Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Hayvan Zihni ve Kognisyonunun konuşulduğu 13. Kognitif Nörobilim Kongresi’ne katıldı. Yaptığı açılış konuşmasında Tarhan, psikiyatride tanıların sendrom ya da semptoma göre koyulduğu söyleyerek bu durumun biyolojik çeşitliliği temsil etmediğini, hastanın düzelip düzelmediğiyle ilgili biyolojik gösterge elde edemediklerinin altını çizdi. kaydetti.
13. Uluslararası Kognitif Nörobilim Kongresi, 19-22 Mayıs 2016 tarihlerinde Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi’nde gerçekleştiriliyor. Bu yılki ana teması “Hayvan Zihni ve Kognisyonu” olarak belirlenen kongrenin komite başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Nörobilim Anabilim Dalı Başkanı ve NPİSTANBUL Hastanesi nöroloji uzmanı Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ yapıyor.
Kongre öncesinde Üsküdar Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Cumhur Taş ve Dr. Celal Şalçini moderatörlüğünde Qeeg, Doç. Dr. Barış Metin moderatörlüğünde fMR ve Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Polikliniği’nden psikiyatr Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar moderatörlüğünde Nöromodülasyon Teknikleri kursları düzenlendi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan açılış konuşması yaptı
Kongrenin açılış töreni Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda yapıldı. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ açılış konuşması yaptı.
Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ, insan beynini anlamak için önce hayvan zihninin iyice öğrenilmesi gerektiğini belirterek “Kognitif sadece insan için değil. İnsan beyni için önce hayvan zihninin iyi algılamamız gerekiyor. Bu kongrenin insan beyni araştırmaları için çok önemli ufuklar açacağını düşünüyorum” dedi.
Psikiyatride sendrom ve semptoma göre tanı biyolojik çeşitliliği temsil etmiyor!
Prof. Dr. Nevzat Tarhan da uzun yıllar Marmaris’te ve son yıllarda ise Üsküdar Üniversitesi’nde gerçekleştirilen kongrenin hem davranışsal nörolojinin hem de psikiyatrinin nörobilim temellerinin kavşağını oluşturan bir toplantı olarak yapılmasının önemine dikkat çekti. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin (APA) geçen hafta Amerika’da gerçekleştirilen 165’inci kongresine katıldığını belirten Prof. Dr. Tarhan, bu toplantıda psikiyatrinin hangi yöne gittiğini, tanı ve tedavide ne gibi yaklaşımlar olduğunun ele alındığını söyledi. Prof. Dr. Tarhan, “The Search Domain Creteria, Mayıs ayında ruh mapping açıklanıyor. Bu yol haritasında şu önemseniyor: Psikiyatrik hastalıkların nörokognitif endofenotipleri nelerdir, buna göre tedavi derzleri değişecek tarzında bir çalışma da ana konferanslardan biri olarak sunuldu. Bunun gerekçesi olarak da şunu söylüyorlar. Psikiyatride tanılar hep sendroma göre ya da semptoma göre gidiyor. Biyolojik çeşitliliği temsil etmiyor. Bu nedenle biyolojik marker oluşturamıyoruz ve hastanın düzelip düzelmediğiyle ilgili biyolojik göstergemiz yok. Bunun oluşması için nörokognitif endofenotiplerin belirlenmesi ve burada dışa vuran davranışlarla bağlantı kurulmaya çalışılıyor” dedi.
Prof. Dr. Tarhan, bu toplantılar yapılırken aslında nörolojinin ve psikiyatrinin ortak geleceği ile ilgili çok önemli bir çalışma yaptıklarını belirterek “Kendi tedavi hedeflerimizde ve kriterlerimizde dünyadaki nörobilim temelli bilgilerin üretilmesine katkı sağlamış oluyoruz. Bu toplantılar gelecekteki nörobilim tarihine önemli katkılar da sağlayacaktır” dedi.
Kongrenin “Antropomorfizm”, “Etoloji” ve “Sosyal Kognisyon” başlıklı ilk oturumunda Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, oturum başkanlıklarını yaptı. Bu oturumda Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hayvan Beynini ve Davranışlarını Nasıl Değerlendiriyoruz?”, kongreye ABD’den katılan etoloji uzmanı İpek Külahçı “Etolojik Açıdan Hayvan Kognisyonu” ve Prof.Dr. Barış Korkmaz “Vahşi Çocuklar” başlıklı sunumlar gerçekleştirdi.
Hayvanların beyin sahibi olduğunu unuttular!
Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, “Hayvan Beynini ve Davranışlarını Nasıl Değerlendiriyoruz?” başlıklı sunumunda insanların çoğunun kendi beyinlerinin ne denli karmaşık bir yapı olduğunu söyleyerek beyin çağından dem vurduğunu söyledi. Prof. Dr. Tanrıdağ, “Hayvanların beyin sahibi olduğunu unuturlar. Oysa beyinden söz edeceksek ilk kabul etmemiz gereken beyin değil, beyinler olduğu gerçeğidir. İnsan zihninin diğer canlıları düşünürken verdiği örnekler ve yaptığı yorumlar da bu anlayışın doğal bir uzantısıdır. İnsanlar hayvan zihnininin işleyişini yorumlarken ne düşünürler ne de hayal ederler. Yaptıkları tek şey hayvan davranışlarının nedenlerini insan zihninini genellemeleri içinde açıklamalarıdır. Bu yaklaşım da doğal olarak zihnin evriminin kurallarına aykırıdır. Bu yaklaşıma antropomorfizm yani insanmerkezcilik deniyor. Antropomorfist yaklaşım sadece biyolojide tek bir standart sahibi olma anlamına gelmiyor. Aynı zamanda madde ve fizik kurallarına aykırıdır. Çünkü madde ve fizik olayları biyoloji, gibi aynı kurala bağlıdır: Karmaşık olguları anlamanın yolu daha basit olguların anlaşılmasından geçer” dedi.
İnsanı insan yapan %4’lük fark!
İnsan beyni ile hayvan beyni arasında önemli benzerliklerin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tanrıdağ, sadece %4’lük bir farklılık olduğunu belirterek “Ama zihin beyin ilişkisiyle uğraşan insanlar olarak bu oranın genel bir benzeşme ifade ettiğini ama insan olmanın da bu %4’te gizli olduğunu genetik olarak söylememiz gerekiyor. İnsan beyninde diğer beyinlerden özellikle de primat beyninden yeni ve farklı bir alan yoktur. Bütün konu oranlar meselesidir” dedi.
Beyindeki ayna nöronların varlığının keşfi ile beraber taklit, empati ve sosyal öğrenme ile ilgili bilimeyenlerin anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Tanrıdağ, “90’ların ortasında bir gün elindeki, muzu yiyen maymunun karşısında bulunan maymunun beyninde de benzer dalgaların oluştuğu gözlenince sosyal nörobilimin anahtarı da çözülmüş oldu. O gün sosyal nörobilim başlamış oldu. Çünkü empati ve sosyal öğrenme taklit ayna nöronlara bağlıdır. Ayna nöronların farklı canlılardaki varlığı bunların onda olduğunu gösterir. Daha yakın bir zamanda beynin rasyonel bir organ değil aslında ödül ve haz organı olduğunu gösteren, beynin bir inanç motoru olduğunu gösteren, herkesin haz ve ödül duyduğu için inandığını ve neye inandığından çok inanmasının önemli olduğunu bize gösteren deneyleri beynin limbik sistemle prefontal korteksi arasında güçlü bir ödül ve haz mekanizması olduğunu gösteriyor.
Ödül ve haz mekanizması abartılı bir şekilde çalıştığından ödül ve haz peşinde koşmaktan kendimiz alamıyoruz, ödül ve haz mekanizması yeterince çalışmayınca depresyona giriyoruz. Bu kadar net. Dolayısıyla bunu çalıştıran maddenin de özellikle dopamin olduğunu hatırlarsak tam anlamıyla hipotez tamamlanıyor. Beynin en önemli mekanizmalarından bir tanesi ödül ve haz mekanizmasıdır. Normal sayılan insan beyni bunun kontrolünde çalışır ve sadece insan beyni değil onun bilgilerinin üzerinden geldiği hayvanlarda da..” diye konuştu.
“Vahşi Çocuklar” başlıklı sunum yapan Prof. Dr. Barış Korkmaz da çeşitli tarihlerde hayvanlar arasına terk edilmiş, ihmale uğramış, kaybolmuş ya da yalnız bırakılan hayvan çocuklardan örnekler sunarak bu çocukların en çok dil yeteneklerinin gelişmediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Kokmaz, insan beyninin prematüre doğduğunu belirterek “İnsan beyni gelişimini doğumdan sonra tamamlıyor. Vahşi çocuklar incelendiğinde en çok dil gelişimlerinde olumsuzluklar yaşandığı dikkat çekiyor. Çevresel etkilere diğer bilişsel yetilerden daha fazla açık olan dil, biyolojik gelişimin belli aşamalarında daha kırılgandır. Bu nedenle ihmal ve suistimal ciddi sonuçlara en fazla dil gelişimi açısından duyarlı bir dönem olan 0-4 yaş arasında yol açar. Dil gelişiminde aksamalar ikincil zihinsel ve davranışlsal sorunlara yol açar. Dil kişinin duygusal dünyasında denge kurmasına önemli katkılar sağlıyor. Ruhumuzu düzene sokmanın aracı ve ilacı kelimeler. Konuşamamak duygusal dengesizliklere sebep oluyor” dedi.
“Evrim, Hayvan Kognisyon ve Kognitif Bilimler” başlıklı ikinci oturumun başkanlığını ise Prof. Dr. Barış Korkmaz ve Prof. Dr. Sermin Kesebir yaptı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Doç.Dr. Alper Evrensel, “Hayvanlarda ve İnsanlarda Entorinal Korteksin Evrimi’, Üsküdar Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Belkıs Atasever Arslan “Balıklarda Spasyal Bellek ve Navigasyon” ve Yağmur Denizhan “Hedef, Teşvik ve Motivasyon: İnsan- Hayvan- Otomat Ekseninde Bir İrdeleme” başlıklı sunumlarında önemli bilgiler paylaştı.
“Özgün Araştırma” başlıklı bir başka oturumda Hilmi Uysal “Bütün Yüz Transplantasyonundan Sonra Yüzde Yansıyan Duyu”, Türker Tekin Ergüzel “Doğadan Esinlenerek Geliştirilen Özellik Seçim Yöntemleri ve Uygulamaları” ve Adil Sarıbay ‘’Yüzün Statik Özelliklerinin Sosyal Algı ve Davranışlarla İlişkisi’’ başlıklı sunumlarla konferansa katıldı.
“Sosyal Kognisyon, Biyoetik, Zihin Teorisi” başlıklı dördüncü oturumda Yağmur Denizhan ve Doç.Dr Alper Evrensel başkanlık yaptı. İpek Külahçı, “İletişim ve Öğrenmeyi Sosyal Bağlantılar Önceler”, Prof.Dr. Sermin Kesebir, “Hayvanlarla Kurduğumuz İlişkinin Psikobiyoseksüel ve Psikobiyososyal İzdüşümleri” ve Yrd.Doç.Dr. Barış Önen Ünsalver “Hayvan Bilincinden İnsan bilincine geçişte ölümü bilmek insana özgü müdür?” başlıklı sunumlarını yaptı.
Etkinliğin “Çocuk Kognisyon ve Çocuk Davranışları Nörolojisi’’ başlıklı beşinci oturumunda Prof.Dr. Barış Korkmaz ve Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ başkanlık yaptı. Mohammad Ghaziuddin, “Otizm Spektrum Hastalıkları: Bazı Tartışmalar ve Farklılıklar”, Charles Njio, W. Van Grunsven ‘’Beyin Disfonksiyonunun Nörolojik Belirtileri Olarak Arkaik Hareketler’’, Barış Metin, ‘’Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’ndaki Ödül Değerlendirme Bozuklukları Üzerine Yapılan Nörogörüntüleme Çalışmaları’’ başlıklı sunum gerçekleştirildi.
Üç gün sürecek kongrenin son gününde altıncı ve yedinci oturumlar gerçekleştirilecek. Altıncı oturum ‘’Nöropsikoloji’’ başlığını içerecek ve oturum başkanlığını Şükriye Akça Kalem ve Prof.Dr. Oğuz Tanrıdağ yapacak. Kongreye Öget Öktem “Nörobilim Bakış Açısıyla Bellek’’, Duygu Barlas ‘’Çocuklarda Nöropsikolojik Değerlendirmede Güncel Yaklaşımlar’’, İnci Birincioğlu “İnsan Zihninin Ölçme Çabasının Tarihi’’ başlıklı sunumlarıyla katılacak.
Kongrenin ‘’Nörobilim ve Davranış Nörolojisi’’ başlıklı yedinci oturumunda ise Doç. Dr. Barış Metin ve Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver başkanlık yapacak. Hakan Tekeli, ‘’Koku ve Beyin’’, Dr. Mahir Yeşildal "Psikiyatrik Sendromlarda Hayvan Modelleri”, Yrd. Doç. Dr. Celal Şalçini, ‘’Alzheimer Hastalığı Tanısında Amiloid PET Görüntüleme’’ başlıklı sunumlarını gerçekleştirecekler.
Okunma : 6125
ÜHA