Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Kanal 7’de yayınlanan Prof. Dr. Mustafa Karataş’ın sunduğu “Sahur Vakti Programı” nın canlı yayın konuğu oldu. Ramazan ayında yapılan ibadetlerin sonucunda elde edilen kazanımlara dikkat çeken Tarhan, orucun uzun süreli bir yatırım olduğunu ifade etti. Tarhan; “Ramazan orucunun ibadet yönü var ama bir yandan Allah, oruç gibi bir sorumluluğu yüklerken arzu ve dürtülerimiz yönetme becerisi kazanmamızı istiyor. Stres altında soğukkanlı kalma becerisi, doyum erteleme becerisi gibi özellikler kazanıyoruz. Oruç uzun süreli bir yatırım, manevi ticarettir.” dedi.
“Ramazan Ayı ibadetleriyle dürtü kontrolü öğreniliyor”
Stres kavramının kullanımına ve buna bağlı olarak modern insanda görülen kötü hasletlerden kurtulmada Ramazan ayında yapılan ibadetlerin önemine dikkat çeken Tarhan, en büyük özgürlüğün insanın kendi arzularını yönetebilmesi olduğunun altını çizdi. Tarhan; “Stres durumu sadece Türkiye’de değil, dünyada da ciddi artış gösterdi. Bu stres kelimesi daha önce yoktu, 1960’larda tıp literatürüne girdi. Modernizm bize hızlı yaşantı getirdi. İnsanlar arasında hızlı yaşantı ve beklenme seviyesini yükseltti. Son derece dünyevileştik. Felsefi tabirle sekülerizm, dünyacılık ön plana çıktı. İnsanlar da bu özellikler nedeniyle dünyevileşti ve bencilleşti. Bencil ve narsist insanlar, köle-efendi ilişkisini isterler. Bu ilişkiyi kuramadığı zaman karşı tarafa baskı yapmaya, ezmeye çalışıyor. Bazı kişilerde dürtü kontrol bozukluğu oluyor. Öfkesini, arzularını, heveslerini ve isteklerini kontrol edemiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Tebük Seferi sonrası, ‘Küçük cihat bitti büyük cihat başlıyor’ dedi. ‘Nedir büyük cihat Ey Allah’ın Rasulü?’ dediklerinde, Peygamber Efendimiz, ‘Nefisle cihattır’ diyor. Gerçekten zor. Savaşması gereken bir arzu ve dürtüler var. Asıl özgürlük, insanın kendi arzu ve dürtülerine karşı özgür olmasıdır.” dedi.
“Oruç dayanıklılık becerisi kazandırıyor”
Ramazan orucunun dürtü kontrolünde önemli bir eğitim olduğunu aktaran Tarhan, dini terminolojide bu durumun ‘nefis terbiyesi’ olarak ifade edildiğini aktardı. Tarhan; “Oruç, dayanıklılık eğitimi verme, açlık ve yeme kontrolü konusunda müthiş bir eğitim. Böyle vakalarda, stres altında soğuk kalma becerilerini öğretiyoruz. Simülasyon üzerinden kişi strese sokuluyor. Strese girdiği zaman soğukkanlı kalma becerisi ile ilgili oyunda senaryolar var. İnsanın hayatta bazı şeyleri öğrenmesi için senaryonun içerisine girip, kendini eğitmesi gerekiyor. Ramazan orucu kişinin açlık kürüne giriyor, önünde yemek var yemiyor dürtülerini kontrol ediyor. Bu nefis terbiyesidir. Nefis terbiyesi, arzu ve dürtülerini kontrol edebilmek insanın olgunlaşma sürecinde gerçekleştirmesi gereken bir durum. Biz buna dayanıklılık becerisi diyoruz. Kişi, Ramazan orucunu hakkıyla tuttuğunda, yeme dürtüsünü kontrol ederken aslında yeme dürtüsü bütün dürtülerin başı olduğu için başka dürtülerini de kontrol etmeyi öğrenir.” ifadelerini kullandı.
“Oruç uzun süreli bir yatırım, manevi ticarettir”
Oruç ibadetinin neden olduğu kazanımlara dikkat çeken Tarhan, orucun uzun süreli bir yatırım olduğunu ifade etti. Tarhan; “Ramazan orucunun ibadet yönü var ama bir yandan Allah, oruç gibi bir sorumluluğu yüklerken aslında bizim arzu ve dürtülerimiz yönetme becerilerimizi kazanmamızı istiyor. Stres altında soğukkanlı kalma becerisi, doyum erteleme becerisi gibi özellikler kazanıyoruz. Bütün bunlar, sabır ve tahammül eğitimini kazandırıyor. Bunun manevi karşılığı da var. Oruç, uzun süreli bir yatırım, manevi ticarettir. Ölüm ve ölümden sonrasına yapılan bir yatırımdır. Akıllı insan kısa vadeli yatırım yapmaz. Orta ve uzun vadeli yatırım yapar, stratejik düşünür. Oruç tutmak, insanın stratejik düşünmesi, ölüm ve ölümden sonrasıyla ilgili manevi yatırım yapmasıdır. Onun için Ramazan ayında yapılan ibadetler çok karlı bir ticarettir. Bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Kıymetini bildiğimiz zaman, beyin kendi kendini ikna ediyor.” dedi.
Okunma : 2149
ÜHA