Prof. Dr. Nevzat Tarhan : “İnternet nefis, ego tatmini için değil dava için kullanılmalı”

Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen, moderatörlüğünü Proje Koordinatörü Nurullah Yusuf Ergür’ün yaptığı programa proje yürütücüleri fiziksel ve online olarak katılım sağladı.   

Nurullah Yusuf Ergür: “Projemiz yüz üzerinden doksan sekiz puan alarak başarılı olarak kabul aldı”

Projenin amacı ve gelişim sürecinden bahseden Proje Koordinatörü Nurullah Yusuf Ergür; “Tanışma programı diyorum çünkü proje faaliyetlerimizi aylar önce başlatsak da bizim ilk yüz yüze faaliyetimiz olacak. Pandemi şartlarında bütün projelerimizi 2020 yılında çevrimiçi olarak tasarlamıştık. Ev sahipliği için Üsküdar Üniversitesine teşekkür ediyorum. Projemiz 100 üzerinden 98 puan ile başarılı kabul aldı. Başvuru kategorimiz kişisel gelişim ve kişiler arası iletişim becerilerini arttırmaya yönelik projelerdi.” şeklinde konuştu.

Nebiye Yaşar: “Üç yüz koordinatörden en genç olanı bu projenin içerisinde”

Proje Danışmanı ve aynı zamanda ‘Proje Kültürü ve Girişimcilik’ dersi eğitmeni Dr. Nebiye Yaşar hayata geçirdikleri bu üç projede özellikle gençleri ön plana aldığından bahsetti. Yaşar; “2020 yılında Gençlik Bakanlığına üç tane projemiz gitti ve üçü de geçti. Bir tanesi tedavisel beyin haritalama ve hiç projesi yoktu. İlk projesini kazandırdık ve oldukça yüksek bir puan aldı. ‘Desteğim Seninle’ projesiydi ve bu proje Darülaceze ile beraber yürütüldü. Bakanlık tarafından örnek proje seçildi. Aralık ayında bu projeyi Nevzat hocamızla birlikte hepimiz Cumhurbaşkanımıza anlatacağız. İkinci projemiz Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi derneğinin projesi ki benim için çok önemli çünkü merkezin ilk bakanlık projesi hatta şunu söylemek isterim, Gençlik Bakanlığına altı bin proje gönderiliyor üç yüz tane projeye geçit verildi. Bu projenin içerisinde daha gurur verici olan bir şey, proje çok yüksek bir puan aldı ama üç yüz koordinatörden en genç olanı bu projenin içerisinde, Yusuf. Bu benim için çok daha kıymetli. Diğer projemizde hocamızın yine başkan olduğu ‘Haydi Tut Elimi’ derneğindeki “Okuyan Üniversite Okuyan Lise” projemiz. Bu projenin içinde ulusal ve uluslararası harika gençlerle bir arada olduk. Ben tanımaktan ve tanışmaktan çok mutlu oldum.” dedi.

Ersan Ergür: “Kabul görmesinde en büyük etken ismi”

Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin amaçlarına ve projenin isminin çok büyük bir etken olduğuna değinen Merkez Başkan Yardımcısı Ersan Ergür; “Projemizin kabul görmesinde en büyük etkenin isminin olduğunu belirtmek isterim. Projemizin ismini Prof. Dr. Nevzat Tarhan hocamız bizzat koydu. Daire başkanıyla yaptığımız görüşmede, biz projenin ismini gördüğümüz anda o projenin içerisinin dolu olacağını tahmin ettik. Okuyunca da bu fikrimizde yanlış düşünmediğimizi anlamış olduk demişlerdi.” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Hiç kimse dijital dönüşüme itiraz edemiyor”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da katılım sağladığı programda Tarhan, medeniyet coğrafyasında birlik isteniyorsa internetin doğru bir şekilde kullanılması gerektiğinden bahsetti. Tarhan; “Hariri, küresel diktatörlüğe doğru gidiyoruz, artık son özgür nesiliz. Dijital platformlarla bütün dünyaya hükmedecekler. Dijital tekel oluşuyor diye itiraz etti. Orada ‘Yeni Tanrı yapay zekâ’ diyorlar ve o gün atılan manşetler beyinlerimiz hacklenebilir idi. Amaçları aynı Titanic gibi bütün dünyaya hakimiyet kurmadan dijital dönüşümü kullanacak, tekel oluşturacaklarmış fakat kader oyunu bozdu. Covid çıktı. Covid çıkınca internete karşı olan kişiler, toplumlar bile şimdi bütün dünyada zorunlu dijitalleşme oldu. Ben insanlara hakikati, doğruları sosyal medyaya anlatın diyordum. Oraya gidince biz bozuluruz, dindar bilinen kişiler böyle diyorlardı. Bu bir savaştır, mücadeledir. Sen niyetini bozmazsan niye bozulasın ki? Niyetini bozma. Kalbini bozmazsan Allah yardım eder. Bu şekilde söylemeye çalışıyordum. Sesim cılız kalıyordu ama şu anda hiç kimse dijital dönüşüme itiraz edemiyor. Medeniyet coğrafyasında birlik istiyorsak interneti nefis tatmini için değil, egolarını sergilemek için değil, kendilerini teşhir için değil, yediği yemekleri şunu bunu paylaşmak için değil davalarını anlatmak için kullansınlar. Davalarının aracı yapsınlar.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Medeniyetin öznesi olamıyor, nesnesi oluyor”

Yenilikçilik ve girişimciliğin son üç beş senedir resmi bir politika olarak söylenmesine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “15 Temmuz’da en büyük hata onun arkasına kapılan kişilerin onu masum imam gibi görüp, her hareketinde hikmet vardır diye düşünmesidir. Bizde şu anda da o hastalık var. Aklın süzgecinden geçirmeden yanlış kişilerin arkasından gidiliyor. Hâlbuki biz bundan mesulüz. Böyle bir dönemdeyiz. Yeniliğe kapalı olan bir kimse sadece medeniyetin öznesi olamıyor, nesnesi oluyor. Onlar üretiyor sen kullanıyorsun. Tüketici oluyorsun, pazar oluyorsun. Hâlbuki bizim pazar değil, lider olmamız lazım. Yönetilen değil yöneten, hükmeden olmamız lazım. Zihnimizde sadece fen bilimleriyle uğraşan kimse değil Türkiye’nin, Dünyanın, İslam Dünyasının din bilimleri ve felsefeyi de birlikte ele alacak bir zihinsel dönüşüme ihtiyacı var. Bunun için bu ‘Medeniyet Coğrafyamıza Gelecek İçin Birlik’ derken aslında bizim medeniyetimizin asıl köküne dönmek esas var.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Tek literatür batı literatürü değil”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan şöyle devam etti; “Tarihten ders alacağız. Genç arkadaşlarım emin olun tek literatür batı literatürü değil. Kendi kültürümüzü, kendi değerlerimizi, kendi kaynaklarımızı görebilmek ve bu coğrafya sadece Osmanlı’nın coğrafyası değil, sadece Türkiye’nin değil. Büyük bir coğrafya. Düşünün Orta Asya, Çin her tarafta Müslüman var. Batıda da aynı şekildedir. Bütün bu coğrafyadaki bir birlik. Bizim medeniyet coğrafyamız. Bu medeniyet aslında sevgi medeniyetidir. Sömürgecilik yapmamıştır. Sömürgecilik bakanlığı kurmamıştır ama İngilizler, Fransızlar hepsinin sömürgecilik bakanlığı vardır. Osmanlı’da öyle bir bakanlık yoktur. Onun için bu coğrafya bizim ortak ve farklı yönlerimiz var. Benzemeyen yönlerimiz var. Yaşam felsefesi olarak olabilir, mezhep, bakış açısından olabilir, amel açısından olabilir fakat o kadar ortak yönümüz var ki seksen, doksan tane ortak yönümüz var. On, yirmi tane aykırı yönümüz var. Aykırı yönüne odaklandıran fitnedir.” ifadelerini kullandı.

‘Proje Kültürü ve Girişimcilik’ dersini tamamlayan kimi öğrenciler ders için hazırladıkları proje taslaklarını da programda sunma fırsatı buldu. 

Çiğdem Özden: “Biz farklılıklarımızla güzeliz”

Yolunu kaybetmiş güzel gönüllere dokunmak istediğinden bahseden Çiğdem Özden; “Barış ortamında İslam’ın ışığında dizayn edilen yaşama sahiplik edilmiş farklı din, dil, ırkta insanların torunlarıyız belki. Biz farklılıklarımızla güzeliz. Herkesin inancının kendine ait olduğunu bilirken, hesap gününün tek sahibi olduğunu bilen bir milletiz. Bu hakikati nesilden nesile aktarmak boynumuzun borcudur. Allah bize içine zerre kadar dahi riya, gösteriş bulaştırmadan nice hizmetlerde gizli kahramanlar olabilmeyi nasip etsin. Kızlarım için ve elbette tüm evlatlarımız için güzel bir gelecek istiyorum. Bunun için vakti zamanı geldiğinde ‘Hayata Değer Katanlar Derneği’ ile yalnız, yolunu kaybetmiş güzel gönüllere dokunmak istiyorum. Modernizmin aşılamaya çalıştığı bencillikten uzak bu ülkeye ve hatta bu dünya için canla başla çalışan nice kahramanlar olduğunu naçizane bir kez daha hatırlatmak istiyorum.” şeklinde konuştu.

Hakan Şimşek: “Bütün ekibe de şükranlarımı sunuyorum”

Programa çevrimiçi katılım sağlayan Hakan Şimşek ise; “Aslında bugün başından beri yanınızda olmayı planlamıştım. Sizlerle can cana, candan cana bir sunum yapmak, candan cana görüşmek istemiştim fakat elimizde olmayan nedenlerle maalesef online sunum imkânına sahip olduk. Bu yüzden bu altyapıyı bize sağlayan, teknik imkânı sağlayan başta koordinatörümüz Yusuf Ergün Bey olmak üzere bütün ekibe de şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Etkinlik, sertifika takdim töreni ve hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından son erdi.

Okunma : 2505

ÜHA