Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından düzenlenen çevrimiçi etkinliğe katılım sağladı. ‘Değişen Dünya Değişen Gençlik’ başlığında konuşmasını gerçekleştiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, değişen dünyanın ilk bedelini gençlerin ödediğini belirterek bir kimsenin kendini gerçekleştirirken ideallerini iyi belirlemesi gerektiğinin altını çizdi. Etkinlikte gençlere gelecekle ilgili tavsiyelerde bulunan Tarhan; “Stratejik hedefin merkezine neyi koyarsanız geleceğiniz ona göre şekillenecektir.” dedi.
Öğrencilerin ve akademik kadronun yoğun ilgi gösterdiği etkinliğin moderatörlüğünü Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Ali Murat Alparslan gerçekleştirdi.
“Değişen dünyanın ilk bedelini gençler ödüyor”
Büyük veriyi yönetenin dünyayı yönetebilecek durumda olduğuna vurgu yapan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilimde bir evrimin gerçekleştiğini belirtti. Tarhan; “Büyük veri demek aslında bilimde evrim gerçekleştiriyor demektir. Bu durumda bilim çok hızlı bir şekilde gelişiyor ve değişiyor. Hız çağında yaşıyoruz ve hızla birlikte haz çağını da yaşıyoruz. Böyle bir durumda etkilenme o kadar hızlı oluyor ki… Her şey hızlı bir şekilde değiştiği için gençlerimiz bu hız konusunda en çok etkilenenler oluyor. Biz bu pandemide ileri yaştaki kimselerin en çok mağdur olanlar olacaklarını bekliyorduk. Onları korumaya çalışmakla ilgili kısıtlamalar, politikalar yaptı bakanlık. Sadece Türkiye değil bütün dünyada yapıldı ama şu anda gördük ki biz hastanede ergenlik dönemindeki olay ve problemlerle uğraşan, artık on yedi yaş ve altı gençler hastaneye yatacak derecede ileri hasta olmaya başladılar. Burada değişen dünyanın ilk bedelini gençler ödüyor. Ergenlik döneminde ödüyorlar. Bu bir gerçek, bunu bilmek lazım.” ifadelerini kullandı.
“Kökleri geçmişten olacak, geleceği inşa edecek”
Geleneklerimizin özünü korumamız gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, reforma değil renovasyona ihtiyaç olduğunun altını çizdi. Tarhan; “Reforma ihtiyaç yok çünkü doğrularımız zaten doğru. İnanç yönünden sorunumuz yok ama onun dışındaki konularla ilgili çok ciddi şekilde yeniden değerlendirilmeye, yenilemeye ihtiyaç var. Yeni gelene ihtiyaç var. Gelenekten geleceğe gidip bu zamanın şartlarına bakılmalıdır. Hz. Ali’nin bir sözü var; ‘Çocuklarınızı sizin yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin.’ diyor. Biz şu anda çocuklarımızı kendi yaşadığımız çağa göre değil geçmiş çağa göre yetiştirmeye çalışıyoruz. Tam tersi, öbür ucundayız. Gelecekte onların yaşayacağı çağa göre yetiştirmek gerekiyor. İşte gençler bu ezberi bozuyor. Yeni bir şekilde kültürümüzün ana çizgilerini koruyarak bazı şeyleri inşa etmeye ihtiyaç var. Yenilikçi, girişimci, atak ama ego ideali olan yani kendi kökleri geçmişten olacak, geleceği inşa edecek. Z kuşağı bu şekilde bir gençlik olacak.” şeklinde konuştu.
“Gençlere iyi örnek olmalı ve iyi hedefler belirlemeliyiz”
Sosyal medyanın etki ajanlarının gençleri gönüllü emperyalizmin etkisi altına aldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençlerin kendilerini korumaları gerektiğinin altını çizdi. Tarhan; “Gençlere iyi örnek olmalı ve iyi hedefler belirlemeliyiz. Şu anda sosyal medyada etki ajanları var. O etki ajanlarıyla sosyal medya gençleri gönüllü emperyalizmin etkisi altına alıyor. Gençlerimiz şu anda gönüllü emperyalizmden kendilerini korurlarsa gelecek onların olacak. Burada artık özgür bir dünyada olduğumuz için iyiyi ve kötüyü devlet, anne baba göstermeyecek gençlerimiz kendisi bulacak. Bunun için kendilerini aşan yüksek hedefler, idealler koysunlar ve onunla yarışsınlar. Kendilerini hiç kimseyle kıyaslamasınlar. Bu nedenle ben bu konuda böyle davranan gençlerin kazanacağını ama böyle davranmayan, zamanın akışına bırakan gençlerin tarihin çöp sepetlerine atılacağını düşünüyorum.” dedi.
“Mutluluk renkli gölgeye benzer…”
İnsanlara faydalı oldukça güvenin oluştuğunu belirten Prof. Dr. Tarhan; “Mutluluk renkli gölgeye benzer, yakalamaya çalışırsan kaçar ama işini yaparsan arkandan gelir. Onun için insanlara faydalı oldukça farkında olmadan güven oluşuyor. İnsanlar zaten gelip seni buluyor. Bu yüzden insan hayat stratejisinin ortasına menfaati, çıkarı, parayı koymayacak. Bunu koyarsa kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi gibi kalır. Hayat stratejisinin ortasına iyi, doğru insan olma ideallerini koyacağız. Önce beynimizdeki programı değiştirmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
“Yaşadığı toplum için bir şeyler yapma ideali olan insanlar iyi şeyler üretebiliyorlar”
Stres yaşarken her hayat olayının iki boyutu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Bir tehdit boyutu, bir fırsat boyutu. Eğer biz bu pandemiye tehdit boyutuyla yaklaşırsak içimize kapanırız. Burada kötü dünya sendromu dediğimiz durum çıkıyor ortaya. Kötü dünya sendromunun üç ayağı var. Birincisi kişi depresif oluyor, içine kapanıyor, çöküyor. İkincisi agresif oluyor, sağa sola saldırıyor, üçüncüsü de bu kişilerin bir kısmı umursamaz oluyor, boş vermiş oluyor, her şeyi salıp gidiyor, vitesi boşa almış gibi hayatı bırakıyorlar. Mesela bir sel geldiğinde üç türlü davranış vardır. Birincisi, ‘Niye bu sel geldi? Niye bu yağmur yağdı?’ diye şikâyet etmek, yakınmacı yaklaşmak. Bizim kültürümüzde çok yaygın maalesef. Kolaycı yani kusuru başkasına atıyorsun rahatlıyorsun. İkinci yaklaşım ise sel gelmiş, battı balık yan gider sele kendini bırakmak ve boğulmak. Üçüncü yaklaşımsa, bir kütük ararsın o kütüğe tutunursun o akıntı yönünden kendini kurtarmaya çalışırsın. Ben bu durumu nasıl fırsata çeviririme odaklanacaksın ama bu fırsatı egosunu tatmin etmek için değil. Yüksek hedeflerime ulaşmak için, sadece kendim için yapmamalıyım. Sadece kendisi için çalışan insan kötüdür. Yaşadığı toplum, insanlık, varoluş ve yaratılış için bir şeyler yapmak gibi ideali olan insanlar iyi şeyler üretebiliyorlar.” dedi.
“Karamsar olan geleceğini yönetemez”
Gelecek kaygısına yönelik de gençlere tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, karamsar olan bir kimsenin geleceğini yönetemeyeceğine vurgu yaptı. Tarhan; “Geleceği yönetebilmek için ilk temel ihtiyaç ümit duygusudur. İyileşir beklentisi ve ümit duygusu varsa insanın çözemeyeceği bir şey yoktur. Ölümden başka her şeyin çaresi vardır. Her şeyin bir çözümü, çıkış yolu oluyor. A planı da B planı da C planı da olur. Amaçları olan bir kimse sürdürülebilir iş yapar. Onun için gençlere en büyük tavsiyem uğrunda emek verilecek, çile çekilecek, terlenecek, yorulacak ego idealiniz olsun. İnsanlıkla ilgili yüksek idealleriniz olsun. Şu anda başarı odaklı bir yaşam felsefesi var. Başarı ise toplam başarıdır. Hayatın sonunda belli olur. Hiç kimse ben başarılıyım da diyemez başarısızım da diyemez. Bugün başarılı olan adam yarın tam tersi olabilir. Onun için toplam başarı hayatın sonunda belli olur. Tıpkı bir fabrikadaki toplam kalite gibi.” şeklinde konuştu.
“Dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen insanların hızla arttığı bir dünya oluşuyor”
Bir kimsenin kendisini gerçekleştirirken ideallerini iyi belirlemesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Sosyal ideallerimizi, kültürel ideallerimizi iyi belirlememiz lazım. California Sendromunun dört ana belirtisi vardır. Birincisi hedonizm, hazcılık hazzı ego ideali sayan bir yaşam felsefesi. İkincisi narsizm, yani ben merkezcilik. Dünyanın kendi etrafında dönmesini isteyen insanların hızla arttığı bir dünya oluşuyor. Üçüncüsü bu insanlardan yalnızlık ortaya çıkıyor çünkü narsist sistemin en büyük organı egosudur. O kişiler herkesi ikinci sınıf, öteki olarak görürler. Eşi hasta olduğu zaman ilgilenmez, ‘Ben dünyaya bir defa geldim, hayatımı yaşayacağım.’ der. O noktaya kadar gelir. Fedakârlık kelimesi yoktur onların lügatında fedakarlık yaparsa da sırf çıkar için yapar. Yani çıkar merkezli bir yaşam felsefesi oluştu. Dördüncüsü de şu anda mutsuzluk ve depresyon ortaya çıktı.” dedi.
“Sihirli kavram: Kendini geliştirmek”
Asıl özgürlüğün insanın içindeki kötücül duygulardan özgür olmayı başarabilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Asıl özgürlük ‘Duvarlarını yık, zincirlerini kır, hayatını yaşa!’ bu özgürlük değil. Asıl özgürlük kişinin içindeki kötücül duygulardan özgür olmayı başarabilmesi. Asıl özgürlük heveslerinden, hırslarından özgür olmayı başarabilmesidir. Bunun için ideali olacak, amaç ihtiyacı oluşturuyor, ihtiyaç isteği oluşturuyor, istekte motivasyonu oluşturuyor kendini harekete geçiyorsun. Onun için burada sihirli kavram kendini gerçekleştirmekte yüksek hedefin, yüksek amacı olacak yol haritası çizeceksin, stratejinin merkezine neyi koyduysan senin değerin odur. Stratejinin merkezine parayı koyduysa o ama erdemli olmayı koyduysan sen osun. İnsanın özgür iradesi bu yüzden var.” ifadelerini kullandı.
“Stratejik hedefinizin merkezine neyi koyarsanız ona göre geleceğiniz şekillenecektir”
Geçmiş kuşakların zorluklar içerisinde olgunlaştığını yeni kuşakların ise şimdi varlık içinde olgunlaşmak zorunda olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Şu anda varlık içinde olgunlaşmak daha zor. Bütün tedbirlere rağmen küresel olarak yani geometrik şekilde intihar ve bağımlılık vakaları artıyor. Böyle bir durumda yapılacak en önemli şey kişinin ruh sağlığını korumayı başarabilmesi. Bunun için psikolojik sağlamlık eğitimi olarak geçiyor, psikolojik esneklik denen olay. Kauçuk gibi olacaksın. Sünger stresi emer çeker, teflon tava kendisine temas edeni yakar kendisine bir şey olmaz narsist insanlar öyledir ama sonunda yalnız kalırlar. Bir de stres yönetiminde kauçuk tip insan vardır ki o da esner tekrar eski haline gelir. Olaylar karşısında esneyin, bir şeyler öğrenin tekrar eski halinize gelin. Onun için zordan korkmayın, zora talip olun. En önemli söylediğim şey zora talip olun ve önünüze gelen her olayın fırsat boyutunu da düşünerek hareket edin. Gizli bir psikoloji yasası var, insan beynine iyi şeyler programlandığı zaman iyi şeyleri daha çok algılıyor, olaylar aslında iyi bağlantılar kuruyor, iyi seçenekler önüne çıkıyor ve insan iyi kararlar veriyor. Korkuyla hareket ederse korktuğu şeyi daha çok çağırıyor. Nefretle hareketi ederse nefret ettiği şeyleri daha çok çağırıyor. İnsanoğlu negatif ve pozitif duyguların karışımından oluşmuştur. Negatif duygularınızı yok saymayın. Üzüntü de insana özgüdür, acı da keder de elem de… Bunları yaşayacağız ama daha sonra buradan bir şey öğreneceğiz. Yani kışa hazırlık yapacağız ama kışı beklemeyeceğiz. Kışa hazırlık yaptıktan sonra yazı bekleyeceğiz. Bunu yapabilirsek geleceğimizi daha iyi şekillendirebiliriz. Stratejik hedefinizin merkezine neyi koyarsanız ona göre geleceğiniz şekillenecektir.” dedi.
Tarhan adına 72 fidan…
Düzenlenen çevrimiçi etkinliğin sonunda Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan adına üniversitenin çeşitli bölgelerine 72 tane fidan dikileceği belirtildi.
Çevrimiçi etkinlik toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Okunma : 1266
ÜHA