Hamlet'teki gibi
Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ı en son TRT Spor'da gördüm. Orhan Ayhan'la programındaydı. Ayhan, misafirini elindeki beyin maketiyle tanıttı. W. Shakespeare'in Hamlet'inden "To be or not to be" -olmak, ya da olmamak- tiradıyla başladı. Sonra o beyni Tarhan'ın önüne bıraktı.
Sporda, özellikle futboldaki öfke konusu mükemmel işlendi. Zidan gibi efendi insanın rakibine attığı kafadan yola çıkıldı. Sabri-Volkan kavgalarına kadar gelindi. Liverpool-Juventus katliamından 43 kişinin can verdiği Kayseri-Sivas faciasına gidildi. Barcelona'lı Suarez'in adam ısırmalarından söz edildi. Galatasaray'da oynarken tanıdığımız Melo'yu gaddarlığa iten sebepler üzerinde duruldu.
Sanki nükleer enerji
Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a göre "başarı için öfke şart". Bu lafa önce şaşırdım; sonra "kontrollu öfke"yi ilave edince daha dikkatle dinlemeye koyuldum. Hocanın sözlerini kayda geçmek istedim:
"Öfke, nükleer enerji gibidir. Hem aydınlatır, hem yok eder. Bu yüzden kontrollu öfke uygulanmalıdır. Anne-baba öfkeli ise çocuk da o şekilde gelişecektir. Sporda da aynı şeyi görmekteyiz. Mesela futbolcu teknik direktörüne -mutlaka kazanacağız- yerine -bugün kazanmak için elimden geleni yapacağım- diyebilmeli."
Bu da beynimizin insula bölümünün sayesinde sağlanır. Değeri henüz keşfedilen ve "4. lob" ismi konulan bu noktayı artık kontrol edilebilecek konuma geçildi.Demek ki çok yakında Suerez'in İtalyan futbolcu Kellini'yi ısırması benzeri olayları sonlandırmak mümkünleşecek. İşte bu noktada Orhan Ayhan'ın Gençlik ve Spor Bakanı'na attığı pas güzeldi. Osman Aşkın Bak'ın "öfke kontrolu yönetimi"ne önem vermesini istedi. Sayın Bak, Nevzat Tarhan'ın çalışmalarına bakanlığını dahil edebilir. Bu işin kolay olmadığı belli. Ancak, bitip-tükenmek bilmeyen futbol anarşisini sonlandırmanın başka yolunun olmadığı kanısındayım. Hatta "öfke kontrolu yönetimi"ni imkân olsa da bütün siyasilerimize uygulayabilsek.
Burhan AYERİ
www.yenicaggazetesi.com.tr
Okunma : 4713
ÜHA