İşte Tarhan’ın Yeni Şafak Gazetesi’ndeki röportajı
Kuzey ve Güney başladığı günden beri rol alan oyuncuları ve konusuyla ilgi odağı oldu. Baba ve oğul ilişkisinin anlatıldığı dizi Türk aile yapısının önemli başlıklarından evlat ayrımcılığını konu alıyor. Biz de Türk toplumunun aile yapısını masaya yatırarak baba-oğul ilişkisini, evlat ayrımcılığını Sosyolog Ali Murat Yel ve Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a sorduk.
Popüler kültürün yeni ürünü yerli dizimiz Kuzey ve Güney. Başladığı günden itibaren Kıvanç Tatlıtuğ'nun oyunculuğu ve yeni tarzıyla çok konuşuldu. Burada ikinci planda kalan ama belki de mercek altına alınması gereken bir diğer konu da şuydu. O da baba ve birbirine zıt karakterdeki iki oğlu. Kuzey (Kıvanç Tatlıtuğ); okulunu yarıda bırakmış, serseri, kavgacı, ailenin işe yaramaz çocuğu, her zaman ağabeyi Güney'i kıskanmış bir karakterken, Güney ise; (Buğra Gülsoy) ekonomi okuyan, ailenin akıllı uslu kontenjanının hakkını veren, aynı zamanda çalışıp master için para biriktiren bir karakter. Baba, öfkesi burnunda, yolunda gitmeyen şeylere verdiği tepki ya bağırıp çağırmak ya da çevresindeki insanlara şiddet uygulamaktan ibaret olan, şefkatten yoksun, iletişimsiz, çocukları arasında ayrımcılık yapan bir figür.
TOPLUMUN AYNISI
Aslında yukarıdaki fotoğraf bize çok yabancı değil. Bu kadar trajik olmasa da çocukları arasında ayrımcılık yapan, itaat edeni bağrına basan, çocukları üzerinde sevgi bağından çok otorite kurmaya çalışan babalar ve oğulları yok mu? Bu dizideki karakterleri sadece kurgudan ibaret görmeyip, işin daha derinine indiğiniz ve gerçeklik tarafına eğildiğinizde ortaya oldukça sevimsiz bir manzara çıkıyor. İşte ben de popüler kültürün bize sunduğu, kimileri için keyif, kimileri için uyarı niteliği taşıyan bu dizinin, bize gösterdiği gerçekliği sosyolog Ali Murat Yel ve Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a sordum. Bakın ortaya nasıl bir tablo çıktı.
BÜTÜN ÇOCUKLARINIZA AYNI DAVRANMAYIN
Tablonun psikoloji ayağında Prof. Dr. Nevzat Tarhan var. Tarhan bize karakter okumaları yapıyor ve diyor ki; "Burada çocuklarını seven ama onları fazla eleştiren, öfkeli ve değersizleştirerek geliştirilmiş bir babalık modeli var. Disiplinli ve kurallı bir aile oluşturulamamış bu ailede. Çocuğun babayla özdeşim kurması için diyalog kurulması gerekiyor.
Burada babanın sunduğu tek duygu öfke." Bu tarz babalar da kendi babasından aynı muameleyi görmüştür. Bu tarz babaların çocukları arasında ayrımcılık yaptığını vurgulayan Tarhan, durumun cinsiyet ayrımcılığına da vardığını söylüyor. "Bu tarz babalar kıza farklı erkeğe farklı davranıyor. Babanın narsistik özellikleri de oluyor. Bencil, kendini özel ve önemli gören dikdatör özellikli olan kişilerde bu vardır
Kız çocukları kendilerine itaat ettiği için onları daha çok önemserler. Baba kızla daha sağlıklı bir ilişki kuruyormuş gibi gözükür. Ama eğer kız biraz özgürlüğüne düşkünse o zaman çatışmaya başlarlar." Diktatör, kuralcı ve katı babalarda nasıl çocuklar ortaya çıkıyor? Tarhan yanıtlıyor; "Diktatör babada iki tip çocuk çıkıyor ortaya. Özerklik duygusu yüksek olan çocuklar karşılık veriyor ve itiraz ediyor. Ters kimlik geliştiriyor. Babayla bir güç çatışmasına giriyor. Özerklik duygusu olmayan duygularını bastıran bir çocuksa ara bulucu olmaya çalışıyor ve hep kendinden fedakarlık yapıyor. Duygularını bastırıyor ve ruh sağlığı bozuluyor."
DUYGUSAL İHMAL ÇOCUĞU HIRÇIN YAPIYOR
Nevzat Tarhan baba modelenin çok önemli olduğunu söylüyor ve çocukların cinsiyet kimliklerini etkilediğinin altını çiziyor. "Baba eğer örnek alınacak, şefkatli bir baba değilse, ezen, değersizleştiren bir babaysa, çocuk anneye bağlanıyor. Cinsel kimlik bozuklukları da böyle ortaya çıkıyor. Mesafeli, öfkeli bir baba, sıcak koruyucu bir anne. Erkek modeline karşı negatif düşünceler taşıyan bir anne varsa eşcinsel kimlik gelişiyor çocukta. Eğer annede erkeklik kimliğine karşı kötü bir düşünce yoksa bu oluşmuyor." Tarhan'a göre çocuk babasının davranışına göre şekil alıyor.
"Çocuk öfkeli kişilikle ilgili ters rol geliştirebiliyor. Mesela baba akademik kariyere düşkünse çocuk tembel oluyor. Babanın istediği kişiliğin tam tersini benimseyerek babadan öc alıyor." Çocuğu yetiştirmede aile tutumunun önemli olduğunu söyleyen Tarhan, ailede demokrasinin olması gerektiğini söylüyor. "Aile içinde eşit davranış kuralları vardır. Onların arasında fikir birliği var mı? Çocuklara karşı eşitlik tanımı var mı? Eğer yoksa çocuklar sorunlu yetişiyor. "Öfkeli, hayata karşı hırçın olan çocukların aileleri tarafından duygusal ihmale uğradıklarını söylüyor Tarhan. Bunun sebebi de özgüven eksikliği. "Bir çocuk babam ya da annem beni sevmiyor diyorsa orada duygusal ihmal vardır. Bunun olduğu yerde özgüven eksikliği olur. Öfkeli bir kişilik gelişir çocukta. Çocuğun kişilik yapılanması sağlıklı olmaz." Her şeye rağmen bunun üstesinden gelinebileceğini söylüyor Tarhan "Kendini geliştirme kapasitesine sahipse, toplumla iletişim kurabiliyorsa, ailenin yaptığı yanlışlıkları kendisi düzelterek bunu atlatabilir. Böyle bir durumda genç ebeveynlerini düzeltmeye çalışmayacak. Anneyi ve babayı olduğu gibi kabul edip kendi doğrusunu oluşturacak."
ÇOCUĞUNUZU DİNLEYİN
"Anne baba herşeyi ben bilirim diye çocuğa buyurgan yaklaşıyor. Oysaki bütün çocuklar aynı fıtratta değil. Her çocuğun iletişim biçimi ve öğrenme şekli farklı. Çocuk kişilik özelliklerinde 12 farklı tip vardır. Onun anladığı dilde konuşmazsanız iletişim kuramazsınız. Bazıları baskıyla anlar, bazıları da naiflikle anlar. Önce anne ve babanın dinlemesi lazım."
YENİŞAFAK
Okunma : 33484