarihimize baktığımız zaman bu örneği İttihat ev Terakki’de görmekteyiz. İttihat ve Terakki’nin yüz yıl önceki sloganlarıyla Z kuşağının bugünkü sloganları aynı. İttihat ev Terakki de özgürlük, adalet, eşitlik diyordu, şu andaki gençlik de aynı şeyi söylüyor. Z kuşağını korku politikalarıyla yönetirsek bu kuşağı kaybederiz. Onun için güven esaslı politikalar üretmemiz gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
“Aile kurumunda altı önemli madde”
21. yüzyıl becerileri ve aile konusunda altı önemli madde olduğuna değinen Tarhan; “İlk madde objektivizm. 21. Yüzyılda objektivizm daha çok ön plana çıktı. Objektif olmayan kişi olaylara sadece kendi penceresinden bakar. Ama objektivizmde bütünlük anlayışı esas. Olaylara bütüncül bakabilmek önemli. Bir diğer kavram ise relativizm. Bu konuda çoğulculuk çok önemli. Çünkü ayrımcılık insanlığa aykırıdır. Irkçılık zaten bu çağın en önemli sorunlarından birisidir. Üçüncü madde olan emotivizm de karar verirken duyguları göz önüne almayı hedefler. Çünkü insan psikolojik bir varlıktır. Diğer bir madde olan konnektivizm, bağlantısallığı ifade eder. İnsan ilişkisel bir varlık. 20. Yüzyılda birey önemliydi, ön plandaydı ama 21. Yüzyıla baktığımız zaman ailenin kutsal olduğunu gördük. Batı kültüründe hala daha aileye gereken önem verilmiyor ve hatta çift terapistleri boşanma terapisti gibi çalışıyorlar. Beşinci madde olan nörobilim temelli öğrenme, 21. Yüzyılda deneyimleyerek örenmenin önemini bize anlattı. Akılda kalmayan bilgi, kuma yazılmış gibidir aradan zaman geçince unutulur gider. Bu elektriksel öğrenmedir. Ama nörobilim temelli öğrenme kimyasal öğrenmedir ve taşa yazılmış gibidir. Taşa yazılmış bilgi asırlarca kalır ama kuma yazılan bilgi ilk rüzgârla gider. Altıncı madde ise değer içerikli eğitim. Nesiller bu anlayışa göre yetiştirilmeli. Bütün bu değerleri aynı anda kullanabilen kimse, 21. Yüzyılın insanı olacak.” İfadelerini kullandı.
“Aile değerlerini bilirsek aileyi iyi yönetiriz”
Örgütsel psikolojide ailenin büyük bir birey, bireyin ise küçük bir aile olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Bireyin kendisini yönetmesi ile patronun işletmeyi yönetmesi benzer dinamiğe sahiptir. Aile kültürü, ailede paylaşılan değerler, yaşanan hayat senaryoları, normlar, varsayımlar, semboller, etik standartlar, ritüeller, hikâyeler, inanç sistemleri, dil ve rol modeller kümesidir. Bu maddelerin hepsi ailedeki değerleri oluşturuyor. Biz eğer bu değerleri iyi bir şekilde bilirsek ailemizi iyi yönetiriz. Unutulmamalıdır ki ailenin de kişiliği vardır. Aile canlıdır.” Dedi.
Okunma : 2140
ÜHA