TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Mutsuzluğun nedeni belli oldu

Türk insanına yansıyan bu mutsuzluğun sebeplerini Prof. Dr. Nevzat Tarhan anlattı.


17820_51_1

 ‘TÜRK HALKINDA MASKELİ DESPRESYON VAR’


OECD’ye göre 2010 yılında Türkiye’deki insanların sadece yüzde 28’i yaşamlarından mutlu olduğunu söyledi. Peki Türk insanına yansıyan bu mutsuzluğun sebepleri neler? Türkiye’nin en ünlü iki psikiyatristi Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Arif Verimli, toplumun ruh sağlığını yorumladı.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

EKONOMİK İHTİYAÇLARIN ARTMASI STRESİ TETİKLİYOR


* Klinik depresyon oranı yüzde 10 civarında. Yüzde 30 ise depresyon belirtisi var. Bunun Türk toplumuna özgü sebepleri olduğu gibi çağa özgü sebepleri de var. Özellikle bu çağda insanların beklenti düzeyi yüksek. Kapitalist sistem nedeniyle insanın ekonomik ve temel ihtiyaçları 1’den 5’e çıktı. Bu yüzden, insanlar kendilerini “ekonomik yetersizlik” içinde hissediyor.

‘Maskeli depresyon’ mide ağrısına yol açıyor


* Depresyonun artmasının bir diğer sebebi de insanların stres seviyesinin yüksek olması. Toplumda aslında gizli bir stresin olduğu, insanların bu sorunu bilmediği ama beden diliyle yaşandığı örtülü, gizli depresyonlar var. Bu kendini mide hastalığı, romatizma ağrısı ve alerji şeklinde gösteriyor.

Bütün bunları düşündüğümüzde toplumsal ruh sağlığı açısından dünyadaki gidiş kırmızı alarm veriyor. Türkiye’de de aynı durum geçerli. Bizim kültürümüz korku ve itaat duygusunun fazla yüceltildiği, duyguların bastırıldığı bir kültür olduğu için “maskeli depresyon” sık yaşanıyor. Kişi genelde sıkıntısını beden diliyle yaşıyor, duygusunu direkt ifade etmiyor. Duygusunu baskıladığı için bu sonunda midesine vuruyor. Mide hastalıkları yaşıyor. Mevcut depresyon 10 kişiyse, toplumda bir de onun yarısı kadar maskeli depresyon var. Türkiye’de maskeli (örtülü) depresyon Avrupa’ya göre daha fazla görülüyor. Özellikle de kadınlarda daha fazla. Bunun sebebi, kadınların kültürel açıdan küçük yaştan itibaren duygularını bastırmaları. Kendini ifade ve özgüven konusunda çok korkutularak büyütülmelerinin de etkisi var. Girişimcilik ve özgüven değil, baskının ve korkunun yüceltilmesinin ön plana çıktığı ailelerde gizli depresyon daha sık ortaya çıkıyor.

Boşanma hızı evlilikleri geçince psikolojimiz bozuldu


* Türk toplumunda da gelişmiş ülkelerde olduğu gibi aile bağları zayıflamaya başladı. Çekirdek aileye geçilmesi nedeniyle bir kriz anında geniş aile desteğinin olmaması, bizi olumsuz etkiledi. Türkiye’de Batı bölgelerde boşanma hızı, evlenme hızından daha hızlı olmaya başladı. Bu da psikolojimizi daha fazla bozdu.

Deprem görüntüleri duygusal körlük yapıyor!


* ABD’de 11 Eylül travması yaşandığı zaman TV yayınlarını izleyen halktan çoğu kişi, orada bulunmadığı halde ‘travma sonrası stres bozukluğu’ hastalığı gösterdi. Toplum görüntülerden etkileniyor. Depremden ötürü travma geçiren kişilerde 4 kademeli tepki görülür. Birinci tepki şoktur. Şok döneminde bazı kişiler kendilerini dışarıya kapatırlar. Tıpkı kolu kırılan bir insan, ağrı olmasın diye kolunu nasıl kımıldatmazsa, beyin de kendini korumak için yeni düşünce üretmeyi bırakıyor. Bu yüzden ilk tepkide boş boş bakan, hatta yakınlarını göçükte aramayan hastalar bile ortaya çıkar. Onları görünce, “ne kadar rahatlar” dememek lazım. Çünkü şoka olan tepkisi nedeniyle “duygusal körlük” yaşarlar. Boş boş bakar, kendini dış etkilere kapatır. Yardım etmesi gerekir, yapamaz. Bunu beyin yeni bilgi girişini önlemek için yapar. Bu bazen birkaç saat, bazen de birkaç gün sürer.

Kaddafi’nin görüntüleri verilmeli ama tekrarsız!


Kaddafi’nin linç edilmesi görüntülerinin haber değeri var. Ama abartmadan, maksimize etmeden vermek gerekir. 5 dakikada verilecek bir haberi bir saat vermemek gerekir. Eğer aynı görüntüler sürekli tekrarlanırsa izleyende travmatik etki yapıyor. Tekrarlar psikolojiyi bozuyor. Ama kişi kısa süreli olarak kanlı bir görüntü bile izlerse bunu çözebiliyor. Ancak tekrar tekrar ve uzun verilmesi, duyarlı kişilerde kırılgan bir etki yapıyor. Psikolojik yaralar açabiliyor.

ŞİKE İDDİALARI FUTBOL ZEVKİNİ KÖRELTTİ


* Futbol da Türk toplumunun psikolojisini bozuyor. İnsanda ödül ceza sistemini çalıştıran şey, beklenmeyen ödüllerdir. “Bu maç şikeli” diye kuşkuyla maça gittiğinde artık o heyecan gidiyor. Sonuç önceden belli gibi düşündüğünden maça gidince heyecanı azalıyor. İtalya’da şike olayından sonra tüm ülkede maçlara giden taraftar sayısı 3’te 1 oranında azalmış. Zaman içerisinde şike yapanlar kesinleşip bedelini öderlerse toplumda “bu konuda onarılma var” diyerek tekrar eski güven ortamı oluşur. Ama toplumda “örtbas edildi” duygusu uyanırsa, bu spora olan güveni azaltır. Ortalama bir insan eskisi gibi futboldan zevk almaz. Kişi “bu maç satıldı” diye heyecan duymaz.

TERÖR GÜVENSİZLİK DUYGUSU UYANDIRIYOR


Tarhan: Deprem nasıl doğal bir travmaysa, terör de siyasi bir travmadır. Terör saldırıları insanlarda karanlık duyguları uyandırır. Özellikle de kin ve intikam duygusunu... Diğer karanlık duygular ise öfke, nefret ve düşmanlıktır. Bu 4 duygunun içinde aynı zamanda bir haz ve lezzet de vardır. Kişiye o anda intikam alma hissi verdiren bir rahatlık verir fakat orta ve uzun vadede de yıkıma sebep olur.

* Kin intikam duygusu içinde olan insanın beyni sürekli savunma halinde çalıştığı için o kişi sürekli gergindir. Sağlıklı değildir, kötülük yaşayacağı beklentisi içindedir. Bu da kişiyi paranoyak hale getirir. Kin ve intikam duygusu, insanın sırtında tuğla taşıması gibi gündelik hayatındaki hareket serbestisini kısıtlar. G. Doğu’da yaşanan terör travması bireylerde sürekli “güvende değiliz” duygusuna sebep oluyor. Bu de hem gelişmelerini engelliyor hem de ruh sağlıklarını bozuyor.

Prof. Dr. Arif Verimli

İŞSİZLİK VE AİLE BİREYLERİNİN KAYBI BİZİ MUTSUZ EDİYOR


* Türk halkı “Mutluluk nedir” sorusuna cevap verebilmiş olsaydı, yaşamından memnun olacaktı. Bunun sebebi olarak bilişsel ve bilinçaltı hatalarla dolu bir zihniyet ve sosyal mühendisliğin yetersizliğini görüyorum. Bu ülkede herkes eşini ve işini çok erken yaşlarda seçiyor ya da seçmek zorunda kalıyor. İşte mutsuzluğun gerçek sebebi de bu!

* Türk insanını depresyona iten sebepler sırasıyla işsizlik, aile bireylerinden birinin kaybı, ağır hastalık, madde/uyuşturucu kullanımındaki artış, yakınlardan birinde bedensel ve zihinsel özürlülük, yetenek ve eğitimle orantısız iş sahibi olma, terör, doğal afetler olarak sıralanabilir.

* Depresyon bir beyin hastalığıdır. Belirtileri tanımlanmış, tedavisi mümkün bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Halk arasında söylenen geçici duygusal keder ve neşesizliklerden öte, çok ciddi bir beyin rahatsızlığı olup, mutlaka iyi tanınmalıdır. Sosyal yaşamdan uzaklaşma, günlük aktivitelere ilginin azalması, sık sık ağlama isteği, kişisel bakımda özensizlik, umutsuzluk, kimsenin kendisiyle ilgilenmediği düşüncesi, alkol ya da madde kullanımına başlama, suçluluk duyguları, karamsarlık, kendine güvenin azalması, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik, tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri, uykuda düzensizlik, iştahsızlık, cinsel istekte azalma varsa kişi ‘Acaba depresyonda mıyım’ diyebilir. Ama asla hiç kimse kendi kendine teşhis koymamalıdır.

TÜRKİYE’DE 7.5 MİLYON KİŞİ DEPRESYONDA!


- OECD’nin ‘Hayat nasıl’ raporu, üye 40 ülkedeki insanların memnuniyet sıralamasında Türkiye 32’nci oldu.

- Türkiye’de depresyon görülme oranı yüzde 8-10, panik atak-panik oranı yüzde 4-6. Bu rakam Türkiye’de

7.5 milyon kişinin depresyon yaşadığını gösteriyor.

KADINA ŞİDDET GÖZÜKARA YÖNETİMLE BİTER


* Kadına yönelik şiddet hem arttı hem algıda seçicilik misali gündemde tutulduğu için gözümüzden kaçmadı. Ruh sağlığı bozuldukça kadına yönelik şiddet de artacaktır. Bu iş gözükara yönetimle çözülür. Her kafadan ses çıkarsa olmaz, mücadele edilemez. Madde bağımlılığında da böyle oldu. Her bakanlık, her sivil toplum kuruluşu kendi broşürünü bastırırsa sinsice artış olur. O zaman da söylemiştik, “Uyuşturucu Müsteşarlığı kurulsun” diye, kurulmadı. Kadına yönelik şiddetle ilgili de Bakanlık ipleri kimseye bırakmasın.

UZUN SÜRELİ İŞSİZLİK DEPRESİF RUH HALİ YARATIYOR


* Uzun süreli işsizlikte akut stres bozukluğu, yerini kronik stres bozukluğuna bırakır.

Bu da kişide ciddi depresif ve sinirli bir ruh hali yaratırken bedensel semptomlar baş gösterebilir. Bu sebeple sağlıklı bir toplumda işsizlik sigortası ve işsizlik maaşı çok şarttır ve ciddiye alınmalıdır.

 TERÖR TRAVMASI HALKI ASABİ VE UMUTSUZ YAPIYOR


Verimli: Terör olayları bir toplumun yaşadığı en büyük travmadır. Bu travma sonrası oluşan stres bozuklukları halkı öfkeli, çaresiz, asabi, saldırgan, kaygılı ve umutsuz yapıyor. Toplumsal ruh sağlığını bozan en önemli etkenlerin başında terör ve şehit haberleri gelmektedir. Terör haberleri TV’den hiç verilmese bile ruh halimiz daha sağlıklı olmaz. Bir insan realiteden kaçamaz, realiteye uyumlu olmak bir sağlıklılık belirtisidir. Bu sebeple ülkemizde terör ve şehit olayları olurken biz bunu yok sayamayız. Medya bize bunu yok saydırmasın. RTÜK’ün belirlediği kurallar ve iç denetim mekanizmalarıyla yapılan habercilik anlayışı taşınmalıdır.

VATAN

HABER: TUĞRUL TUNALIGİL

FOTO: BARIŞ ACARLI

 

 

 

Okunma : 5744

 

İlgili

01 Ocak 2000
"Kişisel Haberler" içerisinde
30 Ocak 2012
"Kişisel Haberler" içerisinde

Haberler

Foto Galeri