Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Pozitif Psikoloji Enstitüsünün düzenlediği I. Pozitif Psikoloji Sempozyumuna katıldı. Pozitif Psikoloji alanında önemli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı programda Tarhan, ‘Pozitif İlişkilerin İnşası’ konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyadaki bütün kötülüklerin kapısını empati yoksunluğunun açacağına dikkat çeken Tarhan, empati yoksunluğunun bu asrın en önemli kötücülük virüsü olduğunu kaydetti.
“Ahlak duygusu gelişmemiş bir kimse adaletli olamıyor”
Moderatörlüğünü Psikolojik Danışman Büşra Polat’ın gerçekleştirdiği sempozyumda adalet kavramının kişi ve toplum üzerindeki önemini dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Adalet, aileden başlıyor. Anne ve baba, adaleti oluşturamıyorsa o ailede huzur olmaz. Adalet olmayan şirkette, adalet olmayan toplumda huzur olmaz. Küresel adalet olmadan, küresel barış olmaz. Küresel barış istiyorsak eğer kimse birbirini ötelemeyecek ve adaletsizlik yapmayacak. Adaleti, temel değer olarak kabul edeceğiz. Aileyi aile yapan temel değerlerden birisi hakkaniyete uygun ilişkilerdir. Eşitlik demiyorum yalnız ‘adalet’ diyorum. İkisi farklıdır. Her çocuğa eşit davranılmaz. Eşitlikte boyuna, kilosuna, her şeyine göre farklı davranılır. Ama adalette öyle değildir. Adalet her şeyi hakkıyla verebilmektir. Dozunu ayarlar ne bir eksik ne de bir fazladır. Bir çocuğa bir ekmek, diğerine iki ekmek veriyorsan bunu gerekçeleriyle birlikte anlatman lazım. Adalet, aile içerisindeki huzurda, yakın ilişkilerde ve yaşantılarda en önemli değerdir. Adaletin olduğu yerde güven oluşur. Bir toplumdaki adaleti kanunlar belirliyor. Toplumdaki sosyal ilişkileri, sosyal adalet belirliyor. İş dünyasında ahlak duygusu belirliyor. Mesela ahlak duygusu gelişmemiş bir kimse adaletli olamıyor. Çünkü onun için kamu vicdanı gibi bireysel vicdanda ahlak ve menfaat paylaşımında çok önemli. Bunun üzerinde çalışılmalı. Çalışıldığı takdirde aile içerisinde pozitif bir yol bulunabilir.” dedi.
“Yalnızlığı gidermek en çok kadını mutlu eder”
Kadın erkek ilişkilerinde pozitif ilişkinin sağlanabilmesi için önerilerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Sağlıklı ilişki, pozitif ilişki inşa etmek için ‘Eve gelip neden televizyonu açtın? Neden böyle yapıyorsun?’ demek yerine hoşuna gitmese bile onun ilgi alanlarına girip onun üzerine ilişki kurup, orada yanlışı, doğruyu konuşmak gerekir. Mesela yakından kaçınan kişiler için bu çok önemli bir fırsattır. Yalnızlığı gidermek en çok kadını mutlu eder. Erkekte ise en önemlisi kendisine değer verildiğini hissetmesidir. Böyle olursa erkek eşiyle daha kolay irtibat kurar. Bir kadın başkasının yanında eşini eleştiriyorsa, erkeği kendinden uzaklaştırır. Başkalarının yanında eşinin iyi tarafları üzerinde durursa bu, erkeğin aileye karşı aidiyet duygusunu artırır. Erkek de aynı şekilde başkalarının yanında eşinin iyi taraflarını gösterip mesela ‘benim hanım çok güzel yemek yapıyor’ dediği zaman birbirlerine karşı bağlılık duygusunu arttırırlar. Bu şekilde iki tarafta pozitif pekiştirme yöntemini kullanmaya başlar.” şeklinde konuştu.
“Yakın ilişki ve yaşantılarda bağlılığı sağlayan 5S kuralıdır”
Sağlam bir ilişkinin temeli için gerekli adımları 5S Kuralı üzerinden açıklayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “İyi, şeffaf, dürüst bir ilişki kurmak çok önemli. Eğer açık, şeffaf, dürüst bir ilişki varsa karşı tarafta güven krizi oluşmuyor. Bu şekilde inşa edilemediğinde ise ilişkide çatışma çıkıyor. Evlilik törenlerinde bana soruyorlar ‘bu gençlere tavsiyeleriniz nedir?’ diye. Benim söylediğim 5S kuralı var. Yakın ilişki ve yaşantılarda bağlılığı sağlayan 5S kuralıdır. Evlilikte sağlıklı bir ilişki inşa etmek için 5S kuralını uygularsanız birçok krizin çıkmasını engellersiniz. 5S kuralından birincisi sevgi temelidir. Yani hiçbir zaman sevginizi ifade etmeyi unutmayacaksınız. Sevgi temel olarak olması gereken bir duygudur. İkinci S ise saygı. Sevgi tek başına yetmez. Sevgi su gibiyse saygı çanak gibidir. Sevginin sınırlarını belirler. Karşı tarafın özeline karışmaz ama kontrolsüz de bırakmaz. 5S kuralının üçüncüsü ise sabırdır. Hepimiz insanız, zaman zaman hata yapabiliriz. Hata yaptığımızda onun düzelmesi için zamana ihtiyacımız vardır. Bazı şeylerin olgunlaşması için zamana ihtiyaç var. Yakın ilişkilerdeki yaşantıların, en büyük düşmanlarından birisi acelecilik, sabırsızlıktır. İlişkilere bakıyorsunuz herkesin mizacı, sorun çözme stili aynı değil. Bu yüzden çatışmaların sebeplerinden birisi genellikle acelecilik, sabırsızlık oluyor. Tahammüllü sabırlı olabilmek, dayanıklılık eğitimi, psikolojik sağlamlık diye kullanıyoruz biz bunu. Dördüncü S ise sadakat. Sadakatin iki anlamı var. Biri bağlılık, diğeri de Arapçadaki ‘sıdk’ kökünden geliyor. Sıdk, doğruluk demektir. Güvenli ve sadakatli bir ilişkinin olabilmesi için önce doğruluk olacak. Yalan söylemeyeceksin. Sonra da güvenli bağlanmayı başaracaksın. Güvenli bağlanma ve doğruluk ikisi bir aradadır. Ama yalanın olduğu yerde güvenli bağlılık mümkün değildir. Beşinci S ise samimiyet. Açık, şeffaf ilişki ve içtenlik.” ifadelerini kullandı.
“Empati yoksunluğu bu asırdaki en önemli kötücülük virüsüdür”
Kişinin bireysel yönetimini sağladığı takdirde birçok noktada lider olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Pozitif psikoterapilerde, pozitif psikolojide de en önemli şey ön bilinç. İkincisi ise öz yönetimdir. Kendi kendinin lideri olamayan bir kimse bir ailenin lideri, sınıfın lideri, bir şirketin lideri olamaz. Kişi bunlar için ilk önce kendi kendinin lideri olacak. Arzu ve dürtülerinde tarafsız olacak. Tarafsız olması bunun için çok önemlidir. Daha sonra kendini yönetecek. Pozitif psikoterapilerde, pozitif psikolojide en önemli üçüncü şey ise empati yapabilmektir. Şu anda dünyadaki bütün kötülükleri buraya doldursanız emin olun kapısını empati yoksunluğu açar. Hatta bu Ukrayna çatışmasının bile arkasında empatisizlik var. Emin olun empati yoksunluğu bu asırdaki en önemli kötücülük virüsüdür. Empatiyi düzelten çalışmalardan da en iyisi iş birliği kurma çalışmalarıdır.” dedi.
“İnatçı kişilerle ilişki kurmanın yöntemi sen dili yerine ben dilini kullanmaktır”
İnatçılığın arkasında yatan sebeplere dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “İnatçı kişilik, iş birliğinin en kötü düşmanıdır. İnatçılığın arkasında ise ego şişkinliği, narsisizm vardır. ‘Ben her şeyi biliyorum, ben değişmem onlar değişsin’ der arkadan. Narsistik kişilerde ego yüksektir. Ego yüksek olduğu için de kendini üstün görür. Hak duygusu, çıkarı kendine yöneliktir. ‘Herkes bana uymalı’ diye düşünür. Empati yapamaz. Negatif üzerine ilişki kurarsak onun egosunu savunma içine iteriz. İnatçı kişilerle ilişki kurmanın yöntemi sen dili yerine ben dilini kullanmaktır. Egoizmin kutsallaştığı bir çağdayız. Ben merkezcilik bu kadar kutsallaştığı için bu çağdaki en önemli şey ben merkezciliği olan bir kişiyle nasıl ilişki kurabileceğimizdir. Eğer o kişiyi düzeltmeye çalışırsanız iki tarafta yıpranır. O yüzden bu kişilerle kazan kazan ilişkisi kurulmalıdır. Biz buna ‘ilişkilerde altın orta nokta kuralı’ diyoruz. Bir adım biri atacak, bir adım biri atacak ve orta noktada buluşulacak. İşte o noktada buluşulduğu zaman kişilerde iş birliği becerisi kazanılıyor.” ifadelerini kullandı.
Okunma : 2382
ÜHA