Ölüm bilinci ve ölüm gerçeği ile ilgili görüşlerimi paylaştığım tweet üzerine elbette eleştiriler olacaktır. Bu eleştirilere her zaman açık oldum. Ancak bir takım kişilerin bu konuyu başka yere taşıma çabası, asılsız ve çok ciddi iddialar üzerinden ismimi karalama çalışmalarına sessiz kalamazdım. Bu durum bazı karanlık odakların linç kampanyasına dönüşmüştür.
İDDİA 1:
TELE1 adlı internet portalında gazeteci Merdan Yanardağ’ın twitter hesabı üzerinden: Neslican için, “Seküler dünyasallaşma rüzgârına kapılıp dinlerin teselli gücünden faydalanması için acı çektiği söyleyen Nevzat Tarhan’ın sicili de ilginç. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra cezaevlerinde Amerikan kimya şirketleri adına ilaç denemesi yaptığı iddia edilen biri şeklindeki paylaşımının ekran görüntüsünün altına, Askeri cuntayla işbirliği içinde olduğu bilinen Tarhan’ın, Ayhan Songar ve Turan İtil’le birlikte cezaevlerinde araştırma adı altında, binlerce siyasi tutsak üzerinde ilaç denemesi yaptığı ve elde ettiği sonuçları Amerika’ya götürdüğü ifade edildi.” Şeklinde yazılan çirkin iddia;
CEVAP 1:
- Hiçbir temeli, dayanağı olmayan bu iddiaları kesinlikle kabul etmiyorum. İddialar tamamen yalan ve uydurmadır. Hangi somut bilgi, kanıt ve veriye dayanarak ortaya atıldığını da merak ediyorum, ilgili kurum ve kişilerin belgelerini, bilgilerini göstermeye, ispat etmeye davet ediyorum. İspat sorumluluğu iddia sahibine aittir. Asılsız bu iddiaları geri almalarını, aksi halde hukuki haklarımı kullanacağımın da bilinmesini istiyorum.
İDDİA 2:
Yine TELE 1 adlı internet portalındaki asılsız iddiaların yer aldığı aynı haberin devamında “İstanbul Mecidiyeköy’de Hafize Zekeriya İTİL (HZİ) vakfı adına yapıldığı, tutsakların onayı dışında yapılan bu denemelerin ardından Tarhan’ın birçok ilaç patenti de aldığı ortaya çıktı.” Şeklindeki çirkin iftira;
CEVAP 2:
- Bu iddialar da asılsız, temelsiz, kesinlikle yalan ve uydurmadır. Tüm bu iddiaların da belgelerini, somut verileriyle tarafıma sunulmasını bekliyorum. İddia sahipleri, iddia edilen patentleri ortaya koymak zorundalar. İspat sorumluluğu iddia sahiplerine aittir. İddiaları hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Gizli odaklar ve gerçek dışı hesaplar üzerinden yapılan bu karalama kampanyalarını kamuoyunun takdirine bırakıyorum, bu kişi ve kurumların üzerinden tüm hukuki haklarımı arayacağımı da yinelemek istiyorum.
İDDİA 3:
ODA TV adlı internet haber portalında “FETÖ ilişkileri’ başlığıyla “Nevzat Tarhan, 2012 yılında FETÖ’nün Ergenekon kumpası davasında tanık olarak dinlenmişti. Ergenekon Örgütü” nün varlığını uzun süre savunan Tarhan, FETÖ’nün düzenlediği Türkçe Olimpiyatları’na da destek vermişti. YAŞ kararlarıyla ve genellikle irticai nedenlerle ordudan ilişiği kesilenlerin kurduğu bir dernek olan ASDER’in başkanlığını da yapmıştı.” Şeklindeki FETÖ iması;
CEVAP 3:
Ergenekon davasının resmi tanıklarından biriyim. 28 Şubat davasında mahkeme kararıyla onaylanan Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki BÇG (Batı Çalışma Gurubu) varlığıyla ilgili bilgilerimi mahkemeye sunmuştum.
2013 yılının Haziran ayında bir öğrenci kulübümüz, Türkçe Olimpiyatlarına katılan yarışmacıları üniversitemize davet etmiştir, mevcut görüntüler ona aittir. Ancak iddia edildiği üzere ben hiçbir Türkçe Olimpiyatına ve Abant toplantısına katılmadım. Ne Türkçe Olimpiyatları ne de Abant toplantılarına katıldığıma dair herhangi bir belge, bilgi veya görüntü de bulunmamaktadır. İddia sahiplerini bu iddialarını da ispat etmeye davet ediyorum, ispat sorumluluğu yine onlara aittir. Bu asılsız iddialarını geri almalarını, hukuki haklarımı kullanacağımın da bilinmesini istiyorum.
ASDER (Adaleti Savunanlar Derneği) başkanlığını yapıyorum, Silahlı kuvvetlerden kendi isteğimle emekli oldum. 18 Ekim 2016’da TBMM’de oluşturulan komisyonda 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi ile ilgi uzun bir görüş verdim. Tespitlerimi merak edenler ilgili tutanaklardan öğrenebilirler.
Ölüm bilinci ve ölüm gerçeğini vurgulamak üzere paylaştığım bir tweet üzerine konunun farklı alanlara çekilerek hakkımda çıkarılan asılsız ve çirkin iftiralara cevabım bu şekildedir. Bütün bunlarla birlikte ismimi kirletmek için yapılmış hiçbir dayanağı olmayan bu asılsız ve mesnetsiz, iftira mahiyetindeki iddialarla ilgili hukuki haklarımı kullanacağımı yeniden bildirerek, tüm bu kişi ve kurumlar hakkında adli merciler nezdinde yasal işlemleri başlattığımı da yinelemek istiyorum.
Bazı odakların linç kültüründen yararlanarak, bilinçli bir kampanya ile organize şekilde saldırdıkları ortadadır.
Tamamen art niyetli, gizli odaklar ve sahte hesaplar tarafından yapılan karalama kampanyasını kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Okunma : 22180