Hoşgörü ve güvenin azalması, bencillik ve zalimliğin artması karşımızdakini anlama becerisinde kayıplara neden olurken, şiddet içerikli suçların artmasına da davetiye çıkarıyor.
Gün geçmiyor ki medyada şiddet içerikli haberler yer almasın. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen şiddet ve ölüm haberleri herkesin içini acıtıyor. Şiddeti uygulayan ya da maruz kalan çocuklar olunca anne ve babaların tutumları da önem kazanıyor. Öyle ki Prof. Dr. Nevzat Tarhan şiddetin aile içinde öğrenildiğine dikkat çekiyor…
Son dönemlerde Türkiye’de gerek yazılı gerek ise görüntülü basında olsun gün geçmiyor ki şiddet haberleri yer almasın. Ne acı ki annesini öldüren, kardeşini kesen, babasını bıçaklayan çocukları görüyoruz.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan şiddet ve çocuk ilişkisini değerlendirdi. Nesil Yayınlarından çıkan “Son Sığınak Aile” isimli kitabında Rektör Tarhan konuya geniş yer veriyor. Tarhan çocuk ve şiddet ilişkisi konusunda anne ve baba tutumlarının önemine vurgu yapıyor. Tarhan şiddetin altında yatan sebepler konusunda şunları ifade ediyor.
• Ekonomik güçlük çeken ailelerde, şiddet daha fazla görülür. Maddî sıkıntılar sebebiyle okuyamayanlar, şiddete karşı daha fazla eğilimlidirler.
• Madde bağımlılığı olanların, aile içinde şiddet uygulama oranı yüksektir.
• Anne-babalığa hazır olmayan, mizacı daha kaygılı, hemen her şeye sinirlenebilen, aşırı kuralcı, aşırı beklentili olanların hayatında daha fazla şiddet olduğu gözlenmektedir.
• Çocukken anne babalarından şiddet görenler, yetişkin olduklarında kendileri de şiddet uygulayabilir.
• Şiddet, çok çeşitli amaçlar için kullanılabilir. Aile içinde üstünlük sağlamak, çocuklara söz dinletebilmek, istenilen hal ve hareketleri elde edilebilmek, evde ayrıcalıklı bir konuma sahip olmak, saygınlık ve sevgi kazanmak için aile üyelerinin iradelerine, arzularına, haklarına ve sağlıklarına zarar verilebilir. İşte bu zarar, şiddettir. Bu, fiziksel de olabilir, psikolojik de.
Kitabında Rektör Tarhan fiziksel şiddet gören çocukta görülecek risklere de dikkat çekiyor.
• Duygu ve dürtü kontrolü zayıflar.
• Daha saldırgandır. Çevresine karşı daha fazla düşmanca tavırlar sergiler.
• Sosyal gelişimi olumsuz etkilenir.
• Anne-babasına karşı güven duymaz.
Tarhan; aile içinde kendisini değersiz hisseden, sevilmediğini düşünen, iletişim kurmasına izin verilmeyen, sevdiği şeylere değer verilmeyen, duyguları hiçe sayılan davranışlarda bulunulmasının da çocuğa yönelik psikolojik şiddet olduğunu kaydediyor.
Psikolojik şiddet gören çocukta oluşabilecek en belirgin riskler:
• Zihinsel gelişim olumsuz etkilenir.
• Davranış bozuklukları görülebilir.
• Ruhsal rahatsızlıklar oluşabilir; depresyon gibi.
Diyelim ki çocuğa şiddet uygulanmıyor; ama çocuk, anne-baba arasında yaşanan şiddete şahit oluyorsa işte bu durum da çocuğu olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu şiddetten çocuk kendisini mesul görebilir. Bu şiddeti durdurmak için araya girmek isteyebilir. Ama başarılı olamadığı için kendisini suçlar. Böylesi bir çocukta:
• Akademik başarısızlık görülür. Ders notları düşüktür.
• Huzursuz, tedirgin bir ruh hali olabilir.
• Sorun çözerken yöntem olarak şiddeti öğrenir.
Anne-babalar şunu unutmamalıdır ki aile içinde şiddet varsa o aileler çocuklarını sokağa itmektedir. Henüz duygularının üzerinde kontrol kuramayacak yaşta olan gencin sokakta büyümesinin nasıl bir risk olduğunu sanırım söylemeye bile gerek yok.
Şaban Özdemir (NPGRUP)
Okunma : 6730