TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

‘Şiddet Amazon kadın yaratacak!’

‘Şiddet Amazon kadın yaratacak!’

Empati kurmayan, egolu ve bencil insan tipinin toplumda giderek arttığını, bu durumun sosyal barışı tehdit ettiğini vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şiddet önümüzdeki 20 yılda o derece artacak ki Amazon kadınlar ortaya çıkacak. Kendilerini korumak için silahlanacaklar” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, asker kökenli bir psikiyatrist. Psikoloji alanında yıllardır görüşlerine başvurulan Tarhan, albay rütbesinde emekli olduktan sonra 2011 yılında Üsküdar Üniversitesini kurdu. Türkiye’nin ilk Nöropsikiyatri Hastanesi’ni (NP) açan Tarhan, hastane ve poliklinikleri vasıtasıyla ruh ve sinir hastalıkları tedavisi hizmeti veriyor. Almanya Köln’de NP’nin merkez açılışında bir araya geldiğimiz Tarhan’la toplumun kılcal damarlarına kadar sızan ve dozu her geçen gün artan şiddeti konuştuk.
Sokakta, trafikte, evde özellikle de kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemden geçiyoruz. Toplumu veya bireyleri daha zalim yapan bir yapı mı var?
Yaşadığımız çatışmaların altında yatan en önemli şey şişirilmiş egolu, kendi yahut yakınlarının çıkarlarını düşünenlerin sayısının artması. Kendi çıkarı varsa ilgilenen karakterler yaygınlaştı. Bunların yaygınlaşması demek sosyal barışın bozulması demek.

İnsanın doğası değişti yani...

Eski çağlara göre narsizmin yükseldiği bir çağdayız. Evvela kendisini seviyor insan, egosunu seviyor. Şu anki eğitim bunu çoğaltıyor. Egosu yüksek insanlar ne yapar; önceliklerini, çıkarlarını, hak duygusunu kendine yönelik kullanır. Empati yoksunudur, başkasını düşünmez. Narsist insan kendine bağlı olan insanlara farklı muamele yapar. Elindeki gücü hak ve adil kullanmaz. Böyle durumlarda diğer insanlar kendini ötekileştirilmiş hissediyorlar. Ötekileştirilmiş hissedince de öfke birikiyor, güven zayıflıyor. Adalet duygusunun olmadığı yerde korku ortaya çıkar. Korkunun arttığı yerde de güven zayıflar. Güvenin zayıfladığı yerde kavga, tartışma olur. Bu gibi kişiler çoğaldı.

Şiddetin artışında şehir yaşamının payı var mı sizce?

Tabii şehirleşme de sosyal dokuyu zayıflattı. Küçük yerin kanunu büyüktür. Kasabadasın, herkes birbirini tanıyor. Oranın yerleşmiş kuralları, gelenekleri, sosyal ilişkileri var. Oranın ilişkilerine uymayan bir kişiyi sistem dışlar. Aslında buradaki mahalle baskısı faydalı bir mahalle baskısıydı. Göçlerde ise sosyal doku gevşiyor.

Kadınlar silahlanacak
Şiddetten en büyük payı da kadın alıyor...

19. yüzyıl öncesinde kol gücü önemliydi. 21. yüzyıl bilgi çağı; kol gücünün yerini bilgi gücü aldı. Böyle bir durumda kadınlar erkeklerle hak ve fırsatları kullanmak konusunda eşit. Zaten modernizm ve insanlığın gelişmişlik seviyesi bunu öngörüyor ve tavsiye ediyor. Hakları ve fırsatları kullanmada kadın erkek ayrımı olmaz, bu olmamalı. Cinsiyetçilik, cinsiyetçi ayrımcılık bizim egemen erkek kültürümüzde kadına yapılan en büyük yanlış. Bunu kültürel olarak maalesef erkek zihni kabullenemiyor. Kabul edemediği için eşinin itiraz ettiği durumlarda “Sen bana nasıl karşı çıkarsın” diyor. Yani eşinin kendi uzvu gibi olmasını, kölesi olmasını istiyor.

Sizce bu şiddet nasıl önlenebilir?

Şiddet önümüzdeki 20 yılda o derece artacak ki Amazon kadınlar ortaya çıkacak artık ve bunlar savaşçı kadınlar olacaklar. Kendilerini korumak için silahlanmış olacaklar. Geçmişte de Amazon kadınlar vardı, bunun gerekçesi de vahşi dönemde medeniyetsiz dönemlerde kadınların kendini koruma refleksiydi. Bir araya gelip, kendilerini korumaya götürdü süreç. Şimdi bu konuda ilgililer yetersiz kalırsa, ki şu durum bunu gösteriyor, kadınlar doğal olarak bir araya gelip kendilerini korumak isteyecekler, Amazon örgütler kuracaklar. Feminizmin yükselişi de bundan kaynaklanıyor. Kadına yönelik şiddetin artması kadınların bir araya gelme ve haklarını savunma ihtiyacı. Kadın erkek ilişkisinde modernizm başarılı olamıyor. Özgürleştirerek çözemedi, sağlıklı bir özgürleştirme ilişkisi yapılabilirse bu çözülür.

‘Aile bağı zayıfsa maddeye yöneliyorlar’

Bağımlılık konusunda da çalışıyorsunuz. Nasıl bir eksiklik bağımlılığa itiyor insanları?
Bağımlılık bağlanma sorunu olan kişilerde ortaya çıkıyor. Yani aile bağları zayıf olan kişi maddeye bağlanıyor. İnsanda bir şeye bağlanma duygusu var. Bağlanma duygusunu madde bağımlılığıyla gidermeye çalışıyor. Aile bağları, sosyal bağları güçlüyse maddeye bağlanma ihtiyacı azalıyor.

‘Otistik bilgisayarcılar artacak’

Teknolojiyle birlikte yeni ruhsal hastalıklar da ortaya çıkıyor. Özellikle aileler çocukları için endişeli. Sizce durum tehlikeli mi?
Çocuklar eğer tek ilgi alanı olarak bilgisayarla yaşıyorsa riskli. Bu durumu otizmin bir belirtisi, ön formu olarak değerlendirebiliriz. İnternetin yoğun kullanımı otizmi ve asperger sendromunu artıracak. Bilgisayarla çok uğraşan, mantıksal zekâsı çok ama sözsel zekâsı az insanlar yaygınlaşacak. Yani otistik diyebileceğimiz bilgisayarcı tipler yaygınlaşacak.

Görsel muhafazakârlık var’

Son 15 yılda geçmişe göre daha muhafazakar bir siyaset hâkim. Sizce bu yapı, daha sağlıklı bir popülasyon yaratmaya vesile olabildi mi?
Üst yönetim açısından muhafazakâr fakat kültürel olarak yeni kuşak hiç muhafazakâr değil. Çünkü yeni kuşağı şu andaki iktidar değil popüler kültür eğitiyor. Yeni kuşak popüler kültürün çocuğu. Şu an görsel muhafazakârlık var. Dindar insan az, dinsel insan çok. Dindar gözüküyorlar ama yaşayışları dindar değil. Rahat yalan söyleyebiliyor, farklı yerlerde farklı davranıyor. Türkiye’de farklı, yurtdışında farklı davranıyor. Parayı kazandıktan sonra dindarlığı şekilsel kalan çok örnekler görüyoruz. Bütün bunlar muhafazakâr kadroların da özeleştiri yapması gerektiğini gösteriyor. Artık kendi kültürümüzü koruyarak modernleşmek önemli. Nasıl biçimsel modernizm askeri vesayette değiştiyse, aynı şekilde biçimsel dindarlık da sınavdan geçiyor. O sınavda dinsel kişiler gelenek olarak dini yaşıyorlar ama ahlak olarak yaşamıyorlar.

Milliyet/ Gürkan Akgüneş

Okunma : 5288

 

Haberler

Foto Galeri