TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Panik atak yaşayan kişileri korkuları yönetiyor”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Kanal 7’de yayınlanan “Dr. Feridun Kunak’la Evlerinize Sağlık” programının konuğu oldu. Tarhan, “Panik Atak” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panik atağın tanımlanmış ve beyinde karşılığı bulunmuş bir hastalık olduğunu söyleyen Tarhan, panik bozukluğunun hiç beklenmeyen anlarda, her şey yolundayken bile geldiğine dikkat çekti. Panik atak yaşayan kişilere önerilerde bulunan Prof. Dr. Tarhan, kendi kendilerinin doktoru olmaya çalışan kişilerde hastalığın daha çok artabileceğini dile getirdi.

“Panik atak panik bozukluğunun bir belirtisidir”

Panik atağın tanımlanmış ve beyinde karşılığı bulunmuş bir hastalık olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Panik atak panik bozukluğunun bir belirtisidir. Panik bozukluğu bir hastalık. Tanımlanmış bir hastalık ve beyindeki karşılığı da bulunmuş olan bir hastalıktır. Beynin hipotalamus bölümü var. Beyin hipotalamus bölümü otonom sinir sistemini yöneten bölüm. Yani tehlike anında savaş veya kaç diyen beyin bölgemiz var. Tehlike anında beyin aşırı stres hormonları, asit özellikli kimyasallar salgılıyor. O kimyasallar salgılanınca omuz, boyun, sırt kasları kasılır. Kalp atım hızı artar. Göz bebekleri büyür. Beynin ön bölgesine kan dolaşımı artar. Dikkat ve odaklanması artar. Bu hormonların etkisiyle oluyor. Vücutta ciddi şekilde hormonlar alevlenir, tetiklenir. O tetiklendiği an vücut bütün enerji kaynaklarına kana pompalar, yağları ve şekeri kana pompalar çünkü büyük enerji lazım. O pozisyonda savaş olursa tansiyon yükselir, damar direnci artar. Kaç pozisyonunda da tansiyon düşer, pat diye bayılır insan…” ifadelerini kullandı.   

Her şey yolundayken geliyor… 

Panik bozukluğunun hiç beklenmeyen anlarda, her şey yolundayken bile geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Panik bozukluğu olan hastalar ‘Psikolojik bütünlüğüm bozuldu. Aklımı kaybediyorum, öleceğim gibi bir his geliyor’ derler. Bu, 150 km, 200 km hızla giden arabayla birdenbire direksiyon hakimiyetini kaybettiğinizde yaşadığınız duygu ile aynı. Panik bozukluğu olan hastalar o duyguyu yaşıyor. Çok dehşetli bir duygu. Hayatının üzerindeki kontrolü, psikolojinin üzerindeki kontrolü kaybediyorsun. Kaslar, eklemler gerilir, gerildiği zaman ağrı olur. O, panik bozuklukta da psikolojik bütünlüğün bozulduğunun duygusunu yaşıyor kimse. ‘Aklımı kaybediyorum, kontrolü kaybediyorum, düşeceğim, bayılacağım, öleceğim, kalp krizi geçireceğim’ gibi bir duygu yaşıyor. Bu duygu olduğu anda vücut aşırı alarm veriyor. Tehlike alarmını veriyor. Kötü bir şey olacak gibi bir his veriyor. İlginç olan da panik bozukluğunun normalde bir şeye üzülür insan kalbi çarpar, heyecan olur. Ortada somut tehlike vardır. O anda savaş veya kaç olur ama bu kişilerde hiç beklenmeyen, öngörülmeyen bir zamanda gayet sakin ve her şey yolundayken bile geliyor. İnsana gece uykusunda bile geliyor noktürnal panik diye.” şeklinde konuştu. 

Aynı şey yine olacak korkusu… 

Panik atağın hangi kişilerde daha çok görüldüğüne de dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan; “Bu kişiler beden sağlığına çok önem veren kişiler oluyor. Aşırı titiz, aşırı sağlık yönünden kaygılı, sağlık endişesi yüksek kişiler. Panik, agorofobi ölçeği var orada en önemli baktığımız şey kişinin sağlık endişesinin olup olmaması. Hastalıkla ilgili aşırı kaygıların olması. Onun dışında çeşitli kontrolü kaybetme duygusu oluyor bu kişilerde. Bir de beklenti anksiyetesi oluyor. Yani o bir defa o duyguyu o dehşeti yaşıyor, ondan sonra bu sefer aynı şey yine olacak korkusuyla beklenti anksiyetesi oluyor. Beklenti endişesi oluyor. Bu duygu uçakta olduysa uçağa binememeye başlıyor. Kapalı bir yerde olduysa kapalı yere girememeye başlıyor. Sokakta olduysa sokağa çıkamamaya başlıyor. Arabayla tünele giremiyor.” dedi. 

Modernizm tetikliyor! 

Modernizmin etkisiyle panik bozukluğunun arttığını söyleyen Tarhan; “Bu kişiler narsistlik yatırımını bedenine yapmış kişiler olarak tanımlıyoruz. Bu çağda da bedenine çok fazla yatırım yapan insanlar çoğaldı. Onun için panik bozukluğu bu çağda çoğaldı. Modernizmin tetiklediği bir hastalık bu. İnsanda ölümsüzlük duygusu var. Herkeste var. Evrensel bir duygu. Midemizden açlık duygusunun varlığı nasıl kesinse yiyeceklerin varlığıyla arasında nedensellik bağı varsa aynı şekilde bizim insandaki ölümsüzlük arzusu, sonsuzluk isteği, ölümden sonra bir hayat beklentisiyle çok yakından ilgili. Aslında bu ölümden sonraki hayatın varlığının da kanıtıdır. Bu duygu varsa insanı yaratan bu duygunun karşılığını da vermiştir.” ifadelerini kullandı.

Panik atak yaşayan kişileri korkuları yönetiyor…

Panik atak yaşayan kişilere önerilerde bulunan Prof. Dr. Tarhan, kendi kendilerinin doktoru olmaya çalışan kişilerde hastalığın daha çok artabileceğini dile getirdi. Tarhan; “Panik atak yaşayan kişileri korkuları yönetiyor. Sağlıkla ilgili aşırı korkular var. Temelsiz korkular var. Rasyonel olmayan korkular var. Bu korkuların etkisiyle kendileri bir iç mücadele veriyor. Bu kişiler uykularına, gıdalarına dikkat edecekler. Doktoruyla irtibatı kesmesine gerek yok. Tabii, tedavi olacak yani oturup da kendi kendilerinin doktoru olamazlar. Kendi kendine doktor olmaya çalışırlarsa hastalık daha çok artar. Daha çok kötüye gider. Çünkü bu hastalık onların elinde değil. Yani biz zaten beyin görüntüleme beyin haritalamaları aldığı zaman beyinde stresli çalışan alanları buluyoruz. Hastalığın sebebini gösteriyoruz. Beynin bir bölgesi beyin bütününden farklı, hatalı çalışıyor. Aşırı alarm üretiyor. Ona bağlı olarak hastalığı ortaya çıkıyor. Bunun için sen bunun tedavisini tıbba bırak. Sen günlük rutin işine devam et diyoruz. Tedavide en başarılı olduğumuz hastalık grubundan biridir panik atak.” şeklinde konuştu
 

Okunma : 833

ÜHA

 

Haberler

Foto Galeri