Depresyona giren bir kadına yakınları genellikle “Gez, dolaş, kafanı dağıt” “Takma kafana, kendi kendinin doktoru ol” gibi telkinlerde bulunur. Oysa hasta zaten bunları yapmaya çalıştığı halde bir türlü başarılı olamıyordur. Bu yüzden rahatsızlığı daha da ağırlaşabilir…
Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadınlarda depresyonun nedenleri ve hastalığın teşhis ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Yüzyılın sağlık sorunlarından…
Depresyon çağımıza damga vuran hastalıklardan biridir. İnsanın hayatla arasındaki en güçlü bağları kopma noktasına getiren, en azından zayıflatan bir rahatsızlıktır. En önemli özelliği ise ‘yeti yitimi' dediğimiz, kişiyi verimsizleştiren durumdur. Bu sebeple hayatı tehlikesi olan kalp hastalıkları kadar olmasa da, bilhassa iş verimindeki düşüşün engellenmesi için mücadele gerektirir.
Her üzüntü depresyon değildir
Bir kişi, “Bana daha önce zevk veren şeylere karşı ilgim azaldı”, “Uyku düzenim, iştahım, kilom değişti”, “Enerjimin bittiğini ve yorgun olduğumu hissediyorum”, “Umutsuz, suçlu, değersiz ve kifayetsiz olduğumu düşünüyorum”, “Herhangi bir konuda karar vermekte güçlük çekiyorum”, “Arkadaşlarım değiştiğimi söylüyor”, “Çok sık bir şekilde ölümü arzuluyorum”, “Kendimi üzgün ve alıngan hissediyorum” gibi düşüncelerin üçünü veya daha fazlasını taşıyorsa, o kişiye depresyon tanısı konur. Ancak yaşanan her üzüntü ya da hüzün depresyon değildir. Bir kişiye bu teşhisin konulmasında stres, ailede depresyon geçirenlerin varlığı ve o kişinin daha evvel atlatmış olduğu ruhsal hastalığın rolü de çok büyüktür.
Kadınlarda daha fazla görülüyor
Erkeklerde depresyon görülme sıklığı kadınlara nazaran daha az. Fakat erkeklerde depresyonun intiharla sonlanma oranı daha yüksek. İntiharla ölen kişilerin beyin omurilik sıvılarındaki serotonin maddesinin 10 -15 misli düşük çıkması hastalığın tedavisinde ilacın önemini ortaya koyuyor. Depresyondaki kadınların en büyük sıkıntısı ise anlaşılamamak. Şeklen bakıldığında, bu hastaların hayatları gayet muntazamdır. Depresyondaki bir kadının yakınları ona bazı telkinlerde bulunurlar. Oysa hasta bunları istese de başaramıyordur. Çevresi, rahatsızlığın istem dışı olduğunu bilmediğinden hastalık ağırlaşır.
İşte tetikleyici unsurlar
Gebelik, düşük yapma, adet döngüsü değişimleri, doğum sonrası zayıflık, menopoz gibi hormonal etkenler kadınlarda depresyona neden olabilir. Diğer taraftan, çalışan kadının evdeki sorumluluklarının devam etmesi ve eşi tarafından cinsel anlamda aldatılması, ev hanımlarının çocuklarını yalnız başlarına yetiştirmeleri, yaşlı insanlara bakmaları ve yaptıkları işin o esnada somut bir şekilde gözükmemesi gibi durumlar fazladan strese sebep olarak depresyonu tetikleyebilir.
Tedavi yolları
Depresyon tedavisinde hastayı tek ele almak yeterli olmaz. İlaç, psikoterapi, elektromanyetik tedavilerin yanı sıra, aile bireylerini de kapsayan tedavilere ihtiyaç vardır.
Okunma : 5717
ÜHA