Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü- Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Akansel Eğitim Danışmanlık Firmasının düzenlediği “Zirve Psikoloji İstanbul” programına konuk oldu. Tarhan, “Değişen Dünya ve Değişen Terapiler” konulu konferans verdi.
Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesinde gerçekleştirilen oturuma psikolog, klinik psikologlar ve psikoloji öğrencileri yoğun ilgi gösterdi.
“Birçok psikolojik hastalık eskiye göre artmış durumda”
Prof. Dr. Tarhan, dünyadaki hızlı değişime dikkat çekerek insanın biyolojik doğasına uygun olmayan sosyal ve ekonomik nedenlere değindi. Tarhan, “Büyük ev küçük aile, sayısız ilişki sıfır sevgi, daha büyük televizyon daha az kitap, daha çok insan daha az insanlık, pahalı saatler hiç vakit yok. Bu durum psikologların işini arttırıyor. Hareketlilikle beraber psikolojik beklentilerin yüksek olması insanda hızlı bir yaşam sorunu ortaya çıkarıyor. Hızlı yaşantıyla beraber zaman yönetimi yapamayan insanlar böyle durumlarda çok rahatlıkla dramatize olabiliyorlar ve buna bağlı birçok psikolojik hastalık eskiye göre artmış durumda” şeklinde konuştu.
“Bilimi en iyi çözüm aracı olarak kullanıyoruz”
Tarhan, insanın sosyal bir varlık olduğuna ifade ederek insanın çıkarı peşinde koştuğu ve toplumlarda çıkarı peşinde koşan insanların kutsallık oluşturduğunu belirtti. Tarhan, “Bu kutsallık modernizmin ideolojisi oldu. Bu ideolojinin kötü sonuçlarını görüyoruz. Bunun sonucunda çözüm arayışı içerisinde bilimi en iyi çözüm aracı olarak kullanıyoruz” dedi.
“Tek tedavi sanki ilaçmış gibi bir indirgecilik ortaya çıktı”
Tarhan psikoterapinin gelişimi ile ilgili önemli paylaşımlarda bulundu. Tarhan, “Psikoterapinin gelişimine baktığımız zaman, psikoterapinin gelişiminde bir Kartezyen dönem var. Bu Kartezyen dönemin etkisiyle 1980’lerde psikiyatrik hastalarda tek tedavi sanki ilaçmış gibi bir indirgecilik ortaya çıktı. Bu psikoterapileri ikinci plana atan bir yaklaşım bu değişim terapi tekniklerine etki ederek kanıta dayalı terapinin yeni ufkunu ortaya çıkardı” şeklinde konuştu.
“Geleceğin terapi tekniği pozitif psikoterapi olacak”
Psikoterapi alanında kullanılan tedavi yöntemlerine değinen Tarhan, gelecekte uygulanacak tedavi yöntemleri ile ilgili öngörüde bulundu. Tarhan, “Kişi duygularını yönetemediği için hasta oluyor. Kişinin negatif düşünceler ile uğraşmayıp, negatif düşünceleri düzeltecek pozitif yorumlar yapmayı öğretmek pozitif psikoterapidir. Bu çok daha hızlı sonuç alıyor ama ileri vakalarda fayda etmiyor. Başlangıç vakalarda etkilidir. Onun için geleceğin terapi tekniği dördüncü dalga pozitif psikoterapi olacak” ifadelerini kullandı.
“Terapistin başkalarının özeline, özrüne ve kutsalına karışmaması gerekiyor”
Terapistlerin hastalarıyla ancak güven ilişkisi kurarlarsa terapi yapabileceklerini vurgulayan Tarhan, hastanın terapistine inanırsa ondaki bilgi setini alabileceğini ifade etti. Tarhan, “Kanıta dayalı tedavi yapmamız gerekiyor. Klinik yargı, bilimsel kanıtlar bulmak hastanın değerlerine ve tercihlerine saygı duymak gerekiyor. Yani hastanın kültürüne, inanç sistemine, değerlerine saygı duymakta kanıttır. Hastanın kültürünü, inanışını değiştirmek gibi terapistin sorumluluğu yoktur. Kılığına kıyafetine, yediğine içtiğine karışırsanız güven ilişkisi bozuluyor. Terapistin başkalarının özeline, özrüne ve kutsalına karışmaması gerekiyor” dedi.
“Terapistlik hastayla birlikte yürümektir”
Tarhan, genç psikiyatri öğrencilerine ve meslektaşlarına nasihatlerde bulundu. Tarhan, “Güven oluşturabilmek için kişinin ilk önce olumlu yönleriyle bağlantı kuracaksınız, ondan sonra olumsuz yönlerini değiştireceksiniz. Terapistlik, hastayı karşımıza alıp buyurgan bir şekilde eğitmek değil, onunla birlikte yürümektir. Onun için kendi egomuzu düzeltmeden terapist olamayız. Terapist olmak ve dünyayı değiştirmek istiyorsak kendimizden başlayacağız. İyi bir insan olamayan, iyi bir psikolog olamaz. Muharebeyi kazanıp savaşı kaybetmemek gerekiyor” şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından katılımcılar, Prof. Dr. Tarhan ile fotoğraf çekme ve sohbet etme imkânı da buldu.
Okunma : 4924
ÜHA