TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Çanakkale ruhunu 3 şey canlandırıyor”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Çanakkale ruhunu 3 şey canlandırıyor”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 24 TV ekranlarında yayınlanan, Kaan Yakupoğlu’nun sunduğu Moderatör programının canlı yayın konuğu oldu. Tarhan, Üsküdar Üniversitesi ve 15 Temmuz Şehitleri Derneği işbirliği ile gerçekleştirilen “15 Temmuz Şehit Yakınlarının Duygu Durumu Araştırma Sonuçları” hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tarhan, bayrağın dalgalanmasının, ezan sesinin duyulmasının ve komutanın askerlerin başında olmasının Çanakkale ruhunu canlandırdığının altını çizdi.

“Şehit yakınlarının duygu düşünceleri araştırıldı”

Prof. Dr. Tarhan; Araştırmada 15 Temmuz şehitlerinin birinci dereceden yakınlarına ulaşmaya çalıştıklarını belirterek; “Bir dernekle yapıldığı için bu tarz çalışmalara kişiler çok fazla yaklaşmıyor. Acıları genellikle taze olduğu için biz dernekle iş birliği içerisinde güven ortamı oluşturduk ve bu ortamda aşağı yukarı doksan şehit yakını ile görüşme gerçekleştirdik. Bu araştırmanın amacı şehit yakınlarının süreci algılama biçimi, duyguları düşünceleri araştırıldı. Bunun için etik kurul onayı alındı. Daha sonra 17 maddelik bir anket uyguladık. 20 maddelik negatif duygu durum anketi uyguladık. Dört yılın ardından yas ne durumda bunu ölçtük. Dünyada bununla ilgili başka çalışmalar var. Bunlarla bizim çalışmalarımızın sonuçlarını karşılaştırdık.” Dedi.

“Araştırma şehitliğe verilen önemi gösterdi…”

Sözlerinin devamında araştırma sonuçları hakkında detaylı bilgi veren Tarhan; “Araştırmamızda doksan katılımcı vardı yetmişi kadın yirmisi erkek. Yaş ortalaması ise 40 yaştı. Doksan şehit yakınının elli altı tanesi eşti. Sorduğumuz sorulardan bazıları şöyle; 15 Temmuzun gündemde tutulması sizin için önemli mi diye sorduk. %75’i bunu önemli görüyor. Daha sonra bir gruba da 15 Temmuz’un destan olarak anılmasını uygun buluyor musunuz diye sorduk %85’i evet dedi. 15 Temmuz sürecini düşündüğümde kendimi önemli hissediyorum diyenlerin oranı %55, kararsızım diyen %30, katılmıyorum diyenler ’ti. Bu da genellikle 15 Temmuz sürecini insanlar olgunlukla karşıladıklarını gösteriyor. Şehitlik algısının yüksek olması bunu kibir olarak algılamamayı bir eğilim olarak düşündük. 15 Temmuz sonrasında çevremden aldığım sosyal destek arttı diyen %41, kararsızım diyen %7, katılmıyorum diyen %32. Dört senedir bu konuda hizmet var ama daha fazla ihtiyaç var gibi gözüküyor. 15 Temmuz sonrasında yetkililerden yeterli destek alabildim diyenlerin oranı %50. Devletin bundan sonraki darbeleri önleme gücü var mıdır sorusuna %59’u katılıyorum dedi, ’ü katılmıyorum dedi. Diğer sorularda bir daha darbe girişimi olacağını zannetmiyorum diyenlerin oranı %24. %52’si kararsız, %24’ünde olabileceğiyle ilgili endişeleri var. Benzer darbe girişimi yaşanırsa sokağa çıkmaya tereddüt etmem diyenlerin oranı %72. Düşünün, eşi ölmüş, yakını ölmüş, birinci derece yakını ölmüş kişilerin bunu demesinin sebebi toplumdaki şehitlik algısının önemli olduğuna dair bir kanıt. Başka bir iktidar olsa da darbe girişiminde sokağa çıkmaya tereddüt etmezdim sorusuna %44’ü katılıyorum dedi. %42’si kararsızım, ’ü katılmıyorum şeklinde yanıt verdi.” İfadelerini kullandı.

“Çanakkale ruhunu canlandıran üç madde var”

Prof. Dr. Tarhan, milli duygunun kaynağının çok önemli olduğuna ve askeri, milleti harekete geçiren asıl unsurun milli birlik ve beraberlik duygusu olduğuna dikkat çekerek; “Mehmetçik şu üç şey olursa savaşır: Birincisi bayrak dalgalanacak, ikincisi ezan sesini duyacak, üçüncüsü de komutanını başında görecek. Bu üç şey olursa bizim askerimiz şehitlik duygusu ile ölümüne savaşır. Bu üç madde Çanakkale ruhunu canlandırır. 15 Temmuz olayında da bunun canlı bir şekilde yaşandığını gördüm. Bayrak dalgalandı. Belki küçük bir grup kendiliğinden çıktı. Burada iletişimin açık olması, herkesin bir anda olayı görmesi. Ve aynı zamanda selaların okunması üçüncüsü de komutanlarını başlarında görmeleri. Sayın Erdoğan’ın karizmatik liderliği burada müthiş bir rol oynadı. Bu üç şey birleşince toplumdaki gizli uyuyan duygu uyandı. Dünyada bunun örneği, çıplak elle tanka taş atan bir millet yok. Bu durum dünyada çok büyük bir tesir yarattı. Dünyadaki darbeciler zamanın ruhunun çağın değiştiğini görmeye başladılar. Türkiye bütün dünyaya müthiş bir ders verdi. Çeşitli operasyonlarla bir toplumu darbe yaptırarak değiştirmek Türkiye örneğinde doktora tezi olabilecek bir çalışma oldu.” Şeklinde konuştu.  

“Toplumda darbeye karşı antikor oluştu…”

Yapılan araştırma ile toplumun motivasyon sebebini bilimsel olarak analiz etmeyi hedeflediklerini dile getiren Tarhan; “Bireysel görüşmelerde yapılabildiği kadarıyla şu çıktı. Babası 12 Eylül’de altı ay işkence görmüş birisi, panik hastası olduğu halde meydana çıkmıştı. Tünelden korkan birisi kendini şehzade başında buluyor. Panik hastasısın nasıl gidebildin deyince babam işkence gördü ondan beri darbecilere karşı öfkem var nasıl çıktığımın farkında değilim dedi. 12 Eylül’de ve 28 Şubat’ta mağdur olan bir grup var ve bununla ilgili antikor oluştu. Toplumda darbeye karşı yeterli bir antikor oluştu. Bundan sonra bizim toplumumuz bunu taşıyor. Darbeyi kafasından geçirenler artık hiç geçirmesin. Buna kolektif bilinçaltı deniyor. İnsanın bilinçaltı nasıl düşünmeden hareket ettiriyorsa toplumsal bilinçaltı da oluşuyor ve toplumsal bilinçaltı belli bir noktaya geldiği zaman toplumsal tepkiler ortaya çıkarıyor. Literatüre geçmiş bir örnek oldu ve bizim çalışmamız da bunu doğruladı. Bizimle ilgili çalışmaların benzerleri Hırvatistan’da Srilanka’da var. Üzerinden dört yıl geçti oralarda post travmatik stres bozukluğu var şu anda. Bu başka ülkelerde yüzde altmışları buluyor.

“Şehit yakınlarına maddi manevi destek var”

Şehit yakınlarının ’sinin şu anda psikiyatrik tedavi aldığını belirten Tarhan; “Bizim çalışmamızda %22 oranında bir sayının yardıma ihtiyacının olduğu ortaya çıktı. Yardım alacak seviyede ama almıyor. Bu manada 15 Temmuz Derneği çok güzel veri toplamamıza yardımcı oldu. Büyük ölçüde destek alınıyor. Bizim toplumumuz insanlara sahip çıkmış maddi, manevi yönden önemli destek var. 15 Temmuzla ilgili farkındalık çalışmaları önemli şekilde bu insanlara destek oluyor. Bu tarz travmalar toplumu geliştiren travmalar oluyor. Travma istenmez ama gelirse de kazanıma dönüşmesi için bunları sembol olarak yaşatmak gerekiyor.” Dedi.

“Şehit yakınlarına sahip çıkmamız gerekiyor”

Sözlerinin sonunda şehit yakınlarında acı ile birlikte onur duyma ve dik durma davranışlarının da oluştuğunu kaydeden Tarhan; “Bir yakınını kaybettiği zaman bir acı oluşur. O acıda suçluluk pişmanlık varsa kin, öfke, nefret, pişmanlık ortaya çıkar. Acı eğer kabullenememişse. Kabullenildiği zaman onurlu olup acıyı yaşıyorlar ama onurlu oldukları için başı dik dolaşıyorlar toplumda. Şehitlik duygusu müthiş bir manevi kuvvet veriyor. Onun için şehit yakınlarına yardım edeceğimiz zaman maddi yardımı direkt yapmamamız gerekiyor. Dernek vs. gibi dolaylı yollardan yardım yapılmalı. Ama sosyal ve psikolojik destek çok faydalı. Yalnız bırakmamak, namerde muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak gerekiyor. Bu kişiler böyle sınava girdi. Toplumdaki diğer kişilerinde bu dezavantajlı kişilere sahip çıkma sorumlulukları vardır. Bizim onlara sahip çıkmamız gerekir. Mehmetçikteki vatan sevgisi algısı devam etsin ve bu tarz nesiller yetişebilsin. Bu kişiler pişmanlık duygusu yaşamasınlar. Üzülsünler acı çeksinler ama onlara pişmanlık yaşatmayalım. Onlara onurlu bir hayat sağlamamız gerekiyor. Bu da bize düşen vazife olarak gözüküyor.” İfadelerini kullandı.

Okunma : 3065

ÜHA

 

İlgili

11 Ocak 2021
"Kitaplar" içerisinde
19 Aralık 2020
"Kişisel Haberler" içerisinde

Haberler

Foto Galeri