Üsküdar Üniversitesi Intercultural Kulübü tarafından “Suriye’nin Özgürlüğünü Kutlama Programı” düzenlendi. Programda, Üsküdar Üniversitesinde eğitim gören Suriyeli öğrenciler, Suriye'nin özgürlüğüne kavuşmasını büyük bir coşkuyla kutladı. Öğrenciler, üniversitede diğer ülke bayraklarının arasında yer alan Suriye bayrağını yenisiyle değiştirdi. Düzenlenen programa katılan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son yaşanan olayların İslam dünyasında birliğe dönüşmesini umut ettiğini söyledi. Tarhan, diktatörlüğün öldüğünü ancak insanlığın ölmeyeceğini de kaydetti.
Program, Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Lobi alanı ve Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlendi.
Program kapsamında ilk olarak Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da katılımıyla lobi alanında bayrak değişimi gerçekleştirildi.
Suriyeli öğrenciler Uluslararası ülke bayraklarının yer aldığı camekanda yer alan eski Suriye bayrağı ile yenisini değiştirdi.
Öğrencileri yalnız bırakmayan Tarhan burada yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Diktatörlük ölür, insanlık ölmez”
Son yaşanan olayların İslam dünyasında birliğe dönüşmesini umut ettiğini söyleyen Tarhan, diktatörlüğün öldüğünü ancak insanlığın ölmeyeceğini söyledi. Tarhan “Orada yeni bir statüko oluştu. Bu oluşan statüko, inşallah bütün İslam dünyasının birliğine dönüşür. Ben bunu atılmış bir tohum gibi görüyorum. Bu sizin için çok önemli bir gün. Bizim istiklal savaşımızdan sonraki dönemi hatırlatıyor. İzmir işgal edildiğinde Denizli Müftüsü Nusret Efendi, camiden çıkınca bütün cemaatini topluyor ve her birine yerden bir taş aldırıyor. O taşı aldıktan sonra İzmir’e doğru atmalarını söylüyor. Bu aslında psikolojik savaşta mukavemet diye geçiyor. Yani halkın işgale karşı bilinçlenmesi önemli. Şimdi de burada, yangın olan bir coğrafyanın ortasında yeni bir güzellik ortaya çıkıyor. Bunun için fitne sokanlar çok olacak. Hem burada hem dışarıda. Muhakkak olacaktır ancak onlara karşı en güzel cevap hedefinize odaklanmaktır. Onlarla uğraşmayın…” ifadelerini kullandı.
Tarhan: “Suriye’deki mücahitler ölümden korkmadıkları için sonuca vardılar”
Vehn hastalığının yaygınlaştığına dikkat çeken Tarhan; “En büyük düşmanlardan birisi ümitsizlik ve karamsarlıktır. Peygamber Efendimiz diyor ki, ‘Ahir zamanda öyle bir zaman gelecek ki Müslümanlar derenin, suyun üzerindeki çöpler gibi olacaklar.’ diyor. O zaman, ‘Ey Allah’ın Resulü, bu neden böyle olacak? Az oldukları için mi?’ diye soruyorlar. ‘Tam tersine, çok olacaklar fakat çer-çöp gibi olacaklar.’ diyor. ‘Neden böyle olacak?’ diye soruyorlar. ‘İki şeyden dolayı olacak. Birincisi, Vehn hastalığı.’ diyor. Vehn hastalığı, dünya muhabbeti. Şu anda Türkiye’de Vehn hastalığı var, dünyacılık var, ölümü ve ölümden sonrasını unutmak var. İkinci Vehn hastalığı ise ölümden korkmaktır. Ölmek istememek. Suriye’deki mücahitler ölümden korkmadıkları için sonuca vardılar. Sahabe bunlar, benim nazarımda her biri sahabe gibi. Asr-ı Saadet’teki o genç sahabeler gibi. İnşallah bu küresel sistem onları olumsuz etkilemez. Toplu bir birlik, kardeşlik oluşursa muhakkak fitne sokanlar olacaktır, buna rağmen birlik olmak gerekir.” şeklinde konuştu.
Bayrak değişim törenin ardından program Nermin Tarhan Konferans Salonunda devam etti.
Kur-an’ı Kerim tilavetinin yapıldığı programda dualar edildi. Milli marşlarının okunduğu programda duygu doldu anlar yaşandı. Suriye’de yaşanan olayların geçmişini anlatan video ise dikkat çekti.
Sadık Paksoy: “İslam’ın barış ve adalet mesajı tüm insanlığa ulaşacak”
Üsküdar Üniversitesi SKS Yönetici Yardımcısı Sadık Paksoy, gençlerin bir elinde Kur-an’ı Kerim, bir elinde teknoloji olması gerektiğini söyledi. Paksoy; “Bugün yeryüzünde 2 milyar Müslüman var ama maalesef zillet içerisinde, paramparça bir halde. Bu gidişatı tersine çevirecek olanlar sizlersiniz. Yeni teknolojiye hâkim, tarihini bilen, coğrafyasını seven bir nesil. Bir elinizde Kur'an-ı Kerim diğer elinizde bilgisayar ve teknolojiyle İslam medeniyetini yeniden inşa edeceksiniz. Sizlerin inancı ve gayretiyle, İslam’ın barış ve adalet mesajı tüm insanlığa ulaşacak. Yüz yıl önce biz birdik, beraberdik. Bu sınırları emperyal güçler çizdi. O sınırları kaldırmak size düşüyor. Ancak o zaman İslam’ın hakikatleri yeryüzüne nur gibi yayılabilir. Fitnelere karşı uyanık olun, kardeşlerinizi eleştirmek yerine eksiklerini tamamlayın, kucaklayın. Bu topraklar bize şehitlerimizin emaneti. Onları unutmayalım ki vatan elimizden gitmesin. Sizi, bu büyük ideallere doğru yapacağınız çalışmalar ve gösterdiğiniz gayretler için şimdiden tebrik ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Ahmad Yazan Almahmoud: “Hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet kurmalıyız”
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Ahmad Yazan Almahmoud, Suriye’nin yeniden inşası için yapılması gerekenlerden bahsetti. Almahmoud; “Allah’a hamt ve şükürler olsun ki Suriye halkı, zalim Beşar Esed ve onun 55 yılı aşkın süredir ülkemizi baskı, işkence ve korku rejimiyle yöneten suç çetesine karşı zafer kazanmıştır. Bu zafer milyonlarca şehidin kanıyla, göçmenlerin feryatlarıyla ve özgürlük uğruna verilen büyük mücadelelerle yazılmıştır. Şimdi önümüzde gençler olarak üstlenmemiz gereken büyük bir görev var: Suriye’nin geleceğini inşa etmek. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir devlet kurmalı, halkımızın onurunu ve özgürlüğünü yeniden tesis etmeliyiz. Beşar Esed rejiminin yok ettiği eğitim, sağlık ve adalet altyapısını bilim, ahlak ve erdem temelleri üzerinde yeniden inşa etmeliyiz. Genç nesilleri özgür, bilgili, onurlu ve ahlaklı bireyler olarak yetiştirmek için okullar, fakülteler ve üniversiteler açmalıyız. Tüm bu çabalar, halkımızın özlemini çektiği barış, özgürlük ve adalet dolu bir gelecek için verilmiş mücadelemizin hak ettiği bir sonuç olacaktır. Allah, şehitlerimize rahmet eylesin, yaralarımızı sarsın ve ülkemizi hak ettiği aydınlık geleceğe kavuştursun.” dedi.
Abdulrahman Tilawi: “Sağlık, bir ülkenin ilerlemesinin temel taşıdır”
Abdulrahman Tilawi, Suriye’deki sağlık sisteminin yeniden inşası hakkında konuştu. Tilawi; “Savaşın yarattığı yıkımın ardından, önceliklerimizin başında sağlık sistemimizi yeniden inşa etmek gelmektedir. Sağlık, bir ülkenin ilerlemesinin temel taşıdır ve Suriye’nin sağlık altyapısı yıllarca süren ihmal ve yolsuzluk nedeniyle ciddi şekilde zarar görmüştür. Bugün, hastanelerimizin modernizasyonu, altyapının geliştirilmesi ve uluslararası standartlara uygun sağlık personelinin yetiştirilmesi gibi temel adımları atmalıyız. Ayrıca ileri teknolojilerin sağlık sistemine entegrasyonu bir lüks değil, etkili ve adil sağlık hizmetleri sunmak için bir zorunluluktur. Liyakat, dürüstlük ve şeffaflık ilkeleriyle, her vatandaşa onurlu bir yaşam sunan sağlık sistemini birlikte inşa edebiliriz. Sağlık sistemimizi yeniden ayağa kaldırmak, Suriye’nin geleceğine olan inancımızın ve halkımıza duyduğumuz sorumluluğun bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Büyük bir coşkunun yaşandığı programda, Suriye’ye özgü tatlılar, kahveler ve çaylar da tadıldı.
Okunma : 42
ÜHA