Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, TİMREPORT Dergisi Temmuz sayısına verdiği röportajıyla “Türkiye’nin ilk davranış bilimleri, mühendislik ve sağlık temalı üniversitesi” olarak çıktıkları yolda, değişen dünyaya adaptasyon konusuna özellikle titizlendiklerinin altını çiziyor. Varlıklarını, “eleştirilebilirlik, özgürlükçülük, çoğulculuk ve katılımcılık” olarak belirledikleri dört temel prensip üzerine inşa ettiklerini söyleyen Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kuruluş aşamasında benimsedikleri “ilklere imza atma” vizyonuna sadik kalarak yollarına devam ettiklerini dile getiriyor.
- “Bizim farkımız şudur” diye başladığınız bir cümleyi nasıl devam ettirirsiniz?
Biz, Türkiye’nin ilk davranış bilimleri, mühendislik ve sağlık temalı üniversitesi olarak yola çıktık. “Pozitif Psikoloji” sadece Türkiye’de değil dünyada da ilk temellendiren ve kredili ders olarak açan ilk üniversiteyiz. Düzenli olarak kongrelerini düzenliyoruz. “Beyin Girişimi” (Brain Initiative) çalışmaları ile ilgili 2015 den beri her yıl G20 Zirve’lerinde N20 Neuroscience20 olarak sunum yapan tek üniversiteyiz. Teknolojiyi sağlıkla birleştirerek tekno-girişimciliği ön plana çıkaran bir eğitim sunuyoruz. Şizofreni ilacı patentine sahip bilim insanının, BM Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesinin, BM Çevre Kurulu Üyesinin ve Politik Psikoloji araştırmalarında daha birçok farklı alanda söz sahibi öğretim üyelerinin yer aldığı eşsiz bir akademik kadrodan eğitim alma imkanına sahip oluyor öğrencilerimiz. Bununla birlikte, mezunlarımız NP İstanbul Hastanesi uygulama ve bilim ortaklığı ile Üsküdar Diş Hastanesi iş birliği sayesinde ve güçlü istihdam olanaklarına kavuşma imkanına sahip oluyorlar. Aynı zamanda “Nörogenetik, nöroteknoloji, nöromodülasyon tedavilerini ve derin öğrenmeyi” arge odaklarına dahil etmiştir. Bu konuda uluslarası etkinlikleri nedeniyle ödüller almıştır.
- Markalaşma yolunda Üsküdar Üniversitesi kurulduğu günden bu yana nasıl bir yol kat etti?
Kurumumuzun kalite yönetimine çok önem vermektedir. STİX isimli bir yazılım geliştirerek öğrenci danışmanlık sistemlerin 7 yıldır dijital olarak yürümektedir. Ayrıca UKSPRO isimli sistemle bütün akademik etkinlikleri kayıt altına almakta ve belgelendirmektedir. Diğer taraftan FTS isimli diğer bir yazılım programı ile faaliyet takip sistemi oluşturmuştur. Öğretim elemanlarının eğitim, idari, akademik alandaki çalışmalarını performans sistemi haline getirmiştir. Üsküdar Üniversitesi’nin araştırma ve eğitim faaliyetlerindeki sonuçları uluslararası derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) tarafından bir kez daha tescillendi. Dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 101 üniversite içerisinde yer aldı. Ne mutlu bize ki üniversitemiz, sürdürülebilir kalkınma için barışçıl ve kapsayıcı toplumlar tesis etme ve kapsayıcı kurumlar oluşturma çalışmalarıyla dikkat çekici yönetsel başarıya imza attı. ‘Impact Ranking’ olarak adlandırılan “Etki Sıralaması” puanımız ile de önemli bir başarı elde ederek, ‘16 Peace, Justice and Strong Institutions / (Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar)’ kategorisinde Türkiye'de 2'inci sırada yer aldık. Belirttiğimiz temel ilkelerimizden sapmadan, üniversitemizin tüm kadrosuyla belirlediğimiz vizyon doğrultusunda attığımız adımlarla her geçen yıl sıralamalardaki yerimizi yukarılara taşıyarak markalaşma yolunda ilerlemeye devam edeceğiz.
- Yeni trendlere uyum noktasında Üsküdar Üniversitesi nasıl bir bakış açısıyla hareket ediyor, özellikle dijitalleşme konusunda neler yapıyorsunuz?
Türkiye’de ilk olarak 2014 yılında İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilk konusu Yapay Zeka olan Bilim ve Fikir festivalini gerçekleştirmektedir. Türkiye’de kabul gören Teknofest uygulamalarının proje fikri Üsküdar Üniversitesine aittir. Çağdaş insan ve insan odaklı teknolojiye hâkim, yüksek nitelikli eğitim, öğretim, araştırma ve uygulama programları geliştiren bir üniversiteyiz. Geleceğe daha emin adımlarla yürümek üzere rutin olarak geleneksel hale getirdiğimiz vizyon (arama) toplantılarımızı hayata geçirdik. 4’üncüsünü geride bıraktığımız toplantılarımızın 2020 yılında yaptığımız ikinci toplantımızın ana temasını “Dijitalleşme Odaklı” belirlemiştik. Yükseköğretim kurumları arasında bir ilki gerçekleştirerek, dünya ölçeğinde üniversitelerin dijital dönüşümünü ve bu alandaki pozisyonunu Senato üyelerimiz ve üst düzey yöneticilerimizle birlikte her yönüyle ele aldık.
Dünyada hızlı bir değişim var. Bu değişimi doğru okur ve doğru pozisyon alırsak bu bizi hedeflenen yerlere taşır. Yanlış pozisyon alırsak ise kaybederiz. Burada ciddi bir rekabet avantajı yakalamamız gerekiyor. Şu anda dijital dönüşüm kaçınılmaz. O halde bunu nasıl bize uygun hale getirebileceğimizi konuşmalıyız. Biz vizyon toplantımızda bunu planladık, kendi iç modelimizi nasıl oluşturacağımızı konuştuk. Bunu yaparken bize en uygun olan nedir, nasıl bağlanabiliriz?’ Bunu tartıştık ve önem, öncelik ve hedefimizi belirleyerek stratejimizi oluşturduk. Dijital yol haritamızı buna göre belirledik. Ve bugün dijitalleşme ve trendleri yakalama konusunda Üsküdar Üniversitesi ve tüm bilim, uygulama ortaklarımızla ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyoruz.
Öte yandan küresel çapta hayatın her alanında değişim ve dönüşümün yaşandığı bir dönemde dijitalleşmeyi hızla gerçekleştirerek uzaktan eğitimde çığır açan üniversitemiz, İstanbul’un kalbi Üsküdar’daki yerleşkelerinde hem fiziki hem de dijital eğitimi en efektif şekilde sentezliyor, yükseköğretimde yepyeni bir anlayışın kapılarını aralıyor.
Üsküdar Üniversitesi yönetimi, akademik ve idari kadrosu olarak yayımladığımız “Fi-jitalleşme Manifestosu” ile hem fiziki hem de dijital eğitimin en efektif şekilde sentezleyerek “Uzaktan öğretimin olacağına ama eğitimin uzaktan olmayacağına” yönelik inancımızı vurguladık.
- Özellikle son dönemde çok revaçta olan sürdürülebilirlik yönetimi uygulamaları noktasında Üsküdar Üniversitesi olarak nasıl hareket ediyorsunuz?
Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş, her biri birbiriyle bağlantılı olan 17 amaçtan oluşan ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşaması için gerekli adımları alt hedefler halinde sunan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, gelecek nesiller için yaşamı sürdürülebilir biçimde iyileştirmek için, küresel boyutta ortaklık ve pragmatizm ruhuyla hareket etmektedir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusundaki faaliyetleri ile dünya üniversitelerini sıralayan Times Higher Education kuruluşu ise, “Times Etki Sıralaması” ile bu alandaki ilk sıralamayı gerçekleştirmiştir. Kurum bu yöntemle üniversitelerin insanlığa, daha iyi ve sürdürülebilir bir yaşama katkı sunmalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. İşte biz bu sıralamada Türkiye’deki üniversiteler arasında 29. sırada yer aldık. Birleşmiş Milletlerin 17 kategorideki sürdürülebilir kalkınma hedefinden 2022 yılında, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Eşitsizliklerin Azaltılması, İklim Eylemi, Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar ve Amaçlar için Ortaklıklar etiketleri ile tüm etiketleri almaya hak kazandık ve “Genel Sıralama” kategorisinde Türkiye’deki üniversiteler arasında 29. sırada listelendik.
Bu hassasiyetle;
- Yüksek profil yayın kabul eden bibliyometrik veri tabanı Elsevier - Scopus kapsamında yer alan “Barış ve Adalet” odaklı araştırmalarımız,
- Üniversite yönetim süreçlerinde yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası paydaş katılımları ve üniversitemizin evrensel hukuka bilimsel değerlere bağlı yönetim stratejileri ve bununla ilgili uygulama örnekleri,
- Temel değerlerinde de ilan ettiği şekliyle din, dil, ırk, milliyet, cinsiyet, renk, düşünce farklılıklarında hiçbir ayrım gözetmeyen, logosunda da 4 dayanak olarak yer verdiği yer alan eleştirilebilirliği, özgürlükçülüğü, çoğulculuğu ve katılımcılığı benimseyen, toplumun temel değerlerini koruyan, toplumsal yararı ön planda tutan ve toplumsal sorunlara duyarlı, bilimsellik ve eleştirel düşüncenin ön planda olduğu, etik değerlerin ilk sırada yer aldığı, eşitlik, güvenirlilik, akılcılık ilkelerine sahip yapısı ve buna ilişkin yönetmelik ve yönergeleri, kurum yönetim politikalarıyla,
- Kamu ve özel kurumlar ile olan iş birlikleri ve bu iş birliklerinin tüm süreçlerinde şeffaf bilgilendirme strateji ve iletişim yönetimiyle,
- Öğretim elemanları, araştırmacılar ve öğrencilerine sağladığı akademik özgürlük, kuruluş belgesinde de ifade edilen akademik ve idari kadronun iş memnuniyetini sağlayan ve sürekli geliştiren değerleri, objektif, kurum ve akademi öncelikli ölçme-değerlendirme ve ödüllendirme, teşvik süreçleriyle,
- Ayrımcılığa karşı duruşu ve bu mücadeleyi ulusal çapta kamu kurumları ile uluslararası çapta ise BM’nin ilgili komisyonlarında yürütülen çalışmalarda bizzat politika belirleyici olarak sağladığı katkısıyla,
- Katılımcı ve çok sesliliği destekleyen öğrenci kulüpleri, araştırma ve uygulama merkezleri ve tüm bu faaliyetlerin akademik çatısını oluşturan çalışma gruplarıyla,
- Vakıf yüksek öğretim kurumları raporlarında da yer aldığı şekliyle kurumsal ve finansal şeffaflık odaklı, AR-GE öncelikli ve yüksek öğrenci bursluluk oranları ile güçlü kurumsal yapısını öğrenci ve öğretim elemanlarının aidiyet duygusu ile güçlendiren ve müfredatında adalet, hukuk, eşitlik temalı dersleriyle bu kültürü öğrencilere aktaran,
- Kanun yapıcı ve politika belirleyicilere iklim değişimi, su, göç ve mültecilik gibi öncelikli dünya sorunlarına çözüm üretme gayesiyle öğrencilere, topluma eğitimler veren, kongreler düzenleyen ve Al-Mizan gibi referans bir Dünya için çevre sözleşmesi deklarasyonu ile katkı sağlayan Üsküdar Üniversitesi ülkemizde ve dünyada barış, adalet ve güçlü kurumlar etiketini kurulduğu 2011 yılından itibaren uygulama hassasiyetini gösterdiği kanıt odaklı çalışmalarıyla sürdürmektedir.
- Akademik dünyada marka olmuş bir Türk üniversitesinin olmamasının nedenlerini nasıl açıklarsınız?
Yerel olmadan evrensel olunmaz kuralına uymadığımız için marka olamadığımızı düşünmek gerekir. Tematik bir alanda öne çıkıp referans nokta olmayı başaramaması önemlidir. Üniversite sistemleri bir habitattır, bu habitatı çalışkan akademisyenler yukarı yükseltir zeki ama tembel çalışanlar da aşağı çeker.
Akademik dünyada marka olmuş üniversiteleri incelerken pek çoğunun 250- 300 yılı aşkın tarihi olduğunu görürsünüz. Bir Türk üniversitesinin marka olabilmesi için akademik mükemmelliğin yanı sıra diğer bazı niteliklere de sahip olması gerekir. Örneğin; Türkiye’de Avrupa Birliği ve dünya standartlarında eğitim ve öğretim yapmalıdır. Kentsel ve bölgesel kalkınmaya katma değer ve katılım sağlayan öncü, örnek, evrensel bir üniversite olmalıdır. Bunun yanı sıra ülkemizin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına katkı sağlamalı, özellikle bilim, sağlık, turizm, tarih ve kültür kaynakları yönetimi alanlarında uluslararası düzeyde eğitim ve araştırma imkânı sunmalıdır. Ülkemizin doğal, kültürel, ekonomik ve sosyal gereksinimlerini ve önemli konumunu göz önüne alarak; çağdaş teknolojiye hâkim, yüksek nitelikli eğitim, öğretim, araştırma ve uygulama programlarına sahip olmalıdır. Üstün nitelikli akademik programlar geliştirmeli, ülkemizin kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak insanlığın ve özellikle bölgemizin sorunlarına çözüm üretecek bilimsel faaliyetlerde bulunmalıdır. Ulusal ve uluslararası ölçekte, çağdaş, katılımcı, araştıran ve bilim üreten üniversitelerimiz, ancak o zaman akademik dünyada marka olma yolunda ilerleyebilirler.
- Markalaşma konusunda atmamız gereken adımlar sizce neler?
21. Yüzyıl becerilerini rehber edinerek Uluslararası alandaki çalışmalar, döviz getiren hizmetlere önem verme, fuarlar ve etkinliklerde görünürlüğü artırma, Turquality sistemine girme çok önemlidir. Kurumların uluslararası pazarlarda global bir oyuncu olabilmeleri için dünyadaki başarılı marka örnekleri incelemeleri, oradan edinilmiş deneyimleri içselleştirmeleri ve kendi ürün ve hizmetlerine uyarlayabilmeleri gerekmektedir. Bunun üzerine de alanlarında inovasyon sağlamalı ve fark yaratmaları gerekir. Tabii hepsinden önemlisi sunulan hizmet veya ürünün dünya kalite standartlarına erişebilmesidir. Bu noktadan sonra markalaşma için gerekli olan tanıtım, reklam, pazarlama ve iletişim faaliyetleri devreye girebilir.
Marka olmak için kurumsallaşmak ve gelişim sağlamak şarttır. Buna ek olarak sunduğunuz tüketici/kullanıcı deneyimini de ölçümlemeli ve aldığınız geri bildirimlerle ürün ve hizmetlerinizi geliştirmelisiniz. İşte bu noktada, Ticaret Bakanlığı’na bağlı devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı Turquality’den yararlanmayı öneriyorum. Turquality, markalaşma potansiyeli olan ürün ve hizmet gruplarına sahip firmaları destekliyor. Kurumlar üretimlerinden pazarlamaya, satıştan satış sonrası hizmetlere kadar bütün süreçlerini kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi desteği alabiliyorlar bu oluşumdan. Bu nedenle, markalaşma yol haritası için bu oluşumdan destek alabilirsiniz.
- Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Turquality Destek Programı’na dâhil olmanın önemini nasıl anlatırsınız?
Biz Üsküdar Üniversitesi olarak, eğitimde kaliteyi önemsiyoruz ve ülkemizi uluslararası arenada eğitim üssü haline getirme hedefiyle çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu kapsamda uluslararası markalaşma hedefimize katkı sağlamak amacıyla TİM’in Turquality Destek Programı’na dahil olduk. Bahsettiğim, geleneksel vizyon toplantılarımızın 4’üncüsünü de "Uluslararası Marka Bilinirliği Odaklı" ana temasıyla gerçekleştirdik.
Turquality Marka Destek Programı çalışmaları kapsamında Deloitte Türkiye tarafından bir toplantı organize ettik. Ticaret Bakanlığı destekli uluslararası markalaşma programı Turquality başvurumuz kapsamında denetim sürecini başarıyla tamamladık. İki gün boyunca devam eden denetim sonrası Turquality desteğiyle ilgili karar üniversite yönetimimize bildirildi. Böylelikle, Üsküdar Üniversitesi, Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen, Türk kalitesini birçok ülkeye duyuran dünyanın ilk ve tek devlet destekli markalaşma programı Turquality destek programına alınan eğitim kurumlarından biri oldu.
Üsküdar Üniversitesi, eğitim alanında Türk markasının dünyanın farklı ülkelerinde konumlanmasını sağlayan markalaşma programı Turquality kapsamında 142 dünya üniversitesi ile eğitim işbirliği içinde ve 102 ülkeden 4000’den fazla uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor.
- Üsküdar Üniversitesi’nin gelecek projeleri neler, “yeni” olarak sunmayı planladığınız projeler var mı?
Kuruluşumuzdan bu yana pek çok ilke imza attık. Türkiye’nin ilk Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nü kurduk. Öğrencilerimiz insani değerlere ve nitelikli insan yetiştirmeye odaklanan bir bilim yuvasıyla aynı çatı altında gelişiyorlar.
Yine Türkiye’nin ilk Adli Bilimler Lisans Programı’nın yanı sıra multidisipliner eğitim alabilecekleri geleceğin mesleklerine yönelik bölüm ve programlar sunuyoruz. Gelecekte de bu vizyonla pek çok ilke imza atmaya devam edeceğiz. Dünya sıralamasındaki yerimizi her geçen gün yükseltirken, sunacağımız olanaklarla öğrencilerimizi geliştirmeye, mezunlarımızın iş hayatına atılmasıyla birlikte onları daima desteklemeye ve üniversiteleri ile sinerji oluşturmaları için teşvik etmeye devam edeceğiz.
Üsküdar Üniversitesi olarak tüm akademik birimlerimizle farklı alanlarda sürdürülebilir projelere imza atıyoruz. Birkaç örnek vermem gerekirse, gen teknolojisi alanında çalışan TREGENMER Türkiye’de CRISPR teknolojisi alanında TÜBİTAK’a en yüksek oranda proje üreten akademik birim. Milli Uzay Programı kapsamında uzaya gideceği açıklanan 13 projeden biri, yine TRGENMER tarafından geliştirilen ‘Message (Microgravity Associated Genetics) Bilim Misyonu’ oldu. CRISPR gen mühendisliği yöntemleri ile yerçekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genlerin tespit edilmesi ve uzay görevlerinde, bağışıklık hücrelerinden hangilerinin yer çekimi tarafından direkt olarak etkileneceği ortaya konulacak. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin ilk uzay yolcularını üniversitemizde misafir edip, eğitimde buluşmuştuk. Bu bizi heyecanlandırıyor.
İletişim Fakültemiz tarafından geleneksel olarak organize edilen ve bu yıl 10’uncusunu düzenlediğimiz İletişim Günleri’nde o döneme ait sorunları masaya yatırıyor, uluslararası çapta bildiriler yayınlıyoruz. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz düzenli olarak Türkiye çapında toplumsal araştırmalar düzenleyerek, sonuçlarıyla akademik dünyaya önemli bilgi kaynakları sağlıyor, daha da önemlisi çalışmalarımızı ve tezlerimizi bu saha araştırmalarına dayandırıyoruz. Örneklerimizi artırmak mümkün.
Önem verdiğim bir diğer geleneksel projemiz de Türkiye’nin ilk Bilim ve Fikir Festivali. Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte sürdürdüğümüz bu festivali 8 yıl üst üste gerçekleştirdik. Bu yıl Kahramanmaraş depremleri nedeniyle dondurma kararı alarak tüm projeleri değerlendirmek üzere seneye erteledik. 2014 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz bu proje yarışmasının o yılki konusu “yapay zeka ile yaşamı geliştirecek” projeler üzerine kurgulanmıştı. Yani aslında biz 9 sene önce bu yola çıktık, şu anda yapay zekanın nerelere geldiğini hepimiz görüyoruz. Bir üniversitenin en ayırt edici yönü yüreklendirici olması merak duygusunu harekete geçirecek ortamı sağlaması ve vizyonerliğidir. Bir üniversite o zaman bilimin gelişmesi yönünde adımlar atmış olur.
- Söylemek istediğiniz başka şeyler varsa onları da alabiliriz.
21. Yüzyıl becerileri yenilikçilik girişimcilik, sürdürülebilirlik olarak bilinir. Bizim vurguladığımız sadece akademik ve teknik değil sosyal ve duygusal becerilerinin de öğrencilere aktarılması gerektiğidir. Bunun için İnsani değerler ödüllerini 2016 yılından itibaren her yıl vermekteyiz. Öğrencilerimize de İyilik Bilimi olarak ta tanımlanan Pozitif Psikoloji dersini rektörlük dersi olarak bütün öğrencilere vermekteyiz. Burada Kurumsal Sosyal Sorumluluk kapsamında, öğrencilerimize sunduğumuz burs imkanlarından söz etmek istiyorum. Üsküdar Üniversitesi kurucu vakfı TARHAN - İDER Vakfı, önemli oranlarda öğrenci bursu verirken; sınırlı imkânlara sahip olan kişilerin sağlık giderlerine destek olmakta, ihtiyaç sahibi olan kişilere ruh ve beden sağlığı açısından katkıda bulunmaktadır. 2016 yılından itibaren 30 binin üzerinde mezunumuz, 24 binden fazla öğrencimiz var ve Tarhan-İDER Vakfı ile birlikte öğrencilerimizin önemli bir bölümüne tam burs sağlıyoruz. Önemli bir kısmı ise farklı oranlarda çeşitli burslarla destekleniyor. Üsküdar Üniversitesi olarak Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülkeden uluslararası öğrencilere de burs ve eğitim desteği sunuyoruz.
TİMREPORT DERGİSİ
SAYI 2021/ TEMMUZ 2023
Okunma : 1331