TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

“İnsan, Tasavvufî Düşünce ve Şifâ Konferans Serisi” gerçekleştirildi…

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü, Kerim Vakfı ve Sufi Corner iş birliğinde “İnsan, Tasavvufî Düşünce ve Şifâ Konferans Serisi” başlıklı eğitim programı gerçekleştirildi. Beş gün süren ve alanın tanınan araştırmacılarıyla düzenlenen eğitim programına 150 kayıtlı katılımcı iştirak etti. 

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut Eğitim programının halka açık olarak düzenlenen dördüncü gününe açılış konuşmalarıyla katıldı.
Dünya genelinde bir medeniyet krizi yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanlığı bekleyen üç tehlike; küresel eşitsizlik-gelir eşitsizliği, iklim krizi ve yalnızlık olduğunu kaydetti. Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut programın başlığına dikkat çekerek insanların tasavvufî düşünceyle ruhlarını, vücutlarını ve kalplerini nasıl besleyeceğinden bahsetti. Sargut; “Beslenmemizi önce kalbimiz sonra vücudumuz ve ruhumuz için yapmalıyız.” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen “İnsan, Tasavvufî Düşünce ve Şifâ Konferans Serisi” beş gün boyunca yüz yüze gerçekleştirilirken katılımcılara programı aynı zamanda uzaktan çevrimiçi takip etme imkânı sunuldu.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Küresel ahlakta ciddi bir çözülme var”

Dünya genelinde bir medeniyet krizi yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, küresel ahlakın çözüldüğünü dile getirdi. Tarhan; “ ‘İnsan, tasavvuf düşüncesi ve şifa’ konusunun masaya yatırılması çok önemli. Bu konu, şu anda bir hastalığa, küresel olarak yaşadığımız medeniyet krizine işaret ediyor. Sadece kendi bulunduğumuz medeniyet coğrafyamızda değil, bütün dünyada medeniyet krizi yaşanıyor. Bu medeniyet krizinin oluşturduğu popüler psikiyatri ekolüne girmiş bir hastalık var. ‘Kaliforniya Sendromu’ diye geçiyor. Kaliforniya sendromunu şu şekilde özetleyebiliriz: Kaliforniya sendromu artık küresel bir sendrom. Şu anki Kaliforniya’da ilk bir nevi şekil buldu ama şu anda bütün dünyada geçerli. Kaliforniya sendromunun dört ana belirtisi var. Bu belirtiler: sufi dünyasının çözümleri, modernizmin şu andaki krizine medeniyet krizine ilaç olabilecek bir çözüm. Çünkü küresel ahlakta ciddi bir çözülme var. Bütün dünyada sosyal çözülme, sosyal çöküş var. Buna karşı özellikle biz psikiyatri alanında olduğumuz için gençlerin gidişini görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“İnsan öleceğini bilen tek varlık…”

İnsanın diğer canlılara göre farklı bir varlık olduğundan bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Kaliforniya sendromunun birinci belirtisi hedonizm, hazcılık. Yani zevk peşinde koşmayı yaşam sebebi haline getirenler. Şu andaki seküler hayat sadece dünya hayatından ibaret olduğunu söylüyor ve ölümden sonraki hayatla ilgili hiçbir alternatif sunmuyor. Ölümden sonraki hayatı yok sayıyor. Halbuki insanda metokognisyon genleri var. Bu metokognisyon genlerinden bir tanesi  insanda anlam arayışı geni. ‘Ben bu hayatta ne için varım? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum?’ sorularını soran tek varlık insan. Onun dışında hiçbir canlı anlam arayışında değil. Yeniyi arama geni var insanda. Bu gen tespit edildi. Yani ‘screening novelty gene’ diye geçiyor. Bu gen hiperaktif kişilerde daha çok aktif. Bu yeniyi arama geni, insan evini bin sene önce yaptığı gibi yapmıyor. Bir örümcek aynı yapıyor. Bir karınca aynı yapıyor ama insan değil. İnsan devamlı yeni şeyler arıyor. Dördüncü yani üst biliş geni yani metokognisyon geni olarak genlerden diğeri de ölüm, ölüm farkındalık geni, ölümü algılama geni. Yani öleceğini bilen tek varlık şu anda insan. Geçmiş ve geleceği algılayan tek insan. İnsan dışındaki hiçbir canlılık geçmişi ile geçmişle ilgili keşkeler, gelecekle ilgili acabalarda bulunmuyor, gelecek endişesi duymuyor.”

“İnsanlığı bekleyen üç tehlike var”

İnsanların gelecek kuşaklar için önlem almasının yararına değinen Tarhan; “Şu anda küresel olarak en çok gördüğümüz problem hatta Birleşmiş Milletler dünyada insanlığı bekleyen üç tehlike olduğunu belirtiyor. Bir tanesi küresel eşitsizlik, gelir eşitsizliği. İkincisi iklim krizi. Üçüncüsü de yalnızlık olarak tarif ediliyor. İngiltere'de BBC'yle Manchester Üniversitesi'nin yaptığı büyük 50 bin kişilik saha çalışması var. İnternette ‘Manchester Üniversitesi, BBC Loneliness’ diye aranırsa bulunur. Orada 75 yaş üstü çok yalnızım diyenlerin oranı % 27. 16-24 yaş arası çok yalnızım diyenlerin oranı % 40. Gençlerde. Bu beklenenin zıttı bir durum. Yani gençlerin sosyal olması lazım ama bir sosyal izolasyon var. Gençlerde dijital izolasyon var. Bu gençler gelecekte daha konformist daha ben merkezci daha kendi kendilerine odaklı oluşan bir genç ortaya çıkmaya başladı. Yani bunun içerisinde insanlık önlem almazsa bu kuşaklar geleceğimizi daha iyi hale getiremezler.” dedi.

Cemalnur Sargut: “Ruhumuzun beslenmeye ihtiyacı var”

Tasavvufî düşüncenin önemine değinen Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut, insanların tasavvufu öğrenirlerse ruhlarını ve kalplerini besleyebileceklerine dikkat çekti. Sargut; “Biz kendimizi, vücudumuzu besliyoruz ama asıl ruhumuzun beslenmeye ihtiyacı var. Varlığımızın var olmak için beslenmeye ihtiyacı var. Bunun için Allah'ın bize her an tecelli ettiği ama bizim onu fark etmediğimizi kavramak zorundayız. O rahmet-el lil âlemin. Yani yağmura rahmet niye diyoruz? Her yere eşit yağdığı için ve devamlı yağdığı için. Allah'ın bereketi üzerlerimize devamlı yağıyor. Biz neredeyiz? Biz şu anda neredeyiz? Hangisini hissediyoruz? Hangisiyle mutluyuz? Acılar gelir, sıkıntılar gelir ama benim gözlemim ne biliyor musunuz? Acı ve sıkıntıya rağmen şurada huzurun kaybolmaması, işte o zaman o rahmeti hissediyoruz demektir. Huzurdayız, huzurun içindeyiz demektir. O halde beslenmemizi önce kalbimiz sonra vücudumuz ve ruhumuz için yapmalıyız. Mana'mızı beslemeliyiz. Bunun yolu da tasavvufu öğrenmekten geçiyor. Allah'ın bize niçin yanaştığını, niçin Allah'ın bizi tecelli ettirdiğini anlamamız için tasavvufu öğrenmemiz gerek.” şeklinde konuştu.

“İnsan, Tasavvufî Düşünce ve Şifâ Konferans Serisi” eğitim programı alanın tanınan uzmanlarıyla ve 150 kayıtlı katılımcıyla gerçekleştirildi
Beş gün süren eğitim programının ilk konferansı “Talebe ve Velî: Kötülük ve Keder Üzerine Tasavvufî Bir Diyalog” başlılığıyla Mohammed Rustom (Carleton Üniversitesi, Kanada), “Bir Yirminci Yüzyıl Mutasavvıfı Kenân Rifâî Büyükaksoy Hakkında Yayınlanan Bir Kitap ve Türk Entelektüel Kamuoyunda 1951 Yılına Ait Bazı Yansımaları” başlıklı konferansıyla mekli Büyükelçi ve Felsefe profesörü Kenan Gürsoy, “Fergānī’ye Göre Ibnü’l-Fārıż” William C. Chittick (New Yor Stony Brook Üniversitesi, ABD) ve “Çin Dilinde Tasavvuf Düşüncesi” Sachiko Murata (New Yor Stony Brook Üniversitesi, ABD) tarafından verildi. Programın 1. gününün idaresi, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyelerinden  Omneya Ayad tarafından yapıldı.

Programın ikinci gününde “Aḥmed ibn Muṣṭafa el- ‘Alevī ve Vahdet Anlayışı” başlıklı konferansıyla Omneya Ayad, “Tıp ve Mâneviyât İlişkisi Perspektifinden Ebû Zeyd el-Belhî'nin (ö. 934) Meṣâliḥu’lebdân ve’l-enfüs Adlı Eseri” Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyesi H. Dilek Güldütuna, “Vahdet-i Vücûd Düşüncesinde Merâtib-i Seb'a” başlıklı konferansıyla Yasushi Tonaga (Kyoto Üniversitesi, Japonya), “Türk Şiirinde Tasavvuf Kavramına Vurgular” başlıklı sunumuyla Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Emine Yeniterzi ve “Yoganın Sufi Yorumcuları” başlıklı sunumuyla Carl W. Ernst (North Carolina at Chapel Hill Üniversitesinden emekli, ABD) konferans gerçekleştirdi. Programın ikinci gün sorumlusu, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü doktora öğrencilerinden Aslı Yıldırım tarafından gerçekleştirildi.

Eğitim Programının üçüncü gününde “Talebe ve Velî: Kötülük ve Keder Üzerine Tasavvufî Bir Diyalog” başlıklı konferansının ikinci bölümüyle Mohammed Rustom, “Miras ve İntikal: Ahmed Avni Konuk ve Kenân Rifâî'nin Klasik Türk Müziğinin Gelişimindeki Köprü Rolleri” konferansıyla Enstitü öğretim üyelerinden çalışmalarını Harvard Üniversitesinde sürdürmekte olan  Arzu Eylül Yalçınkaya, “Sufilere Göre Kur’ân Mertebeleri” başlıklı konferansıyla Enstitü öğretim yelerinden ve aynı zamanda IRCICA Genel Direktörü Mahmud Erol Kılıç tarafından gerçekleştirdi. Programın moderatörlüğünü Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyelerinden ve Müdür Yardımcısı F. Cangüzel Güner Zülfikar gerçekleştirdi. Günün son oturumu dünyaca tanınan William C. Chittick ve Sachiko Murata hocalar için düzenlenen “Soru & Cevap” şeklinde düzenlendi ve katılımcılar kendilerine sorularını yöneltme imkânı buldu.

Program halka açık olarak gerçekleştirilen dördüncü gün Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Rektör Danışmanı Cemalnur Sargut’un açılış konuşmalarıyla başladı. Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyelerinden Reşat Öngören, “Sûfîlerin Tevhîdi: Vahdet-i Vücûd mu Vahdet-i Şühûd mu?” ve İran Felsefe Birliği Başkanı İslam Felsefecisi Gholamreza Aavani “Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde Tevhid Hakikatinin Tefekkürü” başlıklı konferanslarını verdiler. Dördüncü gün, eğitim programının başlığı “İnsan, Tasavvufî Düşünce ve Şifâ” konulu Panel ile sürdü. 
Oturum Başkanlığını Cemalnur Sargut’un üstlendiği panelde, Carl W. Ernst, William C. Chittick, Sachiko Murata ve Mahmud Erol Kılıç konuşmacı olarak yer aldılar.

Eğitim Programının beşinci ve son gününde “Günümüz Dünyasında Mânevî Şifâ isimli konferansıyla Cemalnur Sargut, “Talebe ve Velî: Kötülük ve Keder Üzerine Tasavvufî Bir Diyalog” Mohammed Rustom, “Sâmiha Ayverdi ve Ziyaretçilerinin Müzâkereleri” başlıklı konferansıyla enstitü öğretim üyelerinden F. Cangüzel Güner Zülfikar, “Keşfedilmemiş Bir Arşiv: Ömer ibn Sa’ id Tarafından Atıfta Bulunulan Tasavvufî Metinlerin Tespiti” başlıklı kitap olarak yayınlanan çalışmasıyla son konferansı Amerika Birleşik Devletleri akademiyasında Beşeri Bilimler alanında otorite kabul edilen ismi Carl W. Ernst tarafından verildi. Programın son gün sorumluları olarak Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyeleri H. Dilek Güldütuna ve F. Cangüzel Güner Zülfikar görev aldılar.
 

Okunma : 482

ÜHA

 

Haberler

Foto Galeri