TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Risale-i Nur'da Keşfedilmemiş birgiler mevcut...

 

"Nursî'nin kitaplarında varoluşu anlatması ve gerçekleri anlatırken, pozitif bilimden faydalanması, çok önemli. Bediüzzaman'ın eserlerinde keşfedilmemiş alanlar ve yeni bilgiler mevcut. Klasik dini metinlerden çok farklı"

DSC00657_opt

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tarafından kaleme alınan 'Çağın Vicdanı Bediüzza-man' kitabı, bir söyleşiyle tanıtıldı.

Kitapta Bediüzzaman Said Nursî'nin insan ve demokrasi kültürüne katkısının ele alındığını ifade eden Tarhan, "Nursî, siyasetten kaçınmış. Siyasetsizlik siyaseti yapmıştır. 18 defa zehirlenmiş, ciddi bir propaganda kurbanı olmuştur. 50'nin üzerinde dile çevrilen yazdığı eserleri beni çok etkiledi" dedi.

Nesil Yayınları tarafından çıkarılan ve Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından yazılan 'Çağın Vicdanı Bediüzzaman' isimli kitap, Barcelo Topkapı Eresin Otel'de tanıtıldı. Prof. Dr. Tarhan, bu kitapla Bediüzzaman'ın; ne kadar barışçı ve hak ehli oluşunu bir psikiyatri uzmanı gözüyle değerlendirdi.

Prof. Dr. Tarhan, Bediüzzaman Said Nursî'nin kişiliği, insan ve toplum görüşü bağlamında kaleme alınan bu çalışma için düzenlenen söyleşide bir konuşma yaptı. Kitabın sosyo-psikolojik yapıda yazıldığına dikkat çeken Tarhan, "Eser, Bediüzzaman Hazretleri'nin hayatı, yaşama bakış açısını, tezini ve getirdiği yenilikleri, sübjektif paradigmalarla anlatıyor. Kitap daha çok psiko-biyografi denemesi. Kitapta Allah'ın varlığı, akıl yürütme teknikleriyle anlatılıyor. Nursî, eserlerinde öldükten sonra hayatın varlığı, sonsuzluk gibi konuları ortalama bir  insanın anlayabileceği düzeyde anlatmayı başarmış. Ben de onun nasıl başardığını, anlamaya ve anlatmaya çalıştım" ifadelerini kullandı.

Bediüzzaman Hazretleri'nin psikolojik savaş mağduru olmuş ve çok yanlış anlaşılmış biri olduğunu kaydeden Tarhan, "Nursî, siyasetten kaçınmış. Siyasetsizlik siyaseti yapmıştır. Hatta siyasi gazete bile okumamış, yakınlarının dahi gazete okumasını istememiştir. 18 defa zehirlenmiş, ciddi bir propaganda mağduru olmuş. Hayatının büyük bir bölümü hapishanelerde geçmiş. Ancak, asla kurulu düzene karşı isyana kalkışmamıştır. Psikolojik savaşı çok iyi fark etmiş. Psikolojik amaçlı kendisini kullanmak isteyenlere engel olmuştur. O dönemde Türkiye'yi terk etmemiş. Barla'da tek başına kalarak tefekkür etmiş. Birçok eser yazmış ve bu eserler 50'nin üzerinde dile çevrilmiştir. Yazılan bu eserler de beni çok etkiledi. Nursî'nin kitaplarında var oluşu anlatması ve gerçekleri anlatırken, pozitif bilimden faydalanması, çok önemli. Bediüzzaman'ın eserlerinde keşfedilmemiş alanlar ve yeni bilgiler mevcut. Klasik dini metinlerden çok farklı" diye konuştu.

Bediüzzaman Hazretleri'nin psikolojik savaş mağduru olmuş ve çok yanlış anlaşılmış biri olduğunu kaydeden Tarhan, "Nursî, siyasetten kaçınmış. Siyasetsizlik siyaseti yapmıştır. Hatta siyasi gazete bile okumamış, yakınlarının dahi gazete okumasını istememiştir. 18 defa zehirlenmiş, ciddi bir propaganda mağduru olmuş. Hayatının büyük bir bölümü hapishanelerde geçmiş. Ancak, asla kurulu düzene karşı isyana kalkış-mamıştır. Psikolojik savaşı çok iyi fark etmiş. Psikolojik amaçlı kendisini kullanmak isteyenlere engel olmuştur. O dönemde Türkiye'yi terk etmemiş. Barla'da tek başına kalarak tefekkür etmiş. Birçok eser yazmış ve bu eserler 50'nin üzerinde dile çevrilmiştir. Yazılan bu eserler de beni çok etkiledi. Nursî'nin kitaplarında varoluşu anlatması ve gerçekleri anlatırken, pozitif bilimden faydalanması, çok önemli. Bediüzzaman'ın eserlerinde keşfedilmemiş alanlar ve yeni bilgiler mevcut. Klasik dini metinlerden çok farklı" diye konuştu.

BEDİÜZZAMAN FAKTÖRÜ

Prof. Dr. Tarhan, Bediüzzaman Said Nursî'nin Doğu ve Güneydoğu bölgesinde halkı yatıştırma noktasında çok önemli rolünün olduğunu söyledi. Tarhan, "Diyarbakır'daki bir milyon kişi Tahrir Meydanı'ndaki gibi aylarca miting yapmadıysa Bediüzzaman'ın rolü çok fazla." dedi.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri'nin 1910 ve 1911'li yıllarda Doğu'daki Kürt aşiretlerine vaaz ve sohbetler verdiğini belirten Tarhan, "Bu durumu incelediğimizde görüyoruz ki; o dönemde Bediüzzaman Hazretleri demokrasi kültürünün temellerini atmış. Osmanlı Devleti'nin yıkılmaması için reçete yazmış. Güneydoğu'daki ırkçılık hareketine karşı çözüm olan fikirler halen geçerliliğini koruyor. Bediüzzaman klasik din adamından beklenen tavırla yaklaşmamış olaya. Oradaki insanlar 'dindarlaş-malı' gibi bir tezle ortaya çıkmamış. Güneydoğu'daki insana eşit vatandaşlık tavsiyesi verip, demokrasinin hayata geçirilmesi için çalışmış" şeklinde konuştu.

Said Nursî'nin demokratik kültürle islamiyet arasında uyuşmazlık olmadığını vurguladığını aktaran Tarhan, "Bu aslında Güneydoğu'nun ilacıdır. Bu ilaç Türkiye'de meyvelerini verdikten sonra islam coğrafyasında etkili oldu. Güneydoğu'daki bölücülüğün ve insanların zihin-lerindeki yanlışların çözülmesinde Bediüzzaman'a çok ihtiyaç var. 1990 sonrası doğan çocuklar ve ondan sonra ergenliğe giren Güneydoğu insanlarının çoğu devlete millete ve vatana sadakat bağlan çok zayıf. Eğer 10-20 sene içinde bu zihinsel dönüşüm, kardeşlik bağlarının güçlendirmesi yapılamazsa, korkulan başımıza gelecek. Diyarbakır'daki bir milyon kişi Tahrir Meydanı'ndaki gibi aylarca miting yapmadıysa, Bediüzzaman'ın rolü çok fazla." ifadelerini kullandı.

MORAL DÜNYASI DERGİSİ

Okunma : 7802

 

Haberler

Foto Galeri