Uluslararası Öncü Eğitimciler Derneği'nce her yıl Öğretmenler Haftasında düzenlenen Ulusal Öğretmenim Sempozyumu, "Açık ve Şeffaf Milli Eğitime Doğru Okul ve Öğretmen" teması ile bu yıl Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşti. 8’incisi gerçekleştirilen sempozyumla öğretmenlerin bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımlarının yanı sıra kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması hedeflendi.
Üsküdar Üniversitesi Çarşı Yerleşkede düzenlenen sempozyumun açılış konuşmalarını Öncü Eğitimciler Yönetim Kurulu Başkanı M. Cüneyt Ancın, Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş yaptı.
Önlem alınmazsa 50 yılda birçok kültür yok olacak
Prof.Dr. Nevzat Tarhan, teknolojiyle beraber değişen dünyada artık çocukları anne babalar yerine televizyon, internet, sosyal medya ve Hollywood kültürünün yetiştirdiğini belirterek “Milli eğitim politikalarında bunun tez ve antitezlerini gençlere öğretmek durumundayız. Gençlerin alternatifli düşünmesini sağlamak durumundayız. Yoksa önümüzdeki 50 yılda birçok kültür yok olacak ve birçok nesil kaybedilmiş olacak. Bunun sorumluluğu da bize ait olacak. Bu nedenle üniversite olarak motto kabul ettiğimiz dört ilkeyle hareket ediyoruz. Bunlar eleştirilebilirlik, çoğulculuk, özgürlük ve katılımcılık” diye konuştu.
Çocuğa özgür düşünce öğretilmeli
Okullarda ideoloji öğretilmesinin eleştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğa özgür düşünce öğretilmeli. Gençlere eleştirel düşünceyi mutlaka öğretmek durumundayız. Elinde gerçekler olan tartışmaktan korkmaz. 21. yüzyıl kanıt çağı her şeyi ispat edeceksiniz. Gerekçelerini ortaya attığınız teze insanlar daha kolay inanıyorlar ve kabul ediyorlar. İyi insan yetiştirmeye kim itiraz edebilir? Kimse itiraz edemez” dedi.
Pozitif Psikoloji eğitimi duygusal zekâyı %20 artırıyor
Eğitim politikalarında öncelikle iyi insan yetiştirmenin idealize edilmesi gerektiğine vurgu yapan Tarhan, Pozitif Psikoloji eğitiminin de önemine işaret ederek şunları söyledi:“İnsan yetiştirmenin de bilimsel metodolojisi belirlenmeli. Dünyada ilk kez 2009’da Pozitif Psikoloji Kongresi yapıldı. Bu toplumda duygusal zekâ olarak konuşuluyor. Baktığımızda bizdeki Mevlana’nın tasavvuf öğretisini almışlar, metodolojisini geliştirmişler, sistematize etmişler ve bize Pozitif Psikoloji diye tekrar anlatılıyor. Biz de üniversite olarak Pozitif Psikoloji dersini lisans ve yüksek lisans programlarımıza koyduk. Kendini tanıma, empati, özyönetim, stres yönetimi öfke kontrolü gibi konu belirledik ve bunu öğrettik. Ön test ve son test yaptık, dönem sonunda eğitim alan öğrencilerimize duygusal zekâ testleri yaptık, duygusal zekâlarının %20 arttığını tespit ettik. Biz küçük bir pilot çalışma ile olumlu sonuç aldığımıza göre biz iyi nesil yetiştirmek istiyorsak bunu kanıt çağında yaşadığımız için referans olarak kullanabiliriz.”
İyi insan olmayı idealize etmek gerekiyor!
Günümüzde bilimsel sağlamlık önemli diyen Tarhan;
“Bizim batıdan gelen ışığın kaynağını düzeltmemiz gerekiyor. Biz batıya alternatif bakış getirebiliriz. Şimdi onlar da iyi insan yetiştirme modelini araştırıyorlar. Bu teze tüm dünyanın ihtiyacı var. İyi insan olmayı idealize etmek gerekiyor. Bu çağın insanının erdemli olmaya inanması için ikna olması lazım. İkna olmazsa uygulamıyor. Bu nedenle bizim kendi kültürümüzü kendi doğrularımızı gerekçeleriyle beraber anlatmamız gerekiyor. İyi insan yetiştirmek demek aslında iyi birer anne ve baba yetiştirmek demek ama bunu gençlere ego ideali olarak vermek önemli”
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Turan, "Yeni Bir Medeniyet Teorisi Işığında Okulu Yeniden Kurmak" başlıklı konuşmasıyla öğretmenlere hitap etti.
Sempozyumun çağrılı konuşmacılarından biri olan Tekden Eğitim Kurumları’nın ve TÜZDEV'in kurucusu Op. Dr. Kemal Tekden de "Bilgelik Eğitimi" başlığıyla bir konuşma yaptı. Özellikle üstün yetenekli çocukların eğitiminde zekâyla beraber tevazu kavramının da iyi verilmesi gerektiğine işaret eden Tekden, çocukların önce yeteneklerinin belirlenmesi sonra ilgi alanlarına uygun eğitim verilmesi gerektiğini vurguladı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen “Açık ve Şeffaf Milli Eğitim Sistemi” başlıklı panele ise Prof. Dr. Ömer Çaha, Prof. Dr. Aydın Topaloğlu ve Prof. Dr. Adem Çaylak katıldı.
“Öğretmen ve eğitimcilerin mesleki, kişisel ve sosyal gelişimini sağlayacak imkân ve ortamları oluşturmak ve desteklemek, yeni eğitimcilerin daha nitelikli olması için çalışmak” amacıyla bu yıl sekizinci defa düzenlenen Öğretmenim Sempozyumu 12 oturumdan oluştu.
Altı ayrı atölye uygulamasının yanı sıra 32 sözlü sunum ve yedi poster bildirinin sunulduğu ve katılımcıların da müzakere edebildikleri bir ortamda gerçekleştirilen VIII. Ulusal Öğretmenim Sempozyumu ile öğretmenlerin bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımlarının yanında kişisel gelişimlerine de katkı sağlaması hedeflendi.
Okunma : 5117
ÜHA