Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, psikololojik savaş kurallarında, savaş ideolojisi var mı yok mu bunun araştırıldığını belirterek, "Eğer savaş ideolojisi varsa, bu savaşta başarı ihtimali çok yükseliyor. Bizim burada (Zeytin Dalı Harekatı) savaş ideolojimiz var. Yakın tehditle ilgili güçlü bir terör tehlikesi, güçlü bir gerekçe var. Bu ideoloji, topluma iyi anlatıldı. Bunun bozulmaması lazım." dedi.
Prof. Dr. Tarhan, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce (TSK) Suriye'nin Afrin bölgesinde PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ'a mensup teröristleri etkisiz hale getirmek üzere başlatılan Zeytin Dalı Harekatı sonrası, operasyona katılan askerlerde, onların ailelerinde ve toplumda görülen yüksek motivasyon ve moralin nedenlerini, AA muhabirine değerlendirdi.
İkinci olarak da toplumun Afrin operasyonu ile ilgili iyi hazırlandığını, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olayı sık sık gündemde tutmasının, başka bir seçeneğin kalmadığını söylemesinin ve bunun ısrarla son zamanlarda vurgulanmasının etkili olduğunu belirten Tarhan, "Toplumda, 'bu konuda bütün diplomasi yolları tükendi, başka çare kalmadı' algısı oluştu. Bu konuda algı yönetimi iyi yapıldı, cılız sesler bile çıkmadı. Bu da Afrin harekatıyla ilgili toplumsal algının, iyi yönetildiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Dezenformasyon çok yapılacak"
Prof. Dr. Tarhan, savaşta kişinin kendi hayatını riske ettiğini, bunun için çok kuvvetli bir gerekçe olması gerektiğini dile getirerek, "En önemli gerekçe vatanseverlik ve şehitlik. Anne-babanın, 'oğlum sana bir şey olmasın' demek yerine, 'seni bugünler için doğurdum' demesi, cephede tehlike ile karşılaştığı zaman kaçıp kaçmama kararını vermesinde bile etkili." ifadelerini kullandı.
Bu nedenle savaş ideolojisinin önemli olduğunu aktaran Tarhan, şöyle devam etti:
"Psikololojik savaş kurallarında, savaş ideolojisi var mı yok mu araştırılır. Eğer savaş ideolojisi varsa, bu savaşta başarı ihtimali çok yükseliyor. Bizim burada savaş ideolojimiz var. Yakın tehditle ilgili güçlü bir terör tehlikesi, güçlü bir gerekçe var. Bu ideoloji, topluma iyi anlatıldı. Bunun bozulmaması lazım. Bunun için dezenformasyon çok yapılacak. Farklı haberler çıkacak. Sanki bu savaş, Kürt kimliğiyle ilgili savaş gibi dezenformasyonlar yapılıyor. Bunun etnik bir savaş olmadığı, terör savaşı olduğu, Türkiye'nin etnik kimliklerle ilgili ayrımcılık yapmadığının yüksek sesle ifade edilmesi gerekiyor."
"Gençler için bir fırsat"
Prof. Dr. Tarhan, bu tür durumlarda çocukların ailelerinden etkilendiğini anlatarak, "Anne-baba bu konuda milli bir duruş gösterirse, çocuklar da bu olaydan ders çıkarırlar. Şu anki durum gençler açısından, milli duyguları harekete geçirmek için bir fırsat." görüşünü dile getirdi.
Ülkede son yıllarda milli beraberlik duygularındaki artışa da değinen Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ortak idealler olursa, böyle durumlarda gençlerde aidiyet duygusu ve milli kimlik ihtiyacı artıyor. Özellikle Türkiye'nin uluslararası anlamda yalnızlaştırılma politikası var. Toplum buna karşı milli bir tepkiye yöneldi, birlik olmamız gibi bir zorunluluk ortaya çıktı. Bu, Türkiye için bir fırsattır. Burada liderlerin kucaklayıcı olması çok önemli. Burada farklılıkları bırakıp, benzerlikler üzerinden liderlerin politika üretmeleri Türkiye'ye bir kazanç olur."
AA
Okunma : 4455