Gençler akıl ve mantık ölçüleriyle değil, daha çok hisleriyle hareket ediyor. Medya ve internet ortamı da gençlerin duygusal ilişkilerini körüklüyor.
Gençler diğer yandan arkadaşlarının psikolojik baskılarına maruz kalıyorlar. Gencin kız ya da erkek arkadaşı yoksa, "Aaaa, senin niye yok? Yoksa seni kimse beğenmiyor mu?" deniliyor. Genç de beğenilen bir kişi olduğunu ispatlamak için birisiyle arkadaşlık etmeye kendisini mecbur biliyor. Oysa ölçüsüz, sınırsız ve sırf duygusallığın yönlendirdiği arkadaşlıklar, gençlikte yüksek idealleri yok edip başarıyı engelliyor. "Aynı zeminde bulunan kız ve erkekler hepsi aşk hayatı mı yaşıyor, kızlarla erkekleri birbirinden soyutlayalım mı?" derseniz, tabii ki, şu an bu imkansız bir şey. Yapılacak olan, arkadaşlıkların sınırlarını iyi çizmektir. Özellikle kız-erkek arkadaşlığının nerede başlayıp nerede biteceğini bilmek büyük önem arz eder. Duygusallığın egemen olduğu gençlik çağında, yapılacak çoğu davranışların kişileri pişmanlıkla yüz yüze getirdiği inkar edilemez. Bu yüzden aklın yönlendirmelerine her zamandan çok gençlik çağında ihtiyaç vardır. Çünkü, "Gençlik akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akıbeti görmez."S.D. adlı üniversiteli genç kızın pişmanlık dolu sözleri sınırların ve ideallerin nasıl doğru çizilmesi gerektiğine işaret ediyor: "Biz kızlı erkekli bir gruptuk. Hepimizin arkadaşı vardı. Okuldan çıkar çıkmaz bir yerlere giderdik. Çok çalışkan, kitap okuyan, memleket meselelerine kafayı yoranlara; "inek" veya "enayi" derdik. Ama o "inek ve enayiler" okuyup adam oldular. Ben uyuşturucuya ve alkole alıştım. Baktım bunlar da beni mutlu etmiyor. İntihara teşebbüs ettim. Şimdi de okulu terk ettim. Psikiyatri tedavisi görüyorum. Geriye dönüp baktığımda hep pişmanlık duyuyorum ve keşke diyorum."
Prof. Nevzat Tarhan'ın çok güzel bir tespiti var: "Kişi beynine hangi alanda zevk almayı öğretirse beyin ona göre çalışır." Kişi beynine yüksek ideallerden zevk almayı öğretirse aklına, iradesine ve duygularına hakim olmayı bilir. Bu tip gençler hem başarıyı hem de mutluluğu birlikte yakalarlar.
Okunma : 3193