Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen “Aynı Dünyanın Yansımaları” başlıklı panelde Prof. Dr. Sinan Canan, Prof. Dr. Sultan Tarlacı ve araştırmacı Osman Börütecene “metafizik” konusunu masaya yatırdı.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden birinin zihin teorisi geliştirebilmesi olduğunu söyledi.
Metafiziğin günümüzde bilimin menzili içinde olduğunu ifade eden Tarhan, metafizik gerçekleri anlamada Kipling Mantığı denilen modern mantığın ve akıl yürütme yöntemlerinin kullanılması gerektiğini kaydetti.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Direktörlüğü, Metafizik Kulübü ve Organize İşler Kulübü tarafından düzenlenen “Aynı Dünyanın Yansımaları” başlıklı panelde metafizik konusu masaya yatırıldı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Metafizik konusuyla ilgilenme insana has bir durumdur”
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, panelin açılış konuşmasını yaptı. Tarhan, insanı diğer canlılardan ayıran özelliklerden birinin zihin teorisi geliştirebilmesi olduğunu söyledi.
İnsanın zihin teorisinin ötesinde teori teorisi geliştirebildiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Mesela aynı odada bulunan bir yaşındaki çocuklardan biri ağladığı zaman bütün çocuklar ağlamaya başlıyor.
Kendi acısı ile diğerlerinin acısını ayırt edemiyorlar. Çünkü empati becerileri ve zihin teorileri gelişmemiştir. Zihin teorileri otistiklerde de gelişmemiştir.
Zihin faaliyetleri incelendiğinde kendilerinden bahsederken o derler. Kendilerini ayrı bir zihin olarak görmezler.
Diğer canlılar da öyledir. Sürü aklı vardır, öndeki uçurumdan atlayınca diğerleri de peşinden atlar. Bireysel zihin yoktur ama insanda bireysel zihin var.
Bu özellik zihin teorisi olarak tanımlanmış. Metafizik konusuyla ilgilenme de insana has olan bir durum, tıpkı zihin teorisi gibi” diye konuştu.
Varoluşa dair sorular metafiziğin alanına giriyor
İnsanın yemek, içmek, üremek gibi temel ihtiyaçlarının dışında hayal etmesinin de önemli olduğunu belirten Tarhan, “Dünyada var oluşumuzun diğer canlılar gibi yemek, içmek, üremekle sınırlı olmadığını gösteriyor bütün bunlar.
Bu dünya insanı tatmin etmiyor, o halde ölümü sorguluyor insan. Ölümden sonra yaşam nedir, ben niçin varım sorusunu soruyor, hatta niçin varım, nereye yönelmeliyim sorularını soruyor. Bu sorular metafiziğin ilgi alanına giriyor” dedi.
Metafizik günümüzde bilimin menzili içersinde
Metafiziğin günümüzde bilimin menzili içinde olduğunı ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Metafizik ya da parapsikoloji olayları aslında bilimin şu anda yeni yeni fark ettiği bir alan.
Bu konunun bir üniversitede tartışılması, bununla ilgili bir beyin fırtınası yapılması bir üniversitenin kaçınmaması gereken bir durumdu. Belki önümüzdeki 10 yıllardaki keşifler bunun üzerine olacak” dedi.
Prof. Dr. Tarhan, metafizik gerçekleri anlamada Kipling Mantığı denilen modern mantığın ve akıl yürütme yöntemlerinin kullanılması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Sinan Canan: “Fizik dediğimiz şey, kafamızın içerisinde oluşan imajinasyondur”
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan, insanı insan yapan şeyin beyin ve zihin olduğunu, bu ikisinin insanda çok çok özel olduğunu söyledi.
Düşünen ve sorgulayan herkesin maddesel alanın dışına çıktığını belirten Prof. Dr. Sinan Canan, şunları söyledi: “İnsan zihni, insan nörolojisi ve psikolojisiyle ilgilenmeye başladığımızda karşımıza çıkan en önemli senaryo Matrix filmidir.
Çünkü özetle görme, işitme, tatma, koklama gibi duyularımızdan gelen veriler, dışardaki bazı hadiselerin alıcılar aracılığıyla elektrik sinyallerine çevrilip beyne gönderilmesiyle algılanır.
Beyin karanlık, kapalı, dışarıyla teması olmayan bir yerde bulunan organ olduğu için dış dünyada gelen hiçbr şeyle doğrudan muhatap olmaz.
Sadece bunların temsilleri olan elektrik sinyallerini dış dünyaya verir. Adına fizik dediğimiz şey kafanızın içerisinde oluşturduğunuz bir imajinasyondan ibarettir.
Şimdi bunu dediğiniz anda metafiziğe girmek zorundasınız. Çünkü maddi alem ne kadar ikna edici olursa olsun burada bir yorumdan ibaret.
Şimdi böyle olunca böyle bir zihnin bunun nedenini ve aslını sorgulaması kaçınılmaz.”
Metafizik konusu tüm alanlarla beraber ele alınmalı
İnsan zihninin ayırmayı ve kategorize etmeyi çok sevdiğini belirten Canan, “Kamil insan olma yolundaki insan için metafizik, fizik, ilahiyat, sezgi, bilim, bilgi, bunların arasında herhangi bir fark yoktur.
Bu kategoriler alandır. İnsan isek bu bilgi alanlarının hepsi bize eş düzeydedir. Metafizik konusunu ayrı bir başlıkta ele almak bile hakikatle dalaşmak oluyor.
Metafizik sırça köşklerinde oturup yiyip içip karnını doyurduktan sonra bir de ekstra ne var şuna bakalım diyen insanların ürettiği bir şey değil.
Düşünen her insanın girmek zorunda olduğu, kaçınılmaz bir şekilde insan kaderinin ayrılmaz bir parçası olan bir alandır.
O nedenle burada konuşulacak olan herşey aslında hayatın gerçekten ne olduğuna dair hepimize yeni kapılar açacak” dedi.
Prof. Dr. Sultan Tarlacı: “Bilimi, dini ve felsefeyi harmanlayarak yeni şeyler üretebiliriz”
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı da beş duyumuzun dışında kalan ancak akıl ile kavranabilen soyut konu ve kavramların metafizik olduğunu söyledi.
Antikçağ’dan günümüze felsefeci ve düşünürlerin metafizik hakkındaki görüşlerinden örnekler veren Tarlacı, İslam felsefecilerinin de metafizikle ilgilendiklerini söyledi.
Teoloji, bilim ve felsefenin metafizikle ilglendiğini belirten Tarlacı, “Metafiziksel olarak yeni bakış açıları, yeni kavramlar, yeni kelimeler ve yeni zihin yapısı oluşturmamız gerekiyor.
Bilimi, dini ve felsefeyi harmanlayarak kategorizasyondan uzak durarak yeni şeyler üretebiliriz” diye konuştu.
Osman Börütecene: “Metafizik mistik, keyfi ve rastgele bir şey değildir”
Araştırmacı yazar Osman Börütecene ise “Mütekabiliyet” başlıklı konuşmasında tekamül kavramını ele aldı. İnsanlık kültürü ve tarihinden gelen kavramlara yer veren Börütecene, “Biz tekamül diye bir kavramın varlığını düşünmüş durumdayız.
Diyoruz ki insan dünyaya tekamül etmek üzere geliyor. Bir sebebi olması lazım diye düşünüyoruz. Dünyaya geliyoruz. Fizik bir dünya içerisinde yaşıyoruz ve metafiziğin de çok basit bir tanımını yapmak gerekirse insanlar çok erken bir dönemde duyu organlarının eksikliğini, insanın sorumluluğunu ve sınırlılığını, insan zihninin süreksizliğini fark ediyorlar. Jeton erken düşüyor. 2600 yıl öncesinden bahsediyorum.
Eski Yunan döneminde duyu organlarının eksikliğinden olduğuna kanaat getiriyorlar. Metafizik mistik, keyfi, rastgele bir şey değildir. Yani böyle hayalde dolaşan kavramlarla ilgili değil.
Metafizik bir zorunluuk sonucu ortaya çıkmış bir şeydir. Duyu organlarının eksikliğinin ve zihnin akışının süreksizliğinin fark edilmesi ile ortaya çıkmış bir kavramdır” dedi.
Programın sonunda tüm panelistlere Fidanlık Belgesi takdim edildi.
Fotoğraflar: Mehmet Yaman
Okunma : 6918
ÜHA