Sınav stresi ve kaygısının bulaşıcı olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, özellikle anne ve babaları uyarıyor. Anne ve babanın endişesinin bulaşıcı olduğunu ve çocuğa yansıdığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, konsantrasyon artırması amacıyla bu dönemde kullanılan bazı ilaçların çok ciddi zararları olduğuna dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 20 Haziran’da gerçekleştirilen LGS, bu hafta sonu gerçekleştirilecek YKS sınavları nedeniyle birçok ailede sınav kaygısı ve stresinin yaşandığını söyledi.
Bu dönemde hem gençlerin ve çocukların hem de ebeveynlerin sınav kaygısı ve stres yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şu anda birçok ailede benzer duygular yaşanıyor. LGS’ye 1 milyon 800 bin çocuk girdi. Hafta sonunda gerçekleşecek YKS’ye de 2,5 milyonun üzerinde aday girecek. Türkiye’nin neredeyse yarıya yakınını ilgilendiren bir konu. Bu döneme ilişkin geçmiş senelerde yapılan araştırmalar ve istatistikler var. Türkiye’de sınav dönemlerinde intihar olaylarında artış olabiliyor. Bu sadece bize özgü değil. Dünyada da sınavla ilgili böyle durumlar yaşanabiliyor. Bu durum, sınavda başarılı olup olmamanın öğrencinin hayatında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Bilinçsiz ilaç kullanımı zarar veriyor
Sınav döneminde bazı genç ve çocukların konsantrasyonu sağlamak için metamfetamin içeren ilaçlar kullandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Maalesef bu dönemde bilinçsiz kullanımlar olabiliyor. Maalesef diyoruz çünkü hiperaktivite sorunu, dikkat eksikliği sorunu olmayan çocuğa bu ilacı vermek doping demektir. Çünkü bu ilaçlar kimyasal silahtır. Yerinde ve zamanında kullanılıyorsa işe yarıyor. İlaç kişiyi o ilaca bağımlı hale getiriyor. O ilaç olmadan sınava giremiyor, ders çalışamıyor, konsantre olamıyor” dedi.
Birkaç soru için hayatını karartmayın
Bilinçsiz kullanılan her ilacın mutlaka yan etkisi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yan etkisi olmayan tek ilaç, alınmayan ilaçtır. Her ilacın vücutta mutlaka olumsuz etkisi var. Yerinde, zamanında, dozunda alınırsa yan etkisinden çok etkisi ön plana çıkıyor ve o risk faydalı olarak kabul ediliyor. İlaç hekim kontrolünde değil, anne baba tarafından birkaç soru fazla çözsün diye veriliyorsa çok zararlıdır. Çocuk sınavda birkaç soru fazla çözebilir ama orta ve uzun vadede çok büyük zarara uğrar. Çocuk bir süre sonra sınava giremez, ders çalışamaz hale geliyor. Çocuk bir süre sonra ilaç almam lazım zihnim almıyor demeye başlıyor. Bu bir nevi beyne rüşvet vermek gibidir. İlacı alınca dikkati artıyor. İlacı almadığı zaman öğrenme hızı, anlama, algılama hızı yavaşlıyor. Bu nedenle bu tür ilaçlar hekimler tarafından beynin ön bölgesinde dopamin eksikliği olan bireylere veriliyor” diye konuştu.
Bu ilaçlar gerçekten ihtiyaç varsa kullanılmalı
Bu ilaçların kullanımından önce beyinde dopamin eksikliği olup olmadığına ilişkin ölçümler yapıldığını, Amerika’da FDA’nın 2013 yılında bunu onayladığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyinde deta beta dalgaları oranı yüksek olan kişilerde dikkat eksikliği hiperaktivite konusunda biyolojik belirteç olarak gösterdi. Bu kişilerde kullanmayı tavsiye ediyor. Onun dışındakiler ancak hekim kontrolünde kullanabilir. Bu nedenle biz çocuğumuza akademik başarıyı hedeflerken, onun hayatında bir maddeye muhtaç şekilde yaşamasına izin vermeyelim. Yani akademik başarısını kimyasallara bağlamayalım. Bu çok önemli bir mesele” uyarısında bulundu.
İlaçların çok ciddi yan etkisi var
Metamfetamin, metilfenidat etken maddeli ilaçların kırmızı reçete ile satıldığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu ilaçları akademik başarı için kullanan çocuklarda şizofrenik tepkiler ortaya çıkabiliyor. Metilfenidat hekimlerin kullandığı ilaçtır. Yasal olan Metamfetamindir. Bunu araştırmak ayırt etmek gerekiyor. Metilfenidat daha kontrol edilebilir bir ilaç türüdür. Piyasada satılan, dozu ayarlanabilen gerekirse kan tahlili ile takibi yapılabilir. Mesela bazı kişileri zayıflatıyor. Bazı kişilerde kalp ritmini bozuyor. Onun için metilfenidat kullanan ilaçları kişinin belli aralıklarla EKG çektirmesi lazım. Troid bezini bozuyor ve guatr yapabiliyor” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, psikiyatrik vakaların artmasının sebeplerinden birisinin de bu kimyasalların çok kullanılması olduğunu kaydetti.
Anne ve babanın kaygısı, çocuğa bulaşıyor
Anne ve babanın kaygısının bulaşıcı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğu çabasının ve gayretinin desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Anne ve babanın endişesi yüksekse bu bulaşıcıdır, çocuğa da bulaşır. Anne-baba ‘Kazanmasan da olur’ dediği an çocukta sorumluluk duygusu var ise ‘Kazanmama ihtimalim de var’ diye düşünüyor. ‘Eyvah ben mahvoldum’ diye kaygılanır. Eğer sorumluluk duygusu az ise onda bazı negatif motivasyon gerekebilir. Tembelliğinin sonuçları ile yüzleştirmek gerekebilir. Ama bu sınav günü değil, daha önceden yapılmalıdır. Sınav heyecanı olan gençlere özellikle ‘Kazanamazsan ne olacak?’ demek yerine ‘Sen daha önce kaç defa sınava girdin. Hepsinde başarılı oldun. İyi notlar aldın ve gözlemliyoruz çalıştın. Biz senin yanındayız. İnşallah senin için hayırlısı ne ise o olsun’ deyip çocuğa kabullenici davranmak gerekir. Çabasını gayretini desteklemek gerekir.
Sınava yanlış anlamlar yüklenmemeli
Anne babada yüksek motivasyon var. ‘Sen kazanırsın, sen aslansın, sen kaplansın. Benim kahramanımsın’ denildiğinde çocuğa fazla yüksek motivasyon yüklendiği zaman da çocukta ‘Kazanamazsam annem babam mahvolacak, perişan olacaklar. Onları çok üzeceğim’ diyerek aşırı bir suçluluk duygusu geliştiriyor. Bu kez kaygı daha da artıyor. Bu nedenle anne baba sınava yanlış anlamlar yüklememeli. Sınav sanki çocuğun değerlilik ölçüsü gibi görülüyor. Hâlbuki sınav, insanın hayat yolunda ilerlerken önüne çıkan basamaklardan bir tanesidir. Başaramazsa bu basamağı daha sonra aşabilir. A planı olmadıysa B planı vardır. Bu şekilde alternatifli olarak çocuğa düşündürtmek gerekiyor. Sınav stresini aşmayı öğrenmek, kişinin bütün stresleri aşmayı öğrenmesinin anahtarıdır. Performans anksiyetesi deniyor buna. Kişinin performansı yüksek olduğu zaman böyle durumlarda kaygı da yükseliyor. Stres yönetimi yapabilen kişiler, başka engellerle karşılaştığı zaman stres altında soğukkanlı kalmayı başarabiliyor. Bunlar da bu yaşlarda öğreniliyor. Anne baba önce kendi streslerini kontrol etsin” tavsiyesinde bulundu.
Sınava girecek adaylar bu tavsiyelere kulak verin
İçinde sevgi olan bir disiplinin önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, öncelikle pandemi ile ilgili kaygıların alınan önlemler nedeniyle azalabileceğini belirterek “LGS sınavlarında gereken önlemler alındı. Sınav saatlerinde sokağa çıkma yasağı uygulandı. Aynı tedbirler YKS’de de olacak. Böyle durumlarda kamu otoritesine güvenmek lazım. Adayların maske takmaları, fiziksel mesafe kurallarına uymaları önemli” diye konuştu.
Sınav danışmanlarından destek alınmalı
Pandemi döneminin bir avantajının ders çalışmak için sınırsız bir zaman ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, önerilerini şöyle sıraladı:
“Gençler daha çok çalışabilecekleri bir zaman buldular. Büyük kısım bunu fırsat olarak değerlendirdi. Dikkatlerini toplamayı başardılar. Bu nedenle sınavdan bir gün önce kâğıt kalemi bırakmak önemli. Bir hafta içinde de zaten yeni konu öğrenilmez. Sadece pekiştirmeler yapılır, tekrarlamalar yapılır. Bunları yapsınlar. Muhakkak danışman hocalarından sınav danışmanlarından destek alsınlar. Sınava başlar, en zor soru gelir. Öğrencilerin en çok yaptığı hata budur. Birdenbire hiç bilmediği bir soru gelince ‘Eyvah ben yapamayacağım, bu çok zor bir sınav’ diye panik yaparsa bildiklerini de yapamaz hale gelir. Böyle durumlarda kişi önem ve öncelik belirleyecek. Takıldığı soruyu işaretlesin, hepsini bitirdikten sonra kalan zamanda o soruya geri dönsün. Sınavda önemli olan soğukkanlı kalma becerisidir. Sınavda soğukkanlı kalanlar, istediği sonuca ulaşır. Sınav kayık kullanmaya benzer. Panik yaparsanız devrilirsiniz. Soğukkanlı kürek çekerseniz sonucu alırsınız. Bunun öğrenilmesi gerekiyor.”
Adayların sonuç odaklı değil, süreç odaklı düşünmelerini de tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kaç puan alacağı kontrol edemeyeceği bir şeydir. Ama bunun olması için elinden gelen gayreti göstermek kontrol edebileceği bir şeydir. Gayret, çaba ve davranışlarımız bizim sorumluluğumuzdadır. Sonuç bizim sorumluluğumuzda değildir” dedi.
Anne ve babaların da çocuklarına güven vermelerini ve telkinde bulunmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ailelerin çocuğa ‘Sen elinden geleni yaptın, sonuç istediğin gibi olmayabilir. İnşallah istediğin gibi olur ama olmazsa da B planı yaparız’ şeklinde konuşması gerekir” dedi.
Okunma : 3985
ÜHA