Prof. Dr. Nevzat Tarhan ile modern çağın popüler hastalığı anksiyeteyi ve insanların mutsuzluklarını konuştuk. Tarhan, “Kibir, öz beğenidir. Bencil insanlar bu yüzden mutlu olamıyor. Çünkü insanın psikolojik doğası yalnız yaşamaya göre odaklanmamıştır. İnsan ancak sosyal yapının bir parçası olursa mutlu olabilir. Bu özellikleri nedeniyle insan muhakkak yalnızlığını giderme arayışındadır. Ve kendisine bağlanacak nesneler arar. İnsanın mutlu olabilmesi için kişinin kendisini tanıması gerekiyor. Öz beğeni de şu vardır; kişi kendi kusurlarını görmez. Sadece iyi taraflarını görür ve kendisini çok önemser.” diyor.
İnsanın Günlük Yaşamı
Toplum için anksiyete bozukluğu popüler bir hastalık haline geldi. Bu artışlar neden kaynaklıyor?
Yüz sene önceki insan ile şimdiki insanın günlük yaşamında çok fark var. Yüz sene önceki insanın günlük yaşamını düşünün; komşusunun kızıyla evleniyordu, babasının işini yapıyordu. Ve sakin bir hayatı vardı Günümüzde gece ve gündüz döngüsü bile değişiyor. Geceler şu anda gündüz gibi... İnsanların zihinsel yükü ile hayattan beklentisi de arttı.
Yağmur Ekti, Fırtına Biçiyor
Beklenti düzeylerinin yükselmesiyle beraber sosyal dayanaklar azaldı. Bunun üzerine de insan yalnızlaştı, yalnızlaştıkça da anksiyete ortaya çıktı. Bu durum modem yaşamın bir sonucudur. İnsanlar kapital sistemin çalışma tarzının bedelini ödüyor. Çünkü kapital sistem ne diyor; rekabetin içerisinde üreteceksin. İnsanlar bunu kendine amaç edindi. Küçük ve sıradan şeylerden mutlu olmayan insanlar oldular. Modernizm bunun için yağmur ekti, şu anda fırtına biçiyor.
Uykuyu Rakip Olarak Görüyor
Pek , insanlar anksiyeteden nasıl kurtulabilir?
İnsanlar, kendini yönetme becerisi kazanmalıdır. Google kendi içerisinde bir laboratuvar kurdu. Adına da “İkna laboratuvar"ı diyorlar. Burada insanları, bizi daha çok kullanmaları gerektiğine nasıl ikna ederiz, diye konuşuluyor. Sosyal medya kendisine rakip olarak sadece uykuyu görüyor. Bir insanı uykusuz bıraktığımız derecede başarılıyız, diyorlar. İnsanlar çocuklar gibi yataklarda telefonla oynuyorlar. Bu durum toplumun kaygı seviyesini yükseltti. Çünkü insanların birbirine olan ilgisi azaldı. Kaygının düzelmesini istiyorsak, önce nedenini bilmemiz gerekiyor.
Küçük Çocuklarda Bile Anksiyete Görülüyor...
Evet, kaygı bozuklukları iki türlüdür. Birincisi basit kaygı yani stres dediğimiz. Stres; akut stres ve kronik stres olarak ayrılır. Akut streste, bir şok olayı sonrası yaşadığınız durumdur. Anksiyete vücut bütünlüğümüzün bozulmasına karşı ruh yapımızın verdiği tepkidir, insanın bir yerde anksiyetesi varsa psikolojik dinamiklerinde yolunda gitmeyen durumlar vardır. Akut streste de anksiyete hissedebilir ve bunu yönetebilirsiniz. Stres, yok edilmesi gereken bir durum değildir, yönetilmesi gerekir.
Kontrol Edebilen Stres iyidir
Stres güzel bir $ey midir?
Kontrol edebildiğin stres faydalıdır. Kontrol edilemeyen stres zararlıdır. Stresini kontrol edebilen bir insan, korkmasın. Çünkü kontrol edilebilen anksiyete dikkati ve öğrenme hissini arttırıyor. Gamsız insan, tembel insandır. Amaca yönelik kontrol edebilen bir kaygı varsa bu bir anksiyetedir. Kişiyi üretken ve verimli yapar.
Kendinizi Değiştirin
İnsanlar anksiyeteyi yok etmek yerine bunu mutluluğa dönüştürebilir. Modern çağın stresini yönetebilmek içim klişe bir lafım var; "Dünyayı değiştirmek yerine kendinizi değiştirin" insanlar bu iki sloganı uygulasın, mutlu olabilir.
“Kendini Kışa Hazırla”
"Özgüvenli olmak iyidir ama fazla özgüven kibre kaçar" derler ya da mütevazı insanlar öz-güvensiz gibi anlaşılır. Bu kavramlar arasındaki farklar ya da benzerlikler nelerdir?
Kibir, öz beğenidir. Bencil insanlar bu yüzden mutlu olamıyor. Çünkü insanın psikolojik doğası yalnız yaşamaya göre odaklanmamıştır. İnsan ancak sosyal yapının bir parçası olursa mutlu olabilir. Bu özellikleri nedeniyle insan muhakkak yalnızlığım giderme arayışındadır. Ve kendisine bağlanacak nesneler arar. İnsanın mutlu olabilmesi için kişinin kendisini tanıması gerekiyor. Öz beğeni de şu vardır; kişi kendi kusurlarını görmez. Sadece iyi taraflarını görür ve kendisini çok önemser.
Kibirli İnsanlar Kendini Değiştirmez
Özgüveni olan kişiler, olumlu ve olumsuz yönlerini görürler. Ama olumluya yönelik yaşarlar. Anadolu'da bir söz var ya "Kendini kışa hazırla" diye kendini kışa hazırlayacak ama kışı beklemeyeceksin. Hep yazda yaşayacak gibi yaşamakta doğru değil. İnsan için yaz da olur kışta... Bu; sen kışa göre hazırla kendini ama kış beklentisiyle yaşama, anı yaşa, tarzındaki bir yaşam biçimidir. Kibirli insanlar, kendilerini değiştirmez.
Özgüveni olan bir kişi eleştiri olduğu zaman o eleştiriyi alır, eleştiriye açıktır. Özgüvensiz insan eleştiriye açık değildir. Özgüveni olan kişi girişimcidir ataktır, hesaplanabilir risklere girer. Kibirli insanda, zihinsel körlükler oluşuyor. Özgüveni olan kişi, sınırını bilir ve hakkını kimseye yedirmez. Böyle bir insan mutlu olabilir. Alçakgönüllü olmak ise düşük gönüllükle karşılaştırılabiliyor. Alçakgönüllü yani tevazu sahibi; kendi sınırlarını bilebilen kişidir. Diğer insanlardan kendini ne eksik görür ne de büyük görür.
Pazarlama Tekniğe Dikkat Edilmeli
Son zamanlarda psikoloji eğitimi almadan insanlara yönlendirmeler yapanlar var. Kendilerine yaşam koçu diyorlar. Bu konuda insanlara neler söylemek istersiniz?
Bir insan tecrübesiz ve eğitimsiz bir kişiden rehberlik alırsa, sosyal ilişkileri bozuluyor. Yaşam koçu olan kişilerin bazıları birkaç tane kitap okuyarak, hitabet gücüyle insanları etkiliyorlar. Bu bir pazarlama tekniğidir. Bu yüzden yaşam koçu ya da kişisel gelişim uzmanlığı eğitimini almamış kişiler bu işi yaparsa, çok sakıncalıdır. Çünkü insana negatif yönlerini göstermiyorlar; sen çok iyisin, sen çok başarılısın, seri yaparsın gibi söylemlerle insanı yanıltıyorlar Daha sonra insan yalnızlaşıyor. 0 an ki yapay mutluluk, yerini depresyona bırakıyor Eğitimli kişiler yaparsa çok faydalı. Bu teknikler aslında insanı başarıya doğru götürür.
İnsanlar mutsuzluktan dert yanıyor. Bunu bazen hepimiz yapıyoruz, insanlar neden mutsuz ve psikolojide mutsuzluk kavramı nasıl açıklanır?
Mutsuzluk, depresyonun ön belirlisidir ve kişinin mutlu olmayı kaçırması durumudur. Yüzü gülmeyen ve hep bir savunma halinde olan insanlar var. Mutsuzluk arttığı zaman depresyona dönüşüyor. İnsanlara şunu soruyoruz; son zamanlarda kendini mutlu hissettiğin zaman mı çok yoksa mutsuz olduğun zaman mı? Bir insan mutlu hissettiğim zaman çok diyorsa olumluya daha yakın.
Mutluluk iç Nedenlere Bağlı
Mutsuzluk diyorsa, depresyona daha yakındır. Bu yüzden mutsuzluk depresyonun öncüsüdür. Kişinin hayatı es geçmesidir. Mutsuz insan, hayatı kayıp yaşar. Mutlu olmayı başaramayan insan sahip olduklarının da kıymetini bilemeyen insandır. Mutsuz insanların, yaşam felsefeleri yanlıştır. Mutluluk dış nedene bağlı olmaz, iç nedene bağlı olur. Küçük şeylerden mutlu olabilmeyi başarabilmek önemlidir. Mesela 90 yaşındaki kadına sormuşlar; mutlu olmayı nasıl başarıyorsun? Çalışmayan organlarımı değil çalışan organlarımı düşünüyorum', demiş.
Modernizmin Son Sığınağı
Uzmanlar çocuk yetiştirme konusunda 0-6 yaşın çok önemli olduğu söylüyor. Siz de bu alanda önemli çalışmalar yapıyorsunuz, bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ebeveynler iyi bir çocuk yetiştirmek istiyorlarsa, onlar için iyi bir ortam oluşturmaları gerekiyor. Evde gerginlik varsa ve ebeveynler mutsuzsa bu evde iyi bir çocuk yetişmez. Onun için önce çocuğa evi sevdirmek gerekir. Evi sevimli bir ortam haline getirmek gerekir. Modernizme karşı son sığınak ailedir. Toplumun sosyal duvarları yıkılmıştır. Çocuk yetiştirmede geleneksel çözümler yeterli olmuyor. Gerekli durumlarda uzmanlardan yardım alınmalıdır. Anne ve babanın kendini geliştirmesi gerekiyor.
Kaynak: Kitabın Ortası Dergisi, Ekim 2018, Sayı: 19
Okunma : 17472