TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Matematikle psikiyatriyi, psikolojiye nikâhlamalıyız”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist, Prof. Dr. Nevzat Tarhan AKANSEL Eğitim Danışmanlık tarafından düzenlenen “Online Psikoloji Zirvesi” etkinliğinde konuşmacı olarak yer aldı. Alanında uzman çok sayıda psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman ve farklı uzmanlık alanlarından kişilerin takip ettiği zirvede Tarhan “Hesaplamalı Psikoloji” başlığı altında önemli değerlendirmelerde bulundu. Tarhan, evrenin dijitalleşmesi ve gelişimi ile eski anlayışların terk edildiğine dikkat çekerek; insan beyninin gelişebilen yönüne vurgu yaptı. Tarhan; “İnsan beyninin evrimi yok ama tekâmülü var.” ifadelerini kullandı. Tarhan, psikiyatri, psikoloji ile matematiği nikâhlayabilirsek normal insan ile normal olmayan insanı matematiksel olarak daha iyi anlayacağız ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Matematikle psikiyatriyi, psikolojiye nikâhlamalıyız”

“Evreni tanımak için insan psikolojisini tanımak gerekiyor”

Online gerçekleştirilen zirvede evreni algılayış biçimlerinin zamanla değişim gösterdiğinin altını çizen Tarhan, insan psikolojisini anlamanın önemine değindi. Tarhan; “Bugün ki seminerde ‘Hesaplamalı Psikoloji Olur Mu?’ başlığı altında ‘Evren bir simülasyon mu, meta verse nedir ve psikolojiyi nereye götürüyor?’ gibi sorulara cevap vereceğim. Psikiyatrinin geleceği ve beklentileri hakkında da konuşmak istiyorum. Eğer beklentileri bilmezsek yanlışlarda ısrar edip dururuz. Eğer beklentileri bilirsek tarihteki olayları yakalayabilir, pozisyon alabilir, arkamızdan iz bırakacak şeyler yapabiliriz. Evren bir simülasyon mu, hakikat sonrası çağda mıyız sorusuna cevap vermek önemli. 2014 yılında post materyalist bilim manifestosu yayınlandı. Bu manifestoda Arizona Üniversitesi’nden Dr. Gary E. Schwartz, Dr. Mario Beauregard, Kolombiya Üniversitesi’nden Dr. Lisa Miller ev sahipliğinde Canyon Ranch'te 7-9 Şubat 2014 tarihlerinde düzenlenen ‘Post-Materyal Bilim, Maneviyat ve Toplum Uluslararası Zirvesi’ne katıldık. Materyalist bilimden post materyalist bilime geçiş, insan uygarlığının tekâmülü için hayati öneme sahip olan yer merkezcilikten Güneş merkezciliğe geçişten bile daha önemlidir. Güneş merkezli dünya anlayışına geçiş, aydınlanma çağı ile birlikte oluyor. Şimdi Güneş merkezli bir anlayıştan evren merkezli bir anlayışa doğru gidiyoruz. O halde evreni tanımamız gerekiyor ve insan psikolojisi de bu evrende çok özel bir yerde. İnsan psikolojisi özel bir yerde çünkü onda akıl denilen bir organ var. Bu organ onu farklı bir konuma oturtuyor.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Matematikle psikiyatriyi, psikolojiye nikâhlamalıyız” 2

“Tevhit anlayışı matematiksel bir gerçeklik olarak akla en yakın teori”

Her geçen gün daha da gelişen dijital evren hakkında değerlendirmelerde bulunan Tarhan, kadim İslami gelenekte ifade edilen “vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhud” gibi kavramların günümüzde daha net anlaşılmaya başlandığının altını çizdi. Tarhan; “Metaverse, VR, uyanış, meşru gerçeklik, bilimkurgu, dijital oyunlar ve kuantum olaylar. Bilimin matematize olmamış hali felsefedir. Nörobiyoloji, teorik modeller sonucu doğdu. Varlık felsefesinin yeniden yorumlanması mı gerekiyor. Vahdet-i Vücut, Vahdet-i Şuhud kavramlarını ortaya atan bu zatların söylediği şeyler çok daha anlaşılır hale gelmeye başladı. Vahdet-i Vücut, İbn-i Sina’nın ilk iddiası, zorunlu varlık diyor tanrıya. Vahdet-i Şuhud da İbn-i Arabi’nin iddiası, gördüğümüz her şey Allah’tır diyor. Hatta onun için idam edilmiş, gördüğümüz her şey Allah’tır dediği için. Tevhit anlayışı matematiksel bir gerçeklik olarak akla en yakın varlık gibi gözüküyor. Metaverse bilim kurguya dayalı, müthiş bir dijital oyun dünyası. 350 milyon kişinin aynı anda oynadığı oyunlar var. 2009 yılında ‘İnanç Psikolojisi’ kitabında evrenin, dijital - enerji tabanlı bir evren olduğunu ifade etmiştim. Yani herhangi bir teori, teoriye bile daha dönüşmemiş eskiz çalışması ve bu eskiz çalışmasını bir teoriye dönüştürdüm burada.” ifadelerini kaydetti.  

“Zamanın geriye doğru genişlediği, hiçbir bilginin kaybolmadığı anlaşıldı”

Madde aleminde meydana gelen değişimlerin her alanda olduğu gibi psikoloji biliminde de büyük dönüşümlere neden olacağına dikkat çeken Tarhan; “Teknolojik gelişmeler sonucunda önümüzdeki süreçte birçok şey değişecek. Maddede yeni şeyler yapılacak ve psikoloji bunun neresinde olacak bunu bilmemiz gerekiyor. İlginç olan şey ise kuantum psikiyatrlar iletişim ağı gibi yeni alanları doğuracak. Bu durum ışık hızının aşıldığının kanıtı olarak değerlendirildi. Foton telepatisi onaylanmış oldu. Zamanın geriye doğru genişlediği, evrende hiçbir bilginin kaybolmadığı anlaşıldı. Bu bizim için çok önemli değil mi? Mesela, insan psikolojisiyle uğraşan biri için zamanın geriye doğru genişlediği anlaşıldı ve yapılan her şey evrende duruyor ve dünyada yaptığımız hiçbir bilgi kaybolmuyor foton telepatisinde. Çünkü bilgiler kalıcı olabiliyor. Bu bilgi, aynı anda ya da aynı kaynaktan yararlanan iki madde birbirleriyle iletişim halinde bulunurlar. Örneğin, aynı anda fırlatılmış fotonlar birbirleriyle sürekli etkileşim halindedir. Bir kısım hali hazırda çok önemli bir detay gibi görülmeyebilir çünkü evrende her şeyin birbiriyle iletişim halinde olduğunu söyleyen görüşler desteklenmiştir. Evrende her şey var ve var olan her şey birbiriyle etkileşim halindedir. Bu psikolojide çok önemlidir. İnsanlar, hayvanlar, kuşlar, hep birbirleriyle etkileşim halindedir hiçbir şey birbirinden bağımsız değil. Beyindeki yollar ve transferlerden daha güncel transferler daha parlak ve eski transferler daha koyu renkte gözüküyor. Bilgi kaybolmuyor.” şeklinde konuştu.

“İnsan beyninin evrimi yok ama tekâmülü var”

İnsan beyninin tekâmül eden yapısını vurgulayan Tarhan, medeniyetlerin insan beyninin bir tezahürü olduğunu ifade etti. Tarhan; “Bellek dediğimiz şey aslında, bütünün genel bir fonksiyonudur. ‘İddialı bir söz: Beyin olmazsa, ahlak ve medeniyet olmazdı.’ İddialı ama gerçek bir söz. Fiziksel beyin, din ve ruh arasındaki ilişki nedir? Fiziksel beyin ile din arasındaki ilişki nedir? İlki, zihnin doğası hakkında ontolojik yani varoluşsal açıdan bir sorudur. İkincisi ise, iki farklı şeyin olduklarını görerek beynin bileceği ruhlar arasında neden sonuç ilişkisini malumat ile bilimin diğerinden nasıl geçtiğini anlayan bilim felsefesi sorusudur. Burada hem varoluşsal hem de birlik felsefesi sorusu var. Şimdi kuantuma bakıyoruz, evrende olan her şey birbirleriyle bağlantılı. Birbirlerini etkiliyor ve bu şekilde denge sağlıyorlar. Bu denge içerisinde, bizim beynimizin etkileme gücü nasıldır? İnsanı diğer varlıklardan ayıran özellikleri nedir? Beynin ön bölgesinin özelliği; karar verme, soyut düşünce, düşünce ile sembolik ve kavramsal düşünceyi öğretir. Evrimden en az etkilenmiş beyin bölgesidir bizim beynimiz diyebiliriz. Fakat bu beynin, evrimi yok ama tekâmülü var. İnsan beyninin ortaya çıkardığı medeniyet ortada. İnsanın beyninin bu özelliğine zihin deniyor.” ifadelerini kaydetti.

“Beynin üzerinde zihin, zihnin üzerinde bilinç bulunuyor”

“Beynin üzerinde zihin, zihnin üzerinde bilinç var” diyen Tarhan, beyinin üzerinde farklı bir beyin, zihin ve holografik beyin olduğuna dikkat çekti. Tarhan; “Zihnin üzerindeki bu bilinç nedir? Bu araştırılıyor. Ontolojik bir soru olarak önümüze çıkıyor. Howard Gardner’in 1980’lerde oluşturduğu bir şey; 6 erdem 24 bilgelik kavramlarını ortaya atıyor. Sol beyin; mantık, konuşma, toplama. Sağ beyin ise; bütünsellik, sezgiler, konuları çözmek ile ilgili. Sağ beyin maneviyat olarak kabul ediliyor. Adalet, cesaret, bilgelik, ölçülülük ve aşkınlık bunların hepsi madde ötesi olan kavramlar. Bu kavramlar beyinde karşılıyorlar. Bunlar hep bir insanın psikolojini oluşturan kavramlar. Biz bu kavramları, yaratıcılık boyutu ile ele almayacak mıyız? Zihin felsefesine göre insan beyni, bedenden daha büyük ve daha fazladır. Bu ilk olarak Descartes tarafından ortaya atılmıştır. Zihin ve beden iki farklı maddedir dedi. ‘Descartes’n Yanılgısı’ diye bir kitap yazıldı. Beynimiz, kuantum alanında yankılanan bir kuantum alıcısı gibi çalışıyor. Maddeden bağımsız değiller. Kuantum alanında yankılanan, kuantum alıcılısılar. Dış güç, bilgi, zekâ, irade nedir ve kimdir? Bu soruyu soralım. Burada ayna nöronları görüyorsunuz. Yemek yemeyi taklit eden ayna nöronlar olduğu gibi, duyguları da taklit eden ayna nöronlar vardır. Karaciğer nasıl safra üretirse, beyinde ruh üretir diyorlardı. Diyalektik materyal anlayışına göre önce madde düşüncesi, sonra ise soyut düşünce ortaya çıkıyordu. Şimdi anlaşıldı ki önce madde yok, bilgi var. Bilgiden sonra ise matematik var. Evrende müthiş bir matematik var. O da yetmiyor enerji ve fizik var. Sonra, kimya ve madde var. Maddeden sonra, biyoloji ve canlı var. Müthiş bir düzen var. Bilgi olmadan, madde olmuyor.” dedi.

“Matematikle psikolojinin nikâhlamalıyız…”

Konuşmasının sonunda matematikle psikolojinin, psikiyatrinin işbirliğinin önemine dikkat çeken Tarhan, “Matematikle aklın nikâhı biliyorsunuz bilgisayarı doğurdu. Matematikle psikolojinin, psikiyatrinin nikâhı da hastalıkların teşhisini ortaya çıkaracak. Tedavi modalitelerini ortaya çıkaracak. İşimiz evet zor. Ama oturup matematik çalışacağız. Psikiyatri, psikoloji ile matematiği nikâhlayabilirsek normal insan ile normal olmayan insanı matematiksel olarak daha iyi anlayacağız.” Dedi.

 

Okunma : 820

ÜHA

 

Haberler

Foto Galeri