Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen “Öğretmen Akademileri” programının konuğu oldu. Konuşmasında mutluluğun bir bilim olduğunu ve öğrenilmesi gerektiğini söyleyen Tarhan; “Mutlu olmayla alakalı muhakkak zihnimizde bir dosya açalım ve o dosyada bununla alakalı yöntemleri araştıralım. Bazı şeyler insanlara yanlış öğretiliyor. Mutluyken anı yaşa deniliyor. Hâlbuki anı yaşamak değil anda yaşamak gerekiyor.” Dedi.
“Yerel olmadan evrensel olamayız”
“Eğitimde Yeni Doğrular” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, eğitim sisteminde yeniliğin yakalanması gerektiğine vurgu yaparak; “Kendimizi sürekli yenilememiz gerekiyor. Eğitim sistemi olarak eleştiriye açık olmamız gerekiyor. Zihinsel esnekliğe ihtiyacımız var. Ön yargı ve dogmaların olduğu bir eğitim sistemi çağın yeniliklerini yakalamamıza engel oluyor. Namık Kemal’in, ‘Fikirlerin çarpışmasından, hakikat kıvılcımları çıkar.’ Sözü bu noktada çok anlamlı. Fikirleri çarpıştırmaktan, tartışmaktan korkmayalım. Yerel olmadan evrensel olamayız. Kendi kültürümüzü, sanatımızı, müziğimizi, mutfak kültürümüzü ve inanç sistemimizi koruyarak modernleşmeliyiz. Toplum, korkuyla değil sevgi ve güvenle yönetilir. Kendi etik değerlerimizi, kültürümüzü unuttuğumuz zaman kültür olarak sömürülmüş oluruz.” Dedi.
“Anı değil anda yaşayın”
Sürdürülebilir mutluluğun toplam mutluluk olduğunu vurgulayan Tarhan; “Mutluluk bir bilimdir ve öğrenilmesi gerekiyor. Mutluluk hayatın kendiliğinden öğrettiği bir şey değil bu yüzden mutluluğa yatırım yapmamız gerekiyor. Mutlu olmayla alakalı muhakkak zihnimizde bir dosya açalım ve o dosyada bununla alakalı yöntemleri araştıralım. Bazı şeyler insanlara yanlış öğretiliyor. Mutluyken anı yaşa deniliyor. Hâlbuki anı değil anda yaşamak gerekiyor. Anı yaşa demek vur patlasın çal oynasın, zevk peşinde koş, canının istediğini yap mutlu ol demektir. Bu durum mutluluk değil hedonizm, yani hazcılıktır. Anlıktır ve sürekli değildir. Sürdürülebilir mutluluk toplam mutluluktur. Kalitede nasıl toplam kalite varsa mutlulukta da durum aynıdır. İnsan öyle bir yaşam yaşamalı ki hayatının sonuna kadar mutlu olmayı başarabilmeli. Hasta olduğu zamanda mutlu olmalı, başına bir kaza geldiği zamanda mutlu olabilmeli, her şey yolunda giderken de. Kazandığına aşırı sevinmemeli, kaybettiğine de fazla üzülmemeli. İnsanlık olarak böyle bir yaşam felsefesi oluşturmamız gerekiyor. Bunu yapmak bilgeliktir.” İfadelerini kullandı.
Sadece diller değil beyinler de konuşuyor!
Tarhan, sözsüz iletişimin sözlü iletişimden daha etkili olduğunun altını çizerek; “İnsan dışında hiçbir canlıda duygusal ayna nöron yoktur. Bizim beynimizdeki duygusal ayna nöronlar karşı tarafın beynindeki duygusal ayna nöronları harekete geçiriyor. Samimiyetin, niyetin ve içtenliğin nörobilimi var. Samimiyetin nörobiliminde inanarak söylenen bir cümle, karşı tarafın beynindeki ayna nöronları harekete geçiriyor ve ikna gücünü artıyor. İnanmadan savunursan karşı tarafın beyninde yansıma yapmıyor böylelikle de ikna edemiyorsun. Sadece diller değil beyinler de konuşuyor. Dil bilmeyen bir çocuğu anaokuluna götürdüğümüzde oradakilerle çok güzel anlaşır. Çünkü onlar söz diliyle değil davranış diliyle iletişim kuruyorlar. İletişimin yüzde yirmisi sözlü, yüzde sekseni ise sözsüz iletişimdir. Jest ve mimikler, duygusal aktarım ve yüzdeki mikro ifadeler gibi aktarımlardır. Kişiler bu aktarımlarla rahatlıkla anlaşabiliyorlar.” Şeklinde konuştu.
Okunma : 2260
ÜHA