Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sağlık Spor ve Kültür Direktörlüğü koordinatörlüğünde Çağın Vicdanı Kulübü tarafından düzenlenen Varoluş Sohbetlerinin konuğu oldu. Tarhan, “Ene ve Zerre” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Pandemi sonrası çağ, büyük resetleme çağı olacak” diyen Tarhan; “Bizim bu durumda İslam, Kur’an öğretisini anlatma sorumluluğumuz var. Onlar bulamazlar. Elimizde böyle bir hakikat varken bunu bütün dünyaya anlatmamız lazım. Bunun içindeki bilgeliği, bilgelik psikolojisini anlatmamız lazım.” dedi.
Pandemi tedbirleri kapsamında dijital platformda gerçekleştirilen etkinlikte ene kelimesinin önemine değinen Tarhan; “Ene kelimesi neden çok önemli? Ego ile ene arasında ne fark var? Bunu iyi bilmek gerekiyor. Çünkü bu aynı zamanda insanın diğer canlılardan ayrıldığı sınırı da gösterecek. Bediüzzaman Hazretlerinin okuduğu Ahzab suresindeki 72. ayet şöyleydi: ‘Emaneti göklere ve dağlara biz teklif ettik hepsi de onu yüklenmekten kaçındılar, ondan korktular insan ise onu yüklendi. Gerçekten insan çok zalim ve cahildir.’ Bediüzzaman Hazretleri eneyi anlatırken bu ayetin tefsirini yapıyor. İnsanı öyle, melekler, şeytan var, diğer varlıklar var… Yani ışınsal varlık dediğimiz bu varlıklar şuanda kuantum dinamiğinde, nörokuantolojide zeki yaşantılar olarak adlandırılıyorlar. Zeki yaşantılar var. Yaratan, bu zeki yaşantıları topluyor ve diyor ki, ‘Böyle bir insan yarattım. Bu insanı yarattım ve benim ruhumdan bir parça onlara verdim.’ Şimdi ruhundan bir parça verdiğin zaman insanın ruhunda o 6 tane Esmaül Hüsna’yı düşün. İlim, mutlak ilim sahibi, irade sahibi, mutlak güç sahibi, mutlak hikmet sahibi gibi kayyum olması her şey onun kontrolünde, her şey ona bağlı, onu ifade ediyor gibi. Kuddüs olması, her şeyi düzenleyen olması, yanlışları düzelten, münferit olması, bunları verdikten sonra bu özelliklerle çekirdek anahtar kavram hazineyi açabiliyor.” diye konuştu.
“Beynimizin frontal bölgesi olmasaydı medeniyet olmazdı”
Beynin ön bölgesinin medeniyeti temsil ettiğini söyleyen Tarhan; “Ben’in karar verebilme özelliği var. Beynimizin ön bölgesi frontal lob karar verme ve kontrol duygusunun lobu. Beynimizin frontal bölgesi olmasaydı medeniyet olmazdı. Diğer canlılardan bizleri ayıran en büyük özellik beynimizdeki frontal lob. Ön lobun özelliği özgür düşünen, özgür karar veren ve analoji yaparak aklımızı kullanabilen beyin bölgesi olması. Ene, beynimizdeki o ön fonksiyonu temsil ediyor. ‘Ben kimim?’ ‘Nereye yönelmeliyim?’ ‘Niçin?’ sorularını soruyor. Hiçbir kedi ben neden kediyim demez ama insan, ‘Ben neden insanım?’ ‘Neden varım?’ diyor. Bu soruları sorma beynin ön bölgesiyle alakalı.” dedi.
“Enenin en önemli özelliği ölçüp değerlendirmesi”
Enenin en önemli özelliğinin ölçmek ve değerlendirmek olduğuna değinen Tarhan; “Biz enaniyeti tanımladığımız zaman haddimizi bilmiş oluruz. Haddimizi bildiğimiz zaman da Rabbimizi bilmiş oluruz. Mesela enaniyetin bir özelliği soyut düşünce. Çocukta bu 5-6 yaşlarda gelişiyor. Çocuk büyüdükçe, aklını kullandıkça bu soyut düşünme becerisi gelişiyor. İnsanda zihin teorisi, becerisi var. Entelektüel kişi görüneni değil görünmeyeni de incelemeyi beceren kişidir. Zihin teorisi de görünmeyeni varsayarak anlayabilmektir. İnsanda bu özellik var ve olayları entelektüelleştiriyor. Görünenin arkasındaki görünmeyeni, duvarın arkasındakini görüp anlamaya çalışıyor. Din ikinci bir varoluşsal kurumdur. Ene, ‘Ben neden varım?’ sorularını sorar. Enenin en önemli özelliği de kıyas istemesi, ölçüp değerlendirmesidir.” ifadelerinde bulundu.
“Dijital dönüşüm yaşanıyor”
2018 yılında Davos’un ‘Artık yapay zeka yapıyoruz, dijital devrim yaptık, dünyaya hükmedeceğiz’ sözlerini hatırlatan Tarhan; “Bu virüs 2019’da ortaya çıktı. Dijital diktatörlüğe gidiyoruz. Küresel sermaye sahipleri bazı komplo teorileri bunun tersini söylüyor. Bu her şey değil. ‘Covid virüsü, virüs değil bilgeliğin öğrettiği bir şeydir’ diyorlar. Bu komple senaryosuna ters yönden bakmak lazım. Gerçekten dijital dönüşüm yaşanıyor, insanlık dijital dönüşümle yani parayla, daha önce silahlarla yönettikleri insanlarda zenginlikle değil hakimiyet duygusu var. İnsanda hükmetme duygusu ile enaniyeti birleştirdiğin zaman insan parayı yönetmek, bütün insanları yönetmek istiyor. ‘Ölümsüzlüğün sonu nedir?’ diye soruyor, ölümsüzlüğe çare arıyorlar. Bunun için enaniyet patlaması yaşandı. 2018’in Dünya Ekonomik Forumundan sonra bunların arasındaki tarihlerin tesadüf olmadığını düşünüyorum.” Dedi.
“İslam’ın içindeki bilgeliği anlatmamız lazım”
“Pandemi sonrası çağ dedikleri great reset, büyük resetleme çağı olacak.” İfadelerini kullanan Tarhan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Onun için bizim bu durumda İslam, Kur’an öğretisini anlatmada sorumluluğumuz var. Onlar bulamazlar, bulamıyorlar. Kur’an, Kur’an öğretisi bunu sunuyor bizim de tembel tembel oturmamamız lazım. Allah hesap sorar. Elimizde böyle bir hakikat varken bunu bütün dünyaya anlatmamız lazım. Bunun içindeki bilgeliği anlatmamız lazım. Enaniyet burada en önemli şeyin insanın kendisini yeryüzü Tanrısı gibi hissedebilme ya da depresyona girip intihar edebilmek veya kendini yaratıcı ile yüzleştirip huzur bulabilme durumda. Enaniyeti doğru kullanıyorsanız bu virüs sirayetlerinde ölçülmüş. Biz bunu suhip meditasyonu esnasında emar cihazına koyarak 16 tane dervişte ölçtük. Bir öğrencimizin yüksek lisans teziydi, bir dergide yayınladık. Bilgelik psikolojisi önemli.”
Okunma : 2416
ÜHA