Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü'nün düzenlediği Tasavvuf Psikolojisi Konferansı'nda konuştu. Tarhan, pozitif bilimde vurgulanan birçok konunun tasavvufla çok yakından örtüştüğünü belirtti. Duygusal zekanın, mantıksal zekaya göre daha güçlü olduğunu, sorunları çözmekte çok daha etkili olduğunu belirtti.
Duygusal zekası daha güçlü olan insanların iletişim kabiliyetleri daha yüksektir diyen Tarhan, çok iyi bir eğitim almamış olsa bile duygusal zekası yüksek insanların, kişiler arasında ortaya çıkan problemleri çözmekte daha başarılı olduğunun altını çizdi.
Gülümseyin, ömrünüz uzasın
Konferansa gülümseme kavramıyla başlayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Duchenne Gülümsemesi adı verilen gerçek gülümse kavramını anlattı. Yapılan araştırmaların gerçekten gülümseyen insanların ortalama 8.5 yıl daha fazla yaşadığını ve bu kişilerde boşanma oranının çok daha az olduğunu söyledi. Hz. Muhammed'ten örnek veren Tarhan; İslam peygamberinin her zaman tebessüm ettiğini, gülümsediğini hatırlattı.
Nefs için denetçi koyun
İnsanların tarih boyunca nefislerine karşı bir savaş verdiğini vurgulayan Tarhan; şöhret, menfaat, şehvet ve narsist duyguların insanları en çok zorlayan ve hataya sebep veren duygular olduğunu belirtti.
Tarhan; "İnsanın nefsiyle yaptığı mücadele Dünya'da verdiğini en büyük mücadeledir. İlgiyle beslenen, ilgi odağı olmak isteyen, iltifat bağımlısı olan kişiler narsisttirler. Ancak hepimiz nefsimize hakim olmalıyız. Bunu sağlamak için de beynimize ve kalbimize bir denetçi ve bir jüri koymalıyız. Bu jüri bizi her zaman denetlemeli ve kontrol altında tutmalıdır. Ölçülü ve dengeli olmak çok önemlidir. Bir insan her zaman başarılı olamaz, her işte her şartta başarılı değildir. Nefsini terbiye etmek isteyen insan, önce kendi daha sonra diğer insanların hatalarından ders çıkarmalıdır ve bunu fırsat olarak görmelidir." dedi.
Maddeci mutluluk gerçek değil
Dünya'da her geçen gün maddeci zevklerin yani materyalizmin arttığına dikkat çeken Tarhan; "Mutluluğu dış şartlara değil iç şartlara bağlamalıyız. Dış etkenlere bağlı olan mutluluk gerçek mutluluk değildir. O yüzden çok zengin olan, evi, arabası her şeyi olan, istediği her şeyi parasıyla yapabilme gücü olan insanlar mutlu olmadığını söyleyebiliyor çünkü onların mutluluğunun tamamı dış etkenlere bağlı. Makyavelist yaklaşımdan uzaklaşmalıyız." dedi.
İyilik cömerti olun
İnsanlara her zaman sevgi ve iyilik cömerti olmayı tavsiye eden Tarhan; "Duygularınızı yönetin. Evrendeki her şeyi sevin ve duygu sermayenizi arttırın. Sevgi yatırımımız neye yapıyorsak, bizim kutsalımız o olur. Duyguları yönetmek, düşünceyi ve zihni yönetmekten daha önemlidir, insanın gerçekten kendini yönetmesidir. O yüzden sevgi yatırımımız doğru yapmalıyız." dedi.
İyilik yapması gereken iyilik yapmıyorsa kötülük yapıyordur
İnsanların iyilik ve kötülük kavramında arasında sıkıştığının altını çizen Tarhan; “Eğer bir insan ben kötülük yapmıyorum ama iyilik de yapmıyorum diyorsa aslında kötülük yapıyordur. İyilik yapmamak zaten kötülük yapmaktır. Kötülük, iyilik yapılmadığında ortaya çıkar. Görevini iyi yapmamak da bir çeşit kötülüktür çünkü kötülüklerin ortaya çıkmasına imkan verir." diyerek sözlerini tamamladı.
Okunma : 21884
ÜHA