Pandeminin sosyal ve bireysel sonuçlarından, ırkçılığa dair birçok konuya değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “ABD’de de servet düşmanlığının ortaya çıkmasında bardağı taşıran son damlalardan biri oldu. Yirmi üç milyon evsiz, otuz milyon işsiz var ve daha da arttığı söyleniyor. Böyle bir durumda bir de ırkçılıkla ilgili yaraya tuz basan bir şey yaşandı ve patladı.” dedi.
“ABD’nin emperyalist politikalarını değiştirmesine sebep olacak”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pandeminin küresel boyuttaki sosyal sonuçlarına değindi. Tarhan, “Pandemi öncesi ve pandemi sonrası diye söyleniyordu iki üç aydır. Bunun gerçekleştiğini görüyoruz aslında. Hem insan hem de bireysel olarak ailemizde ve çevremizde hem sosyal hareketliliği hem ekonomik hareketliliği hem de küresel politikaları etkiledi. Hatta küresel olarak ötelenen bazı şeyler vardı. Mesela ailedeki bazı sorunlar ötelenirse bir krizde patlak verir. ABD’de de servet düşmanlığının ortaya çıkmasında bardağı taşıran son damlalardan biri COVİD enfeksiyonu ve sağlığa herkesin yani ortalama bir insanın ulaşamaması oldu. Yirmi üç milyon evsiz, otuz milyon işsiz var daha da arttığı söyleniyor. Böyle bir durumda bir de ırkçılıkla ilgili yaraya tuz basan bir şey yaşandı ve patladı. Belki bir şekilde sürecek ama bunun izleri unutulmayacak. Burada ikisi de ABD’nin emperyalist politikalarını değiştirmesine sebep olacak. Gidip de başka yerleri karıştırma politikasından vazgeçecek. Bütün yatırımı halkına değil silaha, eğlence endüstrisine yaptı ama toplumu düşünmedi. Bununla birlikte servet düşmanlığı başladı.” dedi.
“Kâinatı yaratan şimdi bize bir sınav sorusu sordu”
Pandemi sürecinin bireysel boyutlarından da bahseden Prof. Dr. Tarhan, “Bir insanın hayatındaki birinci ikinci derece konuları kendi iç dünyasıdır daha sonra aile yaşantısıdır. Önem ve önceliklerimizi iyi belirlememiz gerekiyor. Herkesin içinde iyicil ve kötücül duygular vardır. İnsanlar bunları düzeltmeyi bırakıp başkasını suçlayarak rahatlamaya çalışıyorlar. Bu asrın böyle bir hastalığı çıktı ortaya. Benmerkezciliğin, narsistik kişiliğin getirdiği bir hastalık vardı o sarsıldı şu anda. Onun ciddi bir şekilde değiştiğini görüyoruz. Hatta biz bununla ilgili üniversitede 6 bin 318 kişi üzerinde koronafobi haritası çıkardık. Bütün Türkiye’yi temsil eden bir çalışmaydı. Orada psikolojik olgunlukla ilgili sorularımızda vardı. Mesela beş, altı sorudan biri sahip olduğum şeylerin kıymetini bilmeye başladım. Başka bir soru yakınlarıma daha çok zaman ayırmaya başladım, manevi değerlere daha çok daha çok ilgilenmeye başladım, önem ve önceliklerimi değiştirdim gibi sorularda % 50-60 arası olumlu bir gelişim var. Bu kriz bir travmadır ve bu travma bizde olumlu derecede değiştirici etki yapıyor bireysel olarak. Bu psikolojik olgunluktur. Bu durum eğer toplumda yaygın bir şekilde olursa sosyal sonuçlar olacak. Daha da devam ederse ekonomik ve politik sonuçlar olacak ve dünyada da kırılgan yerlerden kopmalar ortaya çıkacak. Bu nedenle bu korona pandemisi gerçekten insanlığı ciddi bir imtihana soktu. Bu kâinat bir imtihansa bu kâinatı yaratan şimdi bize bir sınav sorusu sordu. O halde bizim bu sınav sorusuna doğru cevap vermeye bakmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Özgürlük sadece rolmüş!”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan dünya genelinde insanların hâkim olduğu ırkçılık konusuyla da ilgili söylemlerde bulundu. Tarhan, “George Floyd’un söylediği ‘Nefes alamıyorum’ sözü tarihe not düşecek bir sözdür. Şu anda bir zulüm var, bir mağdur var ve mağdur nefes alamıyor. Burada ciddi şekilde etnik ayrımcılığa maruz kalan bir topluluk var. Bu durum sadece etnik ayrımcılık ile kalmıyor, sosyal ayrımcılık da var. Sosyal mesafe tabiri önceden psikolojik savaş metodu olarak insanlara ayrımcılık yaptığı kişiyle arasına mesafe koyması olarak sosyolojide kullanılıyordu. Pandemide kullanılan aslında sosyal mesafe değil, fiziksel mesafe olmalı. Sosyal mesafe bir insanı sevmediğin, zarar vereceğini düşündüğün zaman kullanılan bir tabirdir. Bu tabirin kullanılması küresel olarak yanlış. Cumhurbaşkanımız da fiziksel mesafe tabirini kullandı. Bunu daha fazla yaymamız gerek. Çünkü sosyal mesafe dendiği zaman sosyal bağlara da mesafe konulması gerektiği şeklinde anlaşılıyor. Hâlbuki fiziksel mesafe var ama sosyal iş birliği de var ayın zamanda. Fiziksel mesafe sosyal iş birliğine aykırı değil. Etnik ayrımcılık sosyal ayrımcılığa dönüştü. Ayrımcılık yapılan grubu insanlar izole ediyorlardı. Bu hala yapılıyor ve buna sessiz kalınıyorsa demek ki ABD özgürlükler ülkesi değilmiş diyoruz. Özgürlük sadece rolmüş” ifadelerini kullandı.
“Adaletin olmadığı yerde küresel barış olmaz”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, adaletin küresel olarak öneminden ve yenidünya düzeninde gençlerin konumunu politik psikoloji üzerinden değerlendirdi. Tarhan, “Toplum psikolojisi açısından dünyada yaşananlar toplumun artık sürü psikolojisi şeklinde hareket etmediğini gösteriyor. İnsanlar hakikati arama, hakkını savunma, hayır diyebilme, kurulu düzene itiraz edebilme hakkını kullanabiliyor. İnsan haklarının, özgürlüklerinin yaşandığı ciddi bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde dijital diktatörlükten bahsediliyordu. Bunu yapsa yapsa ABD’deki şirketler, küresel güçler yapabilirdi. Şimdi ABD’nin süper güçlülüğün ne kadar servet düşmanlığı şeklinde olduğunu gördük. Adaletin olmadığı yerde güç olmaz. Adalet yumuşak güçtür. Onun için parasal güçten daha güçlüdür. Yumuşak gücün özelliği kısa vadede değil orta ve uzun vadede gözükür. Adaletsiz bir güç toplandı. Ortada ciddi bir gelir eşitsizliği var. Böyle bir düzende adaleti olmaz, adaletin olmadığı yerde küresel barış olmaz. Burada çıkarılacak ne önemli ihtiyaç siyasilerin adalet için ne yapmamız lazım diyerek çalışmasıdır” dedi.
Okunma : 4545
ÜHA