Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığının desteklediği ve Çağın Vicdanı Kulübünün düzenlemiş olduğu ‘Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile Varoluş Sohbetleri’ yeni eğitim öğretim yılında da devam ediyor. Programın bu haftaki konusu ‘Varoluştan Anlam Arayışına Psikolojik Sohbetler’ başlığı oldu. Asrın hastalığını dünyacılık ve bencillik olarak nitelendiren Tarhan, modernizmin varoluş sebebini basite indirgediğine dikkat çekti.
Merkez yerleşkede gerçekleşen etkinliğe Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Muhsin Konuk, Genel Sekreter Selçuk Uysaler, Kurumsal İletişim Daire Başkanı Tahsin Aksu, Dijital Teknolojiler ve Yazılım Daire Başkanı Hakan Özdemir, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Özcan Demir ve SKS Yönetici Yardımcısı Sadık Paksoy ile öğrenciler ilgi gösterdi.
“Modernizm varoluş sebebini basite indirgiyor”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, modernizmden kendimizi ve yakınlarımızı korumaya çalışmamız gerektiğini vurguladı. Tarhan; “Modernizm insanın hayatta varoluş sebebini basite indirgiyor. Modernizmin bizlere dayattığı şey, iyiliği öldürmekten geçiyor. Kendimizi ve yakınlarımızı modernizmden korumaya çalışmalıyız. Kapitalist düzenin hâkim olduğu bir zamandayız. Bu yüzden mücadelemizi kendimiz vermemiz gerekiyor.” dedi.
“Hollywood hayatının anlamını değiştirdi”
Hollywood endüstrisinin olumsuzluklarına dikkat Tarhan, şu an da kültürel emperyalizmin kanımızı emdiği dönemde olduğumuza dikkat çekti. Tarhan; “Hollywood herkesin gönüllü olarak hayatının anlamını değiştirdi. Hollywood’ da bir kıyafet çıkıyor, ertesi gün alışveriş merkezlerinde aynı kıyafetleri vitrinlerde görüyoruz. Dolayısıyla herkesin üzerinde aynı kıyafetler oluyor. Benim konuşmalarımda modernizm şeklinde bahsettiğim kavramın asılı Hollywood’dur.” ifadelerine yer verdi.
“Bencilliğin olduğu hiçbir yerde adalet olmuyor”
Asrın hastalığını dünyacılık ve bencillik olarak nitelendiren Tarhan; “Sadece kendi menfaatlerinize göre yaşamak yanlıştır. Bencilliğin olduğu hiçbir yerde adalet olmuyor. Adaletin en büyük düşmanı bencillikten geçiyor. Dünyacılığı ve bencilliği sosyal bir hastalık olarak görmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“İnsan bir tanrıya inanmazsa mutlu olamaz”
İnsanın psikoloji sonucu bir tanrıya inanmazsa bu evrende mutlu olamayacağına dikkat çeken Tarhan, tanrı inancının bir sebep olduğunun altını çizdi. Tarhan; “İnsan, yaşamın bir anlamı olup olmadığını düşünür. Herkesin ruhunda tatmin edilmeyi bekleyen bir boşluk vardır. İnsanın temel korkuları; anlamsızlık, yalnızlık, özgürlük ve ölümdür. Bu korkuları insan halletmedikçe mutlu olamaz. Temel korkuları yenmek ile ilgili arayışları var. Ölüm sonrası yaşama inanmamak psikolojiyi kötü etkileyen bir durumdur. Örneğin; bir hastam vardı, kendisi intihara meyilliydi. Sebebini sorduğumda, yaşamak için bir sebebi olmadığını söylemişti. İnsan, psikolojik olarak bir tanrıya inanmazsa mutlu olamaz.” ifadelerini kullandı.
“İslam’a en uygun tarz cumhuriyet ve demokrasidir”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gücün şahısların değil, kanunlara ait olduğunu aktardı. Tarhan; “Saltanat veya baskıcı yapılaşma İslam dinine uygun değildir. Sempozyum için gittiğim Van’ın tarihi yapısının değiştiğini gördüm. Sayısız bar ve pavyon açılmış durumda. İranlı vatandaşlar bu yerlerde özgürce alkol içiyorlar. Bunun sebebi baskıların sonucunda doğan bilinçsel tepkilerdir. Şu an özgürlükçülüğün, çoğulculuğun ve demokrasinin İslamiyet’le uyuşmama gibi bir durumu yoktur. Güç şahısların değil kanunlarındır. Bir insan kapıcıdan başka bir kişinin kapısını çalmayacağını biliyor ve karakola düştüğü zaman kanun dışı bir şey yapılmayacağını biliyorsa orada hukuk vardır bu bağlamda İslamiyet’e en uygun tarz cumhuriyet ve demokrasidir.” şeklinde konuştu.
“Özgürlükçü laiklik İslam’ın faydasına olan bir kavramdır”
Özgürlükçü laikliğin İslam’ın faydasına olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Özgürlükçü laiklik iç savaşları bastırabilmiştir aynı zamanda İslamiyet’in faydasına olan bir kavramdır. Müslüman bir kimse Allah’a yaklaşmak istiyorsa, laiklik bu duruma engel değildir.” dedi.
“Kötü ve şer gözüken şeyler aslında mükemmelin bir parçasıdır”
Akıldan kalbe kitabında, akıl yürütme yöntemlerinin ve ihtimal hesapları analizinin yapıldığını belirten Tarhan; “Matematikçi ve meteorolog Edward Lorenz, bilgisayarı ile hava tahminleri yapıyor ve raporluyor. Kahve molası verdiği esnada bilgisayar tahminler yürütmeye devam ediyor ve bir kaos çıkıyor. Bunun sonucunda muhteşem ihtimaller gözlemleniyor. Kuantumcular ise buna ‘Kelebek Etkisi’ diyor. Bu dünyada, kötü ve şer olarak gözüken şeyler aslında mükemmelin bir parçasıdır. Felsefecilerin ‘Tanrı var ise neden zulümler ve yanlış giden şeyler oluyor?’ sorgulamasının üzerine, kuantumun katkıları ile yanlış olarak gözüken şeylerin aslında yanlış olmadığını görmüş oldular. Evrene altı boyutlu baktığımız zaman, yanlış değil mükemmelin bir parçası olarak görüyoruz. Mevlana’nın ‘körlerin fil tarifi’ örneği gibi; her kör duyu organlarıyla algıladığı kadar, farklı bir fil tarif edebilir ama bütünün fil olduğunu bilmemiz gerekir. Dalgıç örneği de buna benzer bir örnektir. İki dalgıç, hazineyi kendi taraflarınca bulduğunu iddia edebilir fakat hazinenin hepsini göremiyorlar. Evren de öyledir. Evrenin her tarafını göremiyoruz fakat Kuran-ı Kerim’in evrenin her tarafını görebilen kimsenin tarafından yazılmış bir kitap olduğunu görebiliyoruz. Kuran’ı Kerim’den yaratanın yarattığı bir kâinat gözünden bakarsanız anlayabiliyorsunuz. Eleştiri gözüyle bakar ve okursanız Kuran’ı Kerim’den hiçbir şey anlamazsınız. Bazıları Kuran’ı Kerim’den bir şey anlamadığı söyler, anlamamaları normal. Çünkü yaratıcının gözünden bakmıyorlar.” şeklinde konuştu.
“Travmalar aslında fırsat sunuyor”
Travmaların yanlış bilgilerimizi ve önyargılarımızı değiştirme fırsatı olduğu konusunda değerlendirmelerde bulunan Tarhan, travmalardan ve zorluklardan korkulmaması gerektiğinin altını çizdi. Tarhan; “Şok yaşantılar beyindeki yolları değiştiriyor. Onun için darbe, deprem, felaket bunların hepsi, herkesin yeniden öğrenme vesilesidir. Biz travmalara, geliştiren travma diyoruz. Travmalar bizim; yanlış bilgilerimizi, önyargılarımızı değiştirme fırsatıdır. İşte bu yüzden travmalardan, zorluklardan korkmamalısınız. Hayatını mutlu yaşamak istiyorsan, zor seçeneği seçmelisiniz. Hayatını kötü yaşamak istemiyorsan, kolay seçenekleri tercih etmemelisin. Hep kolaycı olanlar hep kötüye doğru giderler. Bu, gizli psikoloji yasasıdır. Zora talip olanlar, hedefi olanlar bir müddet sonra bunun sonucunu alırlar ve mutlu olurlar. Ama hep kolaya talip olanlar bir müddet sonra ‘yaşamın anlamı yok’ deyip intihar ederler.” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.
Öğrencilerin sorularının yanıtlanmasının ardından ise etkinlik sona erdi.
Okunma : 1226
ÜHA