Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TV 5 kanalında yayınlanan İftar Vakti programına konuk oldu. Muhammed Emin Özalp’in sunuculuğunu yaptığı programda Ramazan Ayı, manevi değerler ve COVID salgını konularına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Ramazan ayı kişiye üç farklı reçete sunuyor; doyum erteleme becerisi, dayanıklılık eğitimi ve şükran, minnettarlık duygusu eğitimi. Bu reçetelerdeki öğretilere uyulduğu zaman daha iyi bir insan olunabilir.” dedi.
“Ramazan ayı ayna gibidir”
Batıda gelişen düşünce akımlarının insana asli değerlerini unutturduğunu, bencilliği, narsisizmi ve egoizmi ortaya çıkardığını ifade eden Tarhan; “Ramazan ayı ayna gibidir. Modernite insandaki narsistik yapıyı ortaya çıkardı. İnsan kendini dünyanın merkezinde görmeye yaratılış olarak yatkındır. Varoluşçu modern felsefe üç akım oluşturdu: Ateist Hümanizma, Deist Hümanizma, Nihilist Hümanizma. 20.yüzyılda ortaya çıkan nihilist hümanizma hiçbir değer bırakmadı. Esas olanın haz peşinde koşmak olduğunu iddia etti. Almanya’da küresel ideoloji olarak ‘özgürlük’ kabul ediliyor. Avrupa’da ensestlik ve pedofili özgürlük olarak sunuluyor. Küresel ideoloji ve sermaye, aile kavramı zarar göreceği ve bunun sonucunda nüfusu azalacağı için bu politikaları destekliyor. Bireyselleşme bencilliğe dönüşmüş durumda. Bireyler kendilerini tanrılaştırdı. Dünyanın en önemli sorunu bencillik sorunu. Egoizm, narsisizmi ve bunun sonucunda yalnızlığı ortaya çıkardı. Yalnızlık nedeniyle intiharların artması sonucu birçok ülke Yalnızlık Bakanlıkları kurdu. Batı kendine ayna olmayı unuttu, bireyselliği ve bencilliği doğurdu.” diye konuştu.
“Ahlak hocamız TV ve akıllı telefon hazretleri”
Eski geleneksel değerlerin kaybedilmesiyle dini anlamda bir bozulmanın meydana geldiğini aktaran Tarhan; “Müslümanlıkta ‘gardırop Müslümanlığı’ çıktı. Dini değerlerin arkasına sığınarak kul hakkına girenler var. Eski yol göstericiler yok artık, eskiden her mahallede bir dergah vardı. Bu insanlar ahlak hocaları olmuş, insanlara yol göstermişlerdir. Şimdi ekranda ne varsa onu ahlak olarak alıyoruz. Ahlak hocaları TV hazretleri, akıllı telefon hazretleri olmuş durumda.” şeklinde konuştu.
“Erdemsizlik virüsü dünyayı ele geçirdi”
Ramazan ayının bireylere ve ailelere fark etmeden kendini yenileme imkanı sunduğunu ifade eden Tarhan, birlikte zaman geçiren ailelerin bu aydan kazanarak çıkacağını aktardı. Tarhan; “Ramazan Ayı ailenin kendini tazelemesi için fırsat dönemi. Amerika’da aile krizini önlemek için haftada bir gün ‘Aile Tazeleme Programları’ var. Aileler bir otele kapanıyorlar, yetişkinlere ve çocuklara modüllerle eğitimler veriliyor ve birlikte zaman geçirme imkanı sunuluyor. Ramazan ayı, bunu farkında olmadan sağlıyor ve tüm aileyi bir araya topluyor. 11 ay rutinden çıkıp 1 ayda anlam ve strateji yenileme imkanı sunan bir mola oluyor. COVID bedensel fonksiyonlarımızı bozdu ama ailece vakit geçirmemizi sağladı. Bu süreçte ailenin ortak hedefleri ve idealleri varsa kazanarak çıkıyorlar. Fakat ego savaşları varsa, kadın ve erkek arasında rekabet ortamı devam ediyor. Bütün bunlar gösteriyor ki, dünyada gelir seviyesi artıyor ama mutluluk azalıyor. Araştırmacılar depresyon vakalarında yaşanan artış nedeniyle depresyon yapan virüs ihtimaline dair araştırma yapıyorlar. Bu erdemsizlik virüsüdür.” ifadelerini kullandı.
“Ramazan ayı bireye üç reçete sunuyor”
Ramazan ayının insana üç farklı reçete sunduğunu aktaran Tarhan, reçetelerde geçen öğretilere uyulduğunda daha iyi bir insan olunacağını ifade etti. Tarhan; “Ramazan’ın sunduğu bireysel reçetelerden ilki; doyum erteleme becerisidir. İnsanının ideali Freud’a göre hedonistik tatmindir. Bu küresel ideoloji haline geldi. İnsan aceleci ve sabırsız. Erdemin içinde koşmak insan nefsinin hoşuna gitmiyor. İnsan, nefsine rağmen bunu yapabilirse erdemli oluyor. Bu duyguları terbiye etmek için Ramazan güzel bir ortam oluşturuyor. Ezan okunmadan sofradakileri yiyemiyorsun. Resulullahın uyguladığı Nebevi tarza dönmemiz lazım. Şu anda Mekke dönemini yaşıyoruz. Ramazan iklimi insanların dürtü duygularını kontrol etmelerini kolaylaştırıyor. Ramazan’ın sunduğu ikinci reçete; dayanıklılık eğitimidir. Sabır ve tahammül egzersizi yapılır. İslam’dan önce zaman odaklı yaşam şekli yoktu. İslam namazla günü beşe ayırıyor, zamanı planlamayı öğretiyor. Ramazan’ın insanlara kazandırdığı üçüncü eğitim ise; şükran ve minnettarlık duygusu eğitimidir. Çocuklara teşekkür etme duygusunu öğretmek gerekiyor, çocukken öğretilmezse kişi nankör oluyor.” diyerek sözlerini noktaladı.
Okunma : 1995
ÜHA