Kayseri’de Kızılay Toplum Merkezi ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği Avrupa Birliği destekli proje kapsamında gerçekleştirilen “Göç, Ayrımcılık ve Çocuk” başlıklı seminerde konuşan Üsküdar Üniversitesi Rektörü, psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukluk döneminde yaşanan travmaların çocuğun gelişiminde ve hayatının ilerleyen yıllarında önemli etkilere ve sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekti. Prof. Dr. Tarhan, “Çocukluk çağı travmaları çocuğun gelişiminde ayrık otu tohumu gibidir. Bu yaşamı ayıklamak gerekir. Burada her kese önemli görevler düşüyor” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Tarhan, Suriyeli çocukların topluma kazandırılmasında sihirli kelimenin “iyi niyet” olduğunu da vurguladı.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 11 bin Suriyeli çocuğun eğitim gördüğü Kayseri’de eğitimcilerle bir araya geldi. Programa Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çalış da katıldı.
Türk Kızılay Kayseri Toplum Merkezi tarafından Milli Eğitim Bakanlığı ve P.I.C.T.E.S iş birliğinde düzenlenen Avrupa Birliği destekli proje kapsamında “Göç, Ayrımcılık ve Çocuk” başlıklı bir seminer veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukluk dönemindeki duygusal ve fiziksel ihmallerin çocuğun geleceği üzerinde önemli etkilere yol açacağını söyledi.
Çocukluk travmalarının ayıklanması gerekir
Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen seminerde Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukluk döneminde yaşanan travmaların ve travmatik ortamların çocukta öfkeye neden olabildiğini belirterek “Çocukta duygusal yoksunluk oluşabilir, çocuk sevilmediğini hisseder” dedi. Prof. Dr. Tarhan, “Çocukluk çağı travmaları çocuğun gelişiminde ayrık otu tohumu gibidir. Bu yaşamı ayıklamak gerekir” uyarısında bulundu.
Akran zorbalığı, intihara sürükleyebiliyor
Tüm dünyada göç ve sonucunda yaşanan travmaları önlemek amacıyla ciddi adımların atıldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 3 çocuktan 1’inin akran zorbalığı gördüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. Tarhan, “Çocuk ispiyoncu duruma düşmemek için bu durumu saklıyor. Akran zorbalığı çocuğu intihara sürükleyebiliyor. İçine kapanma, kendini başarısız ve beceriksiz hissetme, köşeye kısılmış hissine kapılabiliyor, bunların sonucunda intihara kadar gidebiliyor” diye konuştu.
Travmalar, geliştiren travmalara dönüştürülmeli
Zorunlu göç durumunun psikolojik travmalara gebe olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Göç eden kişi çevresini, eşyalarını, evini, arkadaş çevresini ve komşularını kaybediyor. Bu durum da kişinin elinde olmadan ciddi psikolojik travmaya dönüşüyor. Kültür şoku şeklinde kendini gösterebilir. Üç türlü travmatik değişim yaşanıyor. Birincisi fiziksel ortam, ikincisi sosyal ilişkiler, üçüncüsü ise psikolojik iyilik halinin değişmesi. Bu durumu, geliştiren travmalara dönüştürmek gerekir” dedi.
Göç, her iki tarafı da etkiliyor
Göçün hem göç eden için hem de karşılayan için derin ve kalıcı etkiler oluşturduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Travmalar içimizdeki gizli güçleri harekete geçirir. Örneğin ABD’yi ayakta tutan göçmenler, daha çok üretiyor daha çok çalışıyorlar. Göçmenleri fırsata çeviriyorlar. İşverenler daha çok çalıştığı için göçmenleri tercih edebiliyor. Dolayısıyla göçmenler fırsata dönüştürülebilir” dedi.
Sihirli kelime “iyi niyet”
Dışlama, ayrımcılık ve bunların sonucunda ortaya çıkan eziklik hissinin suça yönelmeye sebep olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Göç eden kişilerin ümitsizlik duygusunu yaşamamaları gerekir. Ümit tükendiğinde işlenen suçlar vardır. Bu kişiler suça becerikli olmaya da adaydır. Kafamızda öncelikle ümit duygusu olmalı. Özellikle Suriyeli çocukların topluma kazandırılmasında sihirli kelime iyi niyet. Tüm eğitimciler olarak bunun farkında olmamız gerekir” dedi.
Diyalog yolları açık tutulmalıdır
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bölge halkı ile mülteciler arasında anlama ve anlatma ekseninde bütün diyalog yollarının diri tutulmasının önemli olduğunu vurgulayarak “Sağlıklı bir diyalog için gereken en önemli unsur sağlıklı iletişim niyeti ve bu niyetle oluşturulmuş iletişim kanallarıdır. Yargılama ve dışlamayı reddeden hoşgörülü bir tutum benimsenmelidir. Göçün yoğun olarak yaşandığı bölgelerde bulunan üniversitelerde, o bölgedeki uygulanan politikalara ve ilgili bilimlere yardımcı olmak üzere araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır” önerisinde bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yaşanan sosyolojik ve psikolojik temel problemlerin çözümüne yönelik bilimsel stratejiler geliştirilmesi gerektiğini ve bu stratejilerin mutlaka uygulamaya konulması gerektiğini de vurguladı.Yaklaşık bin eğitimcinin katıldığı seminerin ardından Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kitaplarını imzaladı.
Okunma : 5625
ÜHA