Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Ankara Kültür ve Eğitim Vakfı (AKEV) tarafından düzenlenen “Pandemi Sonrası Küresel İyi Oluş” başlıklı etkinliğe katıldı. İnsanların manevi olarak buhran yaşadığı bir dönemde pandeminin başladığını ifade eden Tarhan; “Pandemi bir krizdir. Krizde kırılmalar en zayıf noktalarda meydana gelir. Krizlerde doğru pozisyon almak ve müdahale etmek gerekiyor. Şu anda fırsat boyutunu kullanarak krizi kazanıma dönüştürmeliyiz.” dedi.
“Pandemi egonun tavan yaptığı bir dönemde patladı”
COVID-19 pandemisi başlamadan önce insanlığın endüstri 4.0’ı yaşadığını ve kibrin had safhaya ulaştığını ifade eden Tarhan, pandeminin gelişen teknolojiye rağmen bitirilemediğini aktardı. Tarhan; “COVID’in meydana gelmesinde görünen sebepler ve görünmeyen sebepler var. Enfeksiyon hastalıkları görünen sebepler ama görünmeyen manevi sebepler var. Bugünün gerçeğinden bahsedecek olursak, 21.yy’da endüstri 4.0 ilan edildi. Dünya hızla dijital diktatörlüğe doğru gidiyor. Ciddi bir ego patlaması yaşandı. Buna eleştirel yaklaşan ünlü tarihçi Harari, ‘İnsanlık tarihindeki özgür son nesiliz’ şeklinde açıklama yaptı. DAVOS 2018’de beyinlerin hacklenebileceği duyuruldu. Titanik’i yaptıklarında ‘Bunu Tanrı bile batıramaz!’ diyorlardı ve onu bir buz dağı batırdı. Endüstri 4.0 ile egolar tavan yaptı, bunun üzerine COVID-19 patladı. Gelişen teknolojiye rağmen pandemi bitirilemiyor.” şeklinde konuştu.
“Din ve bilim sentezi beyinlerde yapılmalı”
Dünyadaki gelişmeleri takip etmek ve geri kalmamak için akıl ve dinin senteziyle yeni bir gelenek oluşturulması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tarhan; “Din ve bilim senteziyle yeni gelenek oluşturmak gerekiyor. Akılla naklin, zahiri bilimler ile dini bilimlerin birleştiği yeni bir rüzgâra ihtiyaç var. Abdülhamid, kurduğu sultanilerle mektepli ve alaylı olmak üzere iki alanda eğitim vermişti. İttihat ve Terakki, zamanın ruhunu ehli mektep yakaladığı için başarılı oldu. Abdülhamid’in yetiştirdiği çocuklar onu devirdi. Zihinsel dönüşüm olmadan Cumhuriyet geldiği için çok radikal bir süreç yaşandı. Maalesef şu anda bu devam ediyor. Yapmamız gereken beyinlere yatırım yapmaktır. Manen terakkinin lokomotifi madden terakkidir. Din ve bilimin sentezi beyinlerde yapılmalıdır. Kainat kitabının okur yazarı olmamız lazım. Küresel güçlerin oyununun parçası olmak istemiyorsak, zihinsel dönüşümü gerçekleştirmeliyiz. Şu anda toplumla bağlantı halindeyiz ama 10 sene içinde bunu başaramazsak gelecek nesilleri kaybedeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Pandemi krizini kazanıma dönüştürmeliyiz”
Pandeminin insanların duygusal buhran yaşadığı bir dönemde geldiğini ifade eden Tarhan; “Batı dünyası pandemiye, grafiklere göre gelirin arttığı ama mutluluğun azaldığı bir dönemde yakalandı. Dünyada 100 çocuktan 20’si izole vaziyette. Bu çocuklar ‘dijital nesil’ olarak adlandırılıyor. Depresyon oranı hızla artıyor. Pandemi bir krizdir. Krizde yapılması gerekenler vardır. Krizde kırılmalar en zayıf noktalarda meydana gelir. Krizlerde doğru pozisyon almak ve müdahale etmek gerekiyor. Şu anda fırsat boyutunu kullanarak krizi kazanıma dönüştürmeliyiz.” dedi.
“Dünyada entelektüel virüsler etkili oluyor”
İnsanların pandemi sürecinde elindeki güzelliklerin farkına vardığını aktaran Tarhan; “Üniversitemizde Psikososyal Büyüme Oranları ile 6 bin kişiyi test ettik. Bu ölçeğin sonucunda toplumun yüzde 60’ı krizde olumlu pozisyon almış durumda ve pandemiden ders çıkarıyor. Bu çok güzel bir gelişme. Pandemiden sonra Asya ülkelerinde intihar vakalarında artış oldu. Yalnızlık birçok ülkede ciddi sorun haline geldi ve İngiltere başta olmak üzere birçok devlet Yalnızlıktan Sorumlu Bakanlıklar kurdu. Medeniyet Krizinde, Hedonizm (hazcılık) krizi başta geliyor. Freud, ‘İnsanların varoluş faaliyeti haz peşinde koşmaktır.’ diyor. Modernizm bu ilkeyi satın aldı. Narsisizim (Empati Yoksunluğu) toplumu rehin almış durumda. Bunun sonucu olarak yalnızlık ortaya çıktı. Yalnız olan insanda mutsuzluk, depresyon ve intihar vakaları meydana geliyor. Dünyada entelektüel virüsler etkili oluyor.” diye konuştu.
“Öğrencilerimize insani değerleri Pozitif Psikoloji ile sunabiliriz”
Son kuşağın ahlaki ve kültürel değerlerimizi bilmediğini ifade eden Tarhan, değerlerimizi Pozitif Psikoloji eğitimleriyle bu kuşağa öğretmek gerektiğini aktardı. Tarhan; “Frontal lob olmasaydı ahlak ve medeniyet olmazdı. Beynimizin ön bölgesindekileri sonradan öğreniyoruz. Ahlak genlerle gelmiyor, sonradan öğreniliyor. Değerlerin ilk öğrenildiği yer aile ve 0-3 yaştır. 0-3 yaş beynin çiçek açtığı dönemdir. Harvard Üniversitesi Pozitif Psikoloji’yi ders olarak koydu. Burada Anadolu irfanı ve Mevlana anlatılıyor, üstelik kaynak belirtmeden. Üsküdar Üniversitesi Harvard’dan önce 2013’te bu dersi koydu. Şu ana kadar 23 bin mezunumuz ve aktif 22 bin öğrencimizin yüzde 90’ı bu eğitimi aldı. Öğrencilerin duygusal zekâları yüzde 20 arttı. Öğrencilerimize insani değerleri, din ve bilim sentezini bu şekilde sunabiliriz. İnançları ve dini, laboratuvara sokmak zorundayız. Geleneksel öğretilerimiz bu kuşağa tesir etmiyor, bu tarz eğitimlerle öğretmeliyiz.” diyerek sözlerini noktaladı.
Okunma : 2358
ÜHA