Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Burdur İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği “Uzaktan Eğitim Akademisi” programının konuğu oldu. “Eğitimde Yeni Doğrular” başlığında eğitimcilerle bir araya gelen Tarhan, eğitimdeki yeni becerilerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. 21. Yüzyıl becerileri ve dijital dünyada eğitim gibi birçok konuya değinen Tarhan; “Klasik öğrenmede sadece bilişsel öğrenmeden bahsedilir. Bu öğrenme şeklinde kişi okuduğunu anlıyor, anlatıyor, böyle olunca bilgi kalıcı olmuyor. İdeal öğrenmede ise sadece mantıkla öğrenilmiyor. Duygular ve sosyal beceriler ile birlikte öğreniliyor. Bu tarz öğrenme kalıcı oluyor.” dedi.
Öğretmenlik aynı zamanda bir sanat!
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öğretmenliğin sadece eğitim veren bir disiplin olmadığına, aynı zamanda bir sanat olduğuna dikkat çekti. Tarhan, öğretimin dijital olabileceğini fakat eğitiminin bu şekilde olamayacağını söyleyerek; “Pandemi süreci birçok yerde olduğu gibi eğitimde de zorunlu dijitalleşmeyi beraberinde getirdi. Bu duruma hazır olanlar ve olmayanlar vardı. Öğrenciler ve öğretmenler bu aşamada ne kadar dijital bir dünyada yaşıyor olsalar da zorlandı. Bazı şeyler teorik olarak öğretilebiliyor. Yani öğretim teorik olarak yapılabiliyor ama eğitim teorik olarak olmuyor, uygulama istiyor. Bunun yanında öğretmen ve öğrenci arasında usta çırak ilişkisi var. Öğretmenlik sadece eğitim-öğretim veren bir disiplin değil aynı zamanda sanattır. Sınıf yönetimi, bir gence dersi öğretmek, sevdirmek ve sınıfta dikkatleri üzerine toplayıp eğitim vermek bir sanattır. Bu usta çırak usulüyle öğrenilir. Biz bunların hepsini tartıştık ve eğitimin dijitale indirgenmesinin mümkün olmadığı kanaatine vardık. Fakat durum şu anda bunu zorunlu kılıyor. Ortada ciddi bir sağlık problemi olduğu için bütün durumlar ikinci üçüncü sıraya düşer.” Dedi.
“Yeni tasarım yapabilenler yeni fırsatlar oluşturabiliyor”
Kriz anlarında yönetimi iyi yapmanın önemine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yönetimin iyi yapılmadığı takdirde toplumun zayıf kısımlarında kopmalar yaşanacağını belirtti. Tarhan; “Dijitalleşmeye karşı çıkmak yerine kriz yönetimi yapmamız gerekiyor. Krizin iki ayağı vardır. En zayıf yerden krizin bedeli ödenir. Zincirin en sağlam yeri en zayıf halkasıdır. Gerilim olduğu zaman oradan kopar. Böyle krizlerde toplumun en zayıf yerinden ve eğitimden kırılmalar yapacak. İnternete ulaşamayanlar, yeterli elektronik cihazı olmayanlar bu kırılmaları yaşayacak kişiler. Bu aşamada sistemin görevi herkesi asgaride birleştirmek. Minimum bir standart olması lazım. Türkiye bu konuda dünyadaki birçok ülkeye göre daha şanslı. Fakat gençlere tablet dağıtmak yerine, yazılım programcısı, bilgisayarcı yetiştirseymişiz daha iyiymiş. Çünkü onlar birkaç süper bilgisayar, birkaç süper genç süper işler yapıyorlar. 21. Yy. tasarımın ön planda olduğu bir yüzyıl. Tasarım ön planda olduğu için yeni tasarım yapabilenler yeni fırsatlar oluşturabiliyor.” Şeklinde konuştu.
“Kişinin beyninin her yönüyle devreye sokulması amaçlanıyor”
21. yüzyıl becerilerinden birinin de duygular ve sosyal beceriler ile eğitimin sağlanması olduğunu vurgulayan Tarhan; “Klasik öğrenmede sadece bilişsel öğrenmeden bahsedilir. Bu öğrenme şeklinde kişi okuduğunu anlıyor anlatıyor, böyle olunca bilgi kalıcı olmuyor. İdeal öğrenmede ise sadece mantıkla öğrenilmiyor. Duygular ve sosyal beceriler ile birlikte öğreniliyor. Bu tarz öğrenme kalıcı oluyor. Bu tarzdaki öğrenmede kişinin beyninin her yönüyle devreye sokulması amaçlanıyor. Bu da 21. Yüzyıl becerisi olarak tanımlanıyor. Aktif öğrenme ve deneyimleyerek öğrenme, bazı şeyleri tecrübe ederek, proje odaklı öğrenme. Bu yöntemde bir konu veriliyor. Bireyin onu okuyup anlaması yerine uygulama veya testlerle konuyu kavraması amaçlanıyor.” İfadelerini kullandı.
“İnsanın sosyal bağlanma ihtiyacını karşılaması gerekir”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 21. yüzyıl becerilerinden birinin de sosyal beceriler olduğunu söyledi. Tarhan, bu becerilerin insanlara verilmediği takdir de madde bağımlısı olabileceğini vurgulayarak; “Sosyal beceriler 21. Yüzyıl becerilerinden birisidir. İnsan öyle bir canlı ki sosyal bağlanma ihtiyacının karşılanması gerekir. Madde bağımlısı kişilerin öyle olmasının sebebi hayatta yalnız kalmaları ve kendilerini güvende hissetmemeleri. Kendilerini güvende hissetmedikleri için kendini uyuşturucu maddelerle kandırıyor. Onun için sosyal beceri çok önemli. Şu anda 21. Yüzyıl becerisi olarak öğrencilere ve insanlara bunu öğretmek gerekiyor. Bu konuda Türkiye olarak şanslıyız. Çünkü sıcak sosyal ilişkileri olan bir toplumuz. Bunun için işimiz daha kolay.” Dedi.
Okunma : 1931
ÜHA