Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Sosyal medya bize ayna olması gerekirken maske oluyor”

12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim16 - Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar17 - Amaçlar İçin Ortaklıklar3 - Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam8 - İnsana Yaraşır İş ve Ekonomik Büyüme

Üsküdar Üniversitesi Genç Beyinler Akademisi (GBA), Hatay Valiliği, Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu (KASTOB) iş birliğinde Gençlik ve Spor Bakanlığının ‘Afetten Etkilenen Gençlerin Güçlendirilmesi Destek Programı’ kapsamında ‘Gence Umut, Hatay’a Hayat’ başlıklı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Gençlik Webinarı gerçekleştirildi. Çevrimiçi gerçekleştirilen seminere gençler yoğun ilgi gösterdi. Sivil toplum faaliyetlerinin gençlerin hayatlarında anı biriktirdikleri faaliyetler olduğunu söyleyen Tarhan, manevi karşılığı olan projelerin çok değerli olduğunu belirtti. Gençlerin ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmamaları gerektiğini söyleyen Tarhan, ümit beklentisi yüksek olan kişilerin ayakta kalacağını belirtti. Sosyal medyanın ayna olması gerekirken maske olduğunun da altını çizen Tarhan, sosyal medyayı nükleer enerjiye benzetti. 

Çevrimiçi gerçekleştirilen seminere Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Genç Beyinler Akademisi Uygulama ve Araştırma Merkezi (GBA) Müdürü Dr. Nebiye Yaşar, Türkiye Bayburtlular Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Saka, İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi İshak Koçoğlu başta olmak üzere konfederasyon üyeleri, akademisyenler ve Hataylı öğrenciler katıldı.

Düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü Gazeteci Şaban Özdemir yaptı. 

“Sivil toplum faaliyetleri, gençlerin hayatlarında anı biriktirdikleri faaliyetlerdir” 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘Gence Umut Hatay’a Hayat’ programında manevi yatırımların önemine değindi. Tarhan; “Sivil toplum faaliyetleri, gençlerin hayatlarında anı biriktirdikleri faaliyetlerdir. Yani gençler bu faaliyetlerle tecrübe paylaşımı yapıyor, hatıra biriktiriyor ve yaşantı kaydediyor. Bu onların gelişen ruhlarına atılan birer tohum oluyor. 10 sene, 20 sene sonra meyvesini verecek bir tohum oluyor. Onun için bu gibi projeler taşa toprağa yapılan yatırım gibi hemen gözükmüyor. Sağlam karakter geliştirmek için yapılan yatırım ileriki yıllarda ortaya çıkar. Bir Çin atasözü vardır, ‘Bir yıllık ürün istiyorsanız buğday ekin, on yıllık ürün istiyorsanız ağaç dikin ama yüz yıllık ürün istiyorsanız insan yetiştirin.’ der. İnsan yetiştiren faaliyetler bunlar. Özellikle bu görünmeyen, hemen peşin olarak ücret alınmayan ama manevi karşılığı çok büyük ve orta uzun vadeli olan güzel projeler. Ben Gençlik Spor Bakanımıza özellikle bu tarz projeleri desteklediği için ve destekleme konusunda da duyarlılık gösterdiği için çok teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerine başladı. 

Yapay zeka etkisine “Sel-Kütük” metaforu… 

Dijitalleşmeyi ve geldiği noktayı sel metaforu örneğiyle anlatan Tarhan; “Mesela yağmur çok yağar sel olur, nehir taşar, kütükler nehirin üzerinde yüzer. Burada üç tane tutum vardır. Birincisi lanet okur, ‘Bu yağmur nerden çıktı neden sel bastı?’ der ve hiçbir şey yapamaz. Sadece kendi stresini artırır. İkinci grup, bu selde bir kütük alıp kurtarmaya çalışır. Bu da faydalıdır ama üçüncü bir grup var ki bu çok daha önemlidir. Seldeki kütüklere yön vermeye çalışır. Onlar sadece kendi çıkarını değil oradaki her şeyin faydasını, geleceği, başkalarını da düşünerek faaliyet yapar. Bu tarzda yaklaşır. Şimdi yapay zeka da böyle. Yani tıpkı matbaanın insanda yaptığı değişiklik gibi. İnsan hayatında çok büyük değişiklikler yapacak. Yani yapay zekadaki değişiklik diğerlerinden çok daha farklı, müthiş ezber bozacak.” ifadelerini kullandı. 

Yapay zekaya karşı doğru pozisyon alınmalı

Yapay zekanın hedefe yönelik kullanılması gerektiğini belirten Tarhan; “Teknolojinin kendisi bizatihi tarafsızdır. İnsanın bir hedef ve stratejisi vardır. Hedef ve stratejin varsa teknoloji bir fırsat haline dönüşüyor. Yapay zeka fırsat haline dönüşüyor. Hedef ve stratejin yoksa limandan çıkmış bir gemi gibisin. Hedefin, pusulan yok savrulup gidersin, kullanılırsın, batarsın ama hedefin ve stratejin varsa yapay zekayı bir rüzgar gibi kullanabilirsin. Uçurtmayı uçurtan şeyin rüzgar olduğu söylenir. Aslında rüzgar uçurtmayı uçurmuyor. Rüzgara karşı alınan pozisyonlar uçurtuyor. Biz şu anda yapay zekaya karşı doğru pozisyonu alırsak yapay zeka bizi hedefimize doğru hızla götürür. Burada zevk tuzaklarına düşüyor gençler. Kendilerini yapay zekaya bir kaptırıyor. Hedefi olmayan bir kimse ona hayır diyemez. Zevk tuzaklarına düşer. Gençler bu konuda zorlanıyorlar. Şu anda bu kuşaklar biraz risk altında. İnternet çıktığı zaman önce bir savrulduk sonra interneti faydalı olarak kullanmaya başladık. Şimdi yapay zeka çıktı yine savrulanlar olacak ama doğru pozisyon alanlar yapay zekayı rüzgar gibi kullanacaklar, hedeflerine daha iyi yaklaşacaklar.” şeklinde konuştu. 

“Ümit beklentisi yüksek olan ayakta kalacak”

Gençlerin ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmamaları gerektiğini söyleyen Tarhan; “STK’ların liderliği gençler için çok önemli. Biz de kendi çapımızda, alanımızda bunu yapmaya çalışıyoruz. Ülkeyi yönetenler de bunun farkındalar, bunu yapmaya çalışıyorlar. Küresel rüzgarlar esecektir, gelecektir. Onun için gençler hiç ümitsizliğe, karamsarlığa düşmesin. ‘Gençlere umut, Hatay'a hayat’ dedik bu güzel projeyle. Gençleri şu anda en çok etkileyen şey ümitsizlik ve karamsarlık duygusu. Gençlerin karamsar olmasına hiç gerek yok. Şu anda genç potansiyel iyi bir şekilde yönlendirilirse ümitsizlik, karamsarlık duygusu azalır. Zorluklar yaşanabilir, ekonomik zorluklar yaşanabilir, sosyal zorluklar yaşanabilir, nesil kuşak çatışmaları fazla olabilir. Buna karşı ümitsizliğe düşmeyen bir genç geleceği yakalar. Buradaki kritik kavram, ümit. Ümit beklentisi yüksek olan ayakta kalacak ve geleceğe hükmedecek.” dedi.

“Türkiye’de yapay bir ümitsizlik dalgası var”

Ümitsizlik ve karamsarlık duygusunun motivasyon kırıcı olduğunu belirten Tarhan; “Bu kuşak konformist, aceleci ve sabırsız bir kuşak. Bu özellikler onları ümitsizliğe ve karamsarlığa itiyor. ‘Yarın bir gün iş hayatına atıldığım zaman, üniversiteyi bitirdiğim zaman ne yapacağım?’ diye bir karamsarlığa düşme eğilimleri var. Bu eğilimler onların motivasyonunu kırıyor. Normalde yabancı liselerde yurt dışına gitme oranı yüksektir ama bizim milli liselerimizde bile son sınıf öğrencilerinin yüzde 100’üne yakını yurt dışına gitmek istiyor. Bu ciddi bir beyin göçüdür. Şu anda Türkiye’de yapay bir ümitsizlik dalgası var. Türkiye şu son 20 sene içerisinde büyük bir altyapı yatırımı yaptı. Burada A planı olmazsa B planı, C planı var. Onu yapacaklar gençler. Ümitsizliğe, karamsarlığa düşmek motivasyon kırıcıdır. Motivasyon kırıcı olduğu için de kişileri tembelliğe ve kaçınmaya iter.” diyerek sözlerine devam etti. 

“Bu zamanın fetih yöntemi kalpleri fethetmektir”

Fikir gücünün önemini anlatan Tarhan; “Bu zamanın yöntemi kaleleri fethetmek, şehirleri fethetmek değil zihinleri, kalpleri fethetmek olmalı. Bu zamanın fetih yöntemi kalpleri, zihinleri fethetmektir. Yani gücümüzü ekonomik güçte, parasal güçte görmeyeceğiz. Gücümüzü fikir gücünde göreceğiz. Fikrine güvenen insan tartışmadan korkmaz.” ifadelerini kullandı.

“Sosyal medya bize ayna olması gerekirken maske oluyor”

Sosyal medyayı nükleer enerjiye benzeten Tarhan; “Sosyal medya bize ayna olması gerekirken maske oluyor. İnsan psikolojisiyle uğraşan bir kimse, hastasına karşı ayna olmalıdır. Doğru terapist o kişiye ayna olur. O kişi senden kendini bulur. Kendini tanır, iç keşif yolculuğuna çıkar. Kişi kendini keşfeder. Bunu yaparsak o kişiye telapatik olarak faydalı olmuş oluruz. Burada sosyal medya sahte maskeler veriyor insana. Zevk tuzaklarına düşürüyor. Kolaycılığa düşürüyor ve bunun etkisiyle orta uzun vadeli düşündürtmüyor. Burada uğrunda yorulacak, emek verilecek, terlenecek bir amacı olan kimse sosyal medyanın tuzağına düşmez. Sosyal medyayı nükleer enerji gibi kullanır. Nükleer enerjiyi yanlış kullanırsan atom bombası olur patlar. İyi kullanırsan sana şehrini aydınlatır. Onun için sosyal medyayı biz tehdit olarak görmeyelim, fırsat olarak görelim. Bunu ilkeli insanlar yapabilir. İlkeli insanlar ise amaç ve anlam peşinde koşan insanlardır.” şeklinde konuştu.

“Emeğinle kazan, değer yargılarınla olsun, onurunla yaşa”

Gençlere hayat yolunda tavsiyeler veren Tarhan; “Gençlere söyleyebileceğim üç cümlelik bir mottom var. ‘Emeğinle kazan, değer yargılarınla olsun, onurunla yaşa.’ Bunu hayat mottosu haline getirsinler. Terle, yorul, emeğinle kazan. Başı dik dolaşmaktan daha güzel bir şey yok. Onun için onurunla yaşa. Bu onurla yaşamak için insanın değer yargılarının olması lazım. Değer yargıları hazineyi, sermayeyi biriktir. Bunlar hayat yolundaki trafik işaretleridir. Çocuklukta anneden, babadan öğrenmiş olabilirsin. Yanlış şeyler de öğrenmiş olabilirsin. Onları değiştirmek senin elinde. Bir idealimiz olacak, anlamımız olacak. Bu vizyondur. Böyle vizyonu olan genç bu çağın Fatih'idir. Yani Fatih Sultan Mehmet gibi bir genç istiyorsak ona ego ideali verelim. Ego ideali olan genç artık kendi yolunu bulur.” dedi.

“Terazinin bir kefesinde özgürlük var bir kefesinde sorumluluk var”

Özgürlük ve sorumluluk dengesinin önemini anlatan Tarhan; “Anne baba için de bir genç için de özgürlük sorumluluk dengesini sağlamak çok önemli. Terazinin bir kefesinde özgürlük var bir kefesinde sorumluluk var. Yani sorumluluk az, özgürlük fazla olursa raydan çıkarsınız. Hayat bir bisiklet kullanmak gibi. Fazla hızlı kullanırsanız takla atarsınız. Aşırı korkuyla, hata yapmama korkusuyla kullanırsanız yine ilerleyemezsiniz. Hatta durursanız da yıkılırsınız. Bunun ikisi de toksiktir. Aşırı özgürlük de toksiktir, aşırı sorumluluk da toksiktir. Kişiyi yolundan eder. Onun için bu iki toksik özelliğin arasında akıllıca olan Stoacı bir dua var. Bu çok güzel bir ifade. Felsefenin yaptığı, bizim inanç sistemimize de uygun bir dua. ‘Allah’ım zorluklar karşısında sabretmek ve dayanmak için bana sabır ver. Bu yönde çalışmak için bana ümit ver. Bunu ayırt etmek için de bana akıl ver.’ diyor. Bu duayı kullansınlar ve ümitlerini kaybetmesinler…” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Dr. Nebiye Yaşar: “Programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum”

Genç Beyinler Akademisi (GBA) Müdürü Dr. Nebiye Yaşar, düzenlenen programda konuşmasını gerçekleştirdi. Yaşar; “Bugün burada sizlerle olmanın gururunu yaşıyorum. Umarım bu proje nice güzel yolculuklara çıkarır bizleri. Gençlik ve Spor Bakanlığına projemizi desteklediği için özellikle teşekkür ediyorum. Programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Hasan Saka: “Gence Umut, Hatay’a Hayat’ çok önemli bir proje”

Program kapsamında Türkiye Bayburtlular Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Saka konuşmasını gerçekleştirdi. Saka; “‘Gence Umut, Hatay’a Hayat’ çok önemli bir proje. Üsküdar Üniversitesine canı gönülden teşekkür ediyorum. Projelerin artarak devam etmesi dileğiyle…” dedi.

İshak Koçoğlu: “Umut eli uzatması açısından çok değerli”

İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi İshak Koçoğlu da program kapsamında konuştu. Koçoğlu; “Bu projemizin gençlere umut eli uzatması açısından çok değerli buluyorum.” İfadelerini kullandı.

Yoğun ilgi gösterilen programda Prof. Dr. Nevzat Tarhan gençlerin sorularını da yanıtladı. 


 

Paylaş
Oluşturulma Tarihi31 Mayıs 2025
Güncellenme Tarihi02 Haziran 2025