Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği programa konuk oldu. Tarhan; “Eğitimde Yeni Doğrular ve 21.Yüzyıl Becerileri” konusuna dair eğitimcilere önemli değerlendirmelerde bulundu. Yenilikçilik ve girişimciliğin zihinde başladığını dile getiren Tarhan; bu kavramların yaşayarak öğrenildiğini vurguladı.
“Zincirin en zayıf yeri en güçlü halkasıdır”
Pandeminin hızlandığı bir krizin içinde olduğumuzu belirten Tarhan; “Bir kriz vardı, dünya medeniyet krizi yaşıyordu. Medeniyet krizini pandemi hızlandırıyor. Krizlerin bir özelliği vardır. Krizleri zincir gibi düşünün. Zincir gerildiği zaman en çok kopma, en zayıf yerden olur. Zincirin en zayıf yeri en güçlü halkasıdır. Hep güçlü, en güçlü yeri orasıdır. Oraya kadar dayanır. Aile bozuksa aileden kopma olur, sosyal doku bozuksa kopma oradan olur, ekonomi bozuksa oradan olur, eğitim sistemi bozuksa oradan olur. Yani nerden zayıf ise oradan kırılmalar yaşanır. Bu çerçevede baktığımız zaman bu kırılmalar, kopmalar bizde ve dünyada nasıl olacak? Mesela batı dünyasında özgürlük daha ön planda, doğuda ise korku kültürü. Çin’de mesela kimse sokağa çıkmıyor. Çin kültürü müthiş bir korku kültürüdür, itaat kültürüdür. Biz batı özgürlük kültürüyüz, geçiş kültürüyüz aslında. Böyle bir durumda biz nasıl etkileniyoruz? Biz Anadolu olarak bilgiç dünyanın genetik havuzu gibiyiz.” diye konuştu.
“Hayatta sadece mantıksal zekâ yetmiyor”
Eğitimdeki yeni doğrulardan birincisinin 21. yüzyıl becerileri olduğunu dile getiren Tarhan; “Çocuğa sosyal ve duygusal becerileri öğretmezsek, çocuk bu çağı yakalayamaz. Onun için hayatta sadece mantıksal zekâ yetmiyor. Duygusal zekâ, sosyal zekâ da gerekiyor. Yoksa bilgisayarın karşısında tek ilgi alanı olan matematiksel zekâsı gelişiyor o kadar. Sosyal, duygusal, duyusal hiçbir zekâsı gelişmiyor. Diğer önemli 21.yüzyıl becerisi konnetktivizm yani bağlantısallık. İnternet ilk bulunduğu zaman Bill Gates diyor ki, ‘Çok pahalı bir oyuncak.’ Ulaşılabilirlik internetten sonra önemli oldu diye kitap yazdı ama kaçırdığı interneti yani ulaşılabilirliği göremedi. En zeki insanlar bile göremiyor. Bağlantısallık çok önemli. En iyi bilgisayarı üretiyorum yeter gibi ama değil.” ifadelerinde bulundu.
“Girişimcilik, yenilikçilik yaşayarak öğreniliyor”
Beyin temelli öğrenmeden söz eden Tarhan; “İnsan beyninin öğrenmeyle ilgili alanlarını harekete geçirmek için duyguları harekete geçirmek gerekiyor, düşünce yetmiyor. Duygular harekete geçerse düşünce duyguyla birleşiyor, duygu inanış haline geliyor. Tekrarlarsa alışkanlık haline geliyor. 6 ay tekrarlarsa kişilik haline geliyor. Onun için muhakkak tek başına düşünce yetmiyor. Nörobilimin bize sunduğu öğreti bu. Diğeri de yenilikçilik, girişimcilik. Bu da hep söyleniyor. Fakat yenilikçilik ve girişimcilik zihinden başlıyor. Zihinler yeniliğe kapalı olduktan sonra istediğin kadar yenilik yap. PR ile yenilikçilik öğrenilmiyor, girişimcilik öğrenilmiyor. Girişimcilik, yenilikçilik yaşayarak öğreniliyor. Bu da proje okullarında olur. Bazı otoriter, otokrat yönetim meraklılarının söylediği bir söz vardır, ‘Demokrasi bize lüks, önce eğitim sonra demokrasi’ derler. Demokrasi eğitimi, demokrasi kültürü eğitimi zaten okullarda alınmaz, yaşanarak alınır. Bu eğitim, özgür düşüncenin olduğu yerde olur. Serbest fikir piyasasının olduğu yerde olur.” dedi.
“Batı dünyası dozunu kaçırdığı için özgürlüğü sorumsuzluk zannetmeye başladı”
“Batı dünyası özgürlüğün dozunu kaçırıyor” diyen Tarhan şöyle devam etti:
“Batı dünyası dozunu kaçırdığı için özgürlüğü sorumsuzluk zannetmeye başladı. Bunun sonucunda da insandaki yaratıcı faaliyetin ortaya çıkması için insanın bencil olması lazım, sınırsız özgür olması lazım, sınırsız çıkarcı olması lazım. Vahşi kapitalizme ebelik yapan varoluşçu felsefe oldu. Bu felsefenin sonucunda da ateist hümanizmi oldu, deist hümanizmi oldu, nehist hümanizmi oldu ve bütün değerler terk edildi. Hiçbir otoriteyi tanımayan insan tipleri üremeye başladı. Bir diğer konu da zihinsel esneklik. Bunlar hep birbirini tamamlıyor. Objektivizm yani adalet ihtiyacı var. Adalet, denge ve ölçüdür. Bir karıncanın yolunu değiştirmek haksız yere adaletsizliktir, zülümdür. Bu hakkaniyet doktrini diye geçiyor. Özetle her şeye hak ettiği kadarını vermek ne bir eksik ne bir fazla.”
Okunma : 2177
ÜHA