Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, katıldığı TGRT Haber canlı yayınında ‘kadına yönelik şiddet ve şiddetin önlenmesi’ konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik üniversite olarak projeler ürettiklerini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, verilecek psiko-eğitimlerle şiddet olaylarının azalacağını söyledi.
“Pandemi döneminde şiddet olayları arttı”
Türkiye’de şiddet olaylarının diğer ülkelere göre artışta olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şubat ayında aile içi şiddet ciddi şekilde yükselmiş, bu düşündürücü. OECD’nin 2019 raporuna göre Türkiye’de 100 kadından 39’u yaşamı boyunca en az bir kere şiddete maruz kaldığını söylüyor. Bu oran ABD’de %37, Yeni Zelanda’da ise %34’tür. Oranlara baktığımızda en yüksek şiddet olaylarının Türkiye’de olduğu görülüyor. Bu bizim için çok yüz kızartıcı ve hak etmediğimiz bir durum. Bir başka istatistik de pandemi döneminde şiddet olaylarının arttığını söylüyor. Bizim bu olayların kök ve sebeplerini araştırıp ve ona göre hareket etmemiz gerekiyor. Çözüm için uygulanan yöntemlerde, sonuçlara göre yöntemler ve sebeplere yönelik çözümler şart. Biz üniversitemizdeki araştırmalarımızda, bireysel sebepleri, sosyal sebepleri, kültürel sebepleri yönetimsel sebepleri görebiliyoruz. Mağdurları, failleri risk grubundaki kişileri alarak proje yazıyoruz. İç işleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın içinde olduğu bir projeyle bu konuda çözüme yönelik çalışmalar yapıyoruz.” diye konuştu.
“Canlı şiddet daha çok etkiliyor”
Çocukların şiddeti birebir görmesi ve yaşamasının çok daha olumsuz etkileri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuklar şiddeti, televizyon ve bilgisayardan daha çok ailelerinden örnek alarak öğreniyor. Bu nedenle şiddet öğrenilebilen bir davranış. Sorun çözme ve hak arama yöntemi olarak şiddetin geleneğimizde var olduğunun söylenmesi yanlış bir öğreti. Bunu çözmek için bir şeyler yapılmalı. Örneğin, anneler oğulları başka birine vurduğu zaman ‘Aferin oğlum’ diyor. Çocuk da bunu oyun sanıyor. Zayıf kimsenin karşısında ilerde rahatlıkla şiddet uyguluyor. Oysa biz çocuklara yumurtanın bile kabuğunu sıkmayın diyoruz ki merhamet oluşsun. Atalarımızda ahir teşkilatı varmış mesela, kasaplık yapanların merhamet duygusu yok olmasın diye senede bir defa bahçıvanlık yaptırılırmış. Biz bu değerleri kaybediyoruz. Sütün bozulması yenir de tereyağın bozulması yenilmez. Bizim bozulmamız iyi değil.” ifadelerinde bulundu.
“Şiddete eğilimli kişilerin rehabilitasyona ihtiyacı var”
Şiddet uygulayan kişilerin cezalandırıp, koruma altına alınmasından önce rehabilitasyon merkezlerine yatırılması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Samsun’daki olayda mesela hanımefendi 9 defa şikâyetçi olmuş. O kişide yüksek şiddet potansiyeli var. Böyle kişileri cezalandırıp, koruma altına almak yerine, rehabilitasyona almak gerek. Bu kişilere rehabilitasyon faydalı olur. Şiddet olaylarının arkasında kıskançlık paranoyası var, sonuçları düşünememe var. Tüm dünyada insanlar rehabilitasyon merkezlerine yatırılıyor. Bunun mahkeme kararı ile zorunlu yapılması, kişi 3 defa şikâyet edilirse bu kuralın uygulanması gerekiyor. Böyle durumlarda devletin söz konusu kişiyi zorunlu eğitimlere tabii tutması gerek. Alıp ceza vermek çözüm değil. Kişinin hasta olup olmadığına bakmak gerekiyor. Yasal önlemler, uzaklaştırmalar daha çok erkeğin öfkesini arttırıyor. Kültürümüze uygun değil. Çözümler var, azaltabilir ancak bunun için somut adımlara ihtiyaç var. Aile demek rekabetçi ilişki değil, tamamlayıcı ilişki demektir. Bizim kültürümüze uygun aile eğitimi şart. Sokağa çıkıp bağırarak şiddet önlenmez. Değerler ve duygular yıprandığı için bu durumlar ortaya çıkıyor. Psiko- Eğitimler verilirse şiddet azalır.” diyerek sözlerini noktaladı.
Okunma : 2779
ÜHA